Ofisinde translate English
3,495 parallel translation
Ofisinde, Dr. Edison'un eski kemiklerden sorumlu olmasını kabullenmeye çalışıyor.
Oh, in her office, trying to accept that Dr. Edison is in charge of the old bones.
Bunu ofisinde saklı buldum.
I found this hidden in the office.
Bana Bay Carson'ın ofisinde ne aradığınızı söyledikten sonra.
After you tell me why you were at Mr. Carson's office.
Dün doktorun ofisinde değil miydin?
Weren't you at the doctor's office yesterday?
Senin ofisinde.
In your office.
- Sadece... sadece yarın avukatımın ofisinde ol.
- Just... just be at my lawyer's office tomorrow.
Ofisinde.
She's in her office.
Belki çalışmalarını ofisinde değildir.
Maybe he didn't keep his work at the office.
Bugün ofisinde saklanmak isteyebilirsin.
Might want to hide out in your office today.
FBI merkez ofisinde değil mi?
It's at the FBI office downtown, okay?
Onu bir kez ofisinde sözlük okurken yakalamıştım.
I caught him reading a dictionary in his office once.
Birkaç dakika önce, Bana göstermek için çalışıyorlardı Joel ofisinde.
A few minutes ago, you were trying to show me up in Joel's office.
Ne işin var gecenin bir yarısı adamın ofisinde?
What are you doing at his offices in the middle of the night?
Kasper'in ofisinde bir dosya kutusu var.
There's a case box in Kasper's office.
Elliot'un, Kasper'in ofisinde bulunabilecek kanıtları yok etmek için Kasper'in ofisine gittiğini ve orada Daniella'yla karşılaştığını düşünüyoruz.
We're thinking Elliott went back to Kasper's office to get rid of any evidence collected against him, found Daniella there.
Artık bölge savcısının ofisinde değiliz.
We're not at the D.A.'s office anymore.
O zaman akşama ofisinde yalnız olunca gideriz.
Then we'll talk to him when he's alone in his office tonight.
Peki, sana elimden gelen her şekilde yardım edeceğim, ancak henüz başkanlık ofisinde değilim.
Well, I'll help you any way I can, but I'm not in office yet.
Lockhart'ın ofisinde fotoğrafını gördüm.
I saw the picture in Lockhart's office.
Büyük Ike kendi büyük ofisinde kendi büyük planlarını tasarlıyor.
Big Ike in his big office hatching his big plans.
Einstein'in öldüğü gün "Life" dergisinde yayınlanan ve Y.Ö.E'deki ofisinde çekilen bir fotoğraf buldum.
Here's a photograph from "Life" magazine, taken in Einstein's office at I.A.S. the day the died.
Ofisinde ikinci bir telefonu olduğunu biliyor muydunuz?
Do you know he keeps a second phone in his office?
Ofisinde sakladığın çalışanından bahsediyorsun herhalde.
You mean your employee, who you were harboring in your office.
Her neyse, Bunu Ryan'ın ofisinde yapmalıyız.
We should be doing this in Ryan's office anyway.
Yönetim ofisinde 50'den fazla bilgisayar olması lazım.
There must over 50 computer terminals in the executive offices.
D.B. Russell'ı arıyorum. Ofisinde değil.
I'm looking for D.B. Russell.
Abby'nin hazırladığı "Abby'nin aptallar için laboratuvar kılavuzu" ofisinde bir yerlerde olacaktı.
Abby keeps an Abby's Lab for Dummies around here in her office.
Daniel'ın kahvesini şu an senin eski ofisinde içtiğini sana hatırlatmama gerek var mı?
Need I remind you that Daniel is having his coffee in your former office right now.
Baban en büyük antlaşmalarının aracılığını nerede yaptı sanıyorsun ofisinde mi, yoksa polo maçları ve galalarda benim düzenlediğim kokteyllerde mi?
Where do you think your father brokered his biggest deals, in this office or over cocktails at polo matches and galas that I hosted?
Belediye başkanı ofisinde bayıldı!
The Mayor collapsed in her office!
Burada çalışmaya başladıktan sonra ofisinde tanışmıştınız.
You met him in your office right after you started working here.
Remy ofisinde değil.
Remy's not in his office.
Lew, bizimle savunmayı imzalamamız için bölge savcısının ofisinde buluşacak sabah.
Lew will meet us at the D.A.'s office in the morning to sign the plea.
İnsanlar hâlâ Senatör Chang'in ofisinde öldüğü fikrine alışmaya çalışıyorlar.
People are still getting used to the idea that Senator Chang died in office.
yoksa tekrar senin ofisinde buluşabilirdik.
Or we could have met in your office again.
Polis şu ana kadar yorum yapmaktan kaçındı ancak doğrulanmamış görgü tanığı ifadeleri Starling City kanunsuzunun bu akşamın erken saatlerinde Bayan Queen'e ofisinde saldırdığını ileri sürüyor.
So far the police are unwilling to comment, but unsubstantiated eyewitness reports claims that the Starling City vigilante attacked Mrs. Queen in her office earlier tonight.
Ama şimdi onun ofisinde kalbine nişan almış halde dururken ben ve Thea hatırına canını bağışlamam için yalvardığını biliyorum.
But what I do know is that when I was standing in her office with an arrow aimed at her heart, she begged me to spare her, all on behalf of me and Thea.
Var ama güvenlik ofisinde, Kaleo'nun yanında.
There is. In the security office with Kaleo.
Şu "herif" izinli bir polis memuruydu. Çek bozdurma ofisinde ek işte çalışıyordu.
That "dude" was an off-duty police officer, moonlighting at the check cashing store.
Reklam ücretlerini bölüşmek istiyorsanız bu gece saat yediye kadar ofisinde olacak.
If you want to talk about splitting advertising packages, she'll be in her office tonight until 7 : 00.
Hep Maria'nın ofisinde dururdu.
Maria always had it in her office.
Madem o kadar ciddiye alıyorsun neden beş yıllık bir yardımcının ofisinde tırnaklarını kesiyorsun.
Well, if you take it so seriously, then why are you in a fifth-year associate's office, trimming your fingernails at her desk?
Bunları kendi ofisinde tuttuğun sürece kurmayacağım.
Not as long as you keep these in your own office.
Savcılık ofisinde bir sikik var. - Miramar'da müşterimi tutuklayan piç. - Evet.
One condition : there is this fuck at the DA's office- - the jerk who busted my john at the Miramar.
Ofisinde sana çok yakın olan Ben Diamond için çalışan birisi var. Sana ihanet eden, seni gözetleyip yaptığın her hamleyi Ben'e bildiren.
You have someone in your office, very close to you, who works for Ben Diamond- - someone who has been betraying you, spying on you, feeding Ben your every move.
Dr. Castellano ofisinde değil.
Dr. Castellano is out of the office.
Ofisinde sana çok yakın olan Ben Diamond için çalışan birisi var.
You have someone in your office very close to you who works for Ben Diamond.
Evet, ama İsa şu anda ofisinde beliriverse, o zaman inanırdın, öyle değil mi?
Yes, but if Jesus were to show up in your office right now, you'd believe in him, wouldn't you?
Yeni dış işleri portföyünden dolayı başkan yardımcısının ofisinde çok coşkulu bir ortam var efendim.
The Veep's office is pumped about the new foreign policy portfolio, sir.
İlk olarak ofisinde arama yapacaklar, sonra da daireni arayacaklar.
First, they're gonna search your office, then they're gonna search your apartment.
Ofisinde dinleme cihazı var diye terapistliğe ara mı verdin?
Your office was bugged, so you've suspended your therapy practice?