English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Odun

Odun translate English

2,069 parallel translation
- Daha önce hiç odun kırmayı denedin mi?
- Have you ever tried chopping wood?
Bir adam için hayatında bir kere bile olsa odun kırmak çok önemlidir.
It's important for a man having chopped wood once in his life.
Şurada bir yığın odun daha var, istersen oradan başlayabilirsin.
Then there's this whole pile you can start on.
Tamam. Git biraz daha odun getir. Ben...
Okay, bring the wood yet.
Kanlanmış gözler ve haptaki odun.
Bloodshot eyes and wood in a pill.
Iste, olu yakmak icin odun komuru.
There. Charcoal for the cremation.
Bay Bass, bir miktar odun gönderecek.
Mr. Bass is sending a cord of wood.
Ama kıçını sıcak tutmak istiyorsan, montunu giyin de biraz odun kıralım, olsun bitsin.
But if you want it warm, then get your jacket on, we'll chop it up, and that's that.
Bütün odun kampı sürücüleri mallarını oradan alır.
That's where all the mill drivers
Odun kampından aradılar.
The mill called.
Ben sabah altıdan akşam altıya odun kesen masum biri olamam.
Can't be a good old boy chopping from 6 : 00 to 6 : 00.
Tam arkamdaki o esmer odun söyledi.
It's that black-haired prick right behind me.
- Bildiğin odun yakabilir miyiz?
- We can burn actual wood?
Yasa dışı bir odun sobamız var.
We have an illegal wood-burning stove.
- Ve odun
- And firewood
Biraz odun Ve yiyecek alabiliriz
We can buy some wood And something to eat
Tahliller idrarın parçalanmış eritrositler yüzünden kahverengi olduğunu gösteriyor. Öyleyse akciğerlerini ve ruhsal durumunu bozan ve kanını odun parçalama makinesinden geçmişe benzeten şey ne?
Labs show the brown urine was caused by shredded red cells. and runs her blood through a wood chipper?
Ki-sang, ateşin altına odun at da harlansın.
Ki-sang, add more woods to feed the fire.
- Odun.
- Wood.
Kendinizi daha iyi hissedin diye yapılmış odun parçaları.
To a couple of bits of wood to make you feel better.
Odun ne kadar yumuşak olursa nemi o kadar çok emer.
The softer the wood, the more moisture it absorbs.
Üçüncüsü benimle birlikte odun toplayan Jessie ile oldu.
Third was with Jessie who gathers firewood with me...
Şu odun herife bir baksana.
look at this douche.
- Evet ama sıcaklık basmadan şöyle birkaç odun kessem iyi olacak.
- Yes, but I... cut some wood before that makes more heat.
Sabaha kadar gaz lambası ışığında odun sobasının yanında, gelen telgrafları okuyor, cevap yazıyor Hakimiyet-i Milliye'nin baş yazılarını kaleme alıyordu.
He sat by a wood burning stove all night until the first light of day writing the editorial for the National Sovereignty reading and replying to the telegrams he received.
Neden küvetimi doldurup ateşe odun atmaktasın?
Why do you draw my water and carry logs to my fire?
Sen zalim, kaba, hasta ve odun herifin tekisin.
You're a cruel, mean, sick and twisted little bastard
Herbirinizden şurdaki kurbanın yüzüne pat pat diye vurmanızı istiyorum. Tıpkı odun kırar gibi.
I want each of you to take a whack at our victim.
Biraz odun getir.
Get some woods.
Onları yakacak odun olarak kullanacak olsaydık yakıp kül etmek yüz yılımızı alırdı!
If we used them as firewood, it would take a hundred years to burn them all!
Ateşe odun atın. Ateşe odun atın diyor.
Put wood on the fire, she says.
Odun.
Wood.
Biraz yakacak odun keser misin?
Will you cut some firewood?
Biraz odun kömürü getirdim.
I've brought some charcoal.
İmparatorun büyücüleri, ona beş elemente hükmetme becerilerini öğretti. Ateş, su, toprak, odun ve metal.
The Emperor's mystics taught him mastery over the five elements, fire, water, earth, wood and metal.
Ateş için biraz daha odun bulsak iyi olacak.
Better get some more wood for the fire.
Onlar Jaynie Hansen'in deli babasına gittikleri sırada ben amigo kızların koçunu odun atölyesinde mengene edilmiş halde buldum.
While they were out talking to Jaynie Hansen's crazy dad, I was finding the cheerleading coach's body all mangled in the wood shop.
Naomi yakacak odun toplamaya gitti.
Naomi went to get some firewood.
Tekneyi arayıp koca bir odun yığını topladığını söylesek iyi olacak.
Better call the boat, ll'em she's getting a really big bundle of firewood
Neden bana yakacak odun toplamaya gittiğini söylediler?
Why did they tell me you were getting firewood?
Şimdi yakılacak odun olmuş.
It's matchwood now, pal.
Kinsaku ve Kyuuemon, siz yakacak odun ve yiyecek bir şeyler toplayın.
Kinsaku and Kyuuemon, you collect firewood and cook food.
Evliliğimizin ölümünün anısına, onu dev bir odun yığını gibi yakacağım galiba.
I think I'm gonna burn it. Like a giant funeral pyre commemorating the death of our marriage.
Biraz odun toplayayım.
I fetch firewood.
Bunlar sadece odun?
They are simply... wood?
- Sadece odun mu?
- Simply wood?
Burayı seninle beraber bir odun yığınını yakar gibi yakacağım.
I'll light this place like a stack of kindling and you with it.
Bir tane odun sobası.
Awood-burning stove.
Rahip bunları Dalarna'daki sunakta, odun ateşinde yakacak. "
"And the priest shall arrange them... on the burning wood on the altar."
- Hem de odun taşıyor.
Not a chance... - Hauling timber, too.
Biraz durmamız gerek, odun için.
Ain't a hell of a grade, but it's a long one.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]