Okulda translate English
10,726 parallel translation
Okulda olman gerekmiyor mu minik adam?
Shouldn't you be in school, little man? Why?
Benim nobetimde okulda vurulma falan olmayacak.
There is not gonna be a school shooting on my watch.
Yani o bilgisayara girmek icin kullanilan cihaz okulda mi?
So the device used to spoof that computer is at the high school?
Ana eve göz kulak oluyorum, o yokken ahırı temizleyip, atları besliyorum ve kasabadaki okulda çalışıyorum ve bazen de...
And I look after the big house, muck and feed when she's not around, and I-I... I... work at the school in town, and I also...
Artık okulda ilişkinizi gizlemek zorunda değilsiniz.
You two don't have to date in secret anymore at school.
- Okulda değiliz, çalışmaya devam.
- Not technically at school, so keep working.
Kamu malına zarar vermek istedim herkesi okulda esir almak istedim.
I wanted to be a vandal and I wanted to hold everyone captive in the school.
Okulda gördüğü muamelelere, anne ve babasına içinden hep biraz öfkeliydi.
I think he might have been a bit angry at the way he was treated at school and angry with his mom and with his dad.
Evet, okulda sürekli alay edilen çocuk gibi hissettiriyor.
Yeah, it makes you feel like the kid in school who gets picked on all the time.
Okulda yazdığımız bir şiir gibi "benim hakkımdaki her şey" şiiri.
It's kind of like that poem we wrote at school, the "all about me" poem.
30 dakika içerisinde okulda olurum. Dekana da diğerlerine bildirmesini söylerim.
I can be at the school in 30 minutes, and I'll have the Dean notify the others.
Annie Edison, 30 dakika içerisinde, okulda acil durum toplantısı yapmamızı istiyor.
Annie Edison requesting emergency meeting at school in 30.
Annie, Jeffrey, 30 dakika içerisinde, okulda acil durum toplantısı.
Annie, Jeffrey, emergency meeting at the school in 30 minutes.
Haklısın. Yanlış numaraymış. Okulda görüşürüz.
You're right, I had the wrong number, see you at the school.
Okulda görüşürüz.
So, I'll see you guys at school.
Okulda öğrenciler arasında mı gezecekler?
Rolling around the school with students?
Bu okulda kimse, kimseyle uğraşmayı hak etmiyor. Sihirbazların, jonglörlerle uğraşması gibi bu.
No one at this school should pick on any class of people, it's like watching magicians bully jugglers.
Toplatınızı okulda bensiz yapın, bana ne.
Have your meeting at school without me, I don't care.
Bilmeyenler için, Garrett şu pek tanımadığımız, 6 yıldır okulda gördüğümüz çocuk. - Komik tipli çocuk.
For those who don't know, Garrett, he's a guy we don't really know, that we've known for like six years at school, the funny-looking guy.
Arkadaşlarınızın evlerine yayın yapılsaydı, iş arkadaşlarınıza,... okulda kızınızın arkadaşlarına?
Broadcasted into the homes of your friends, your workmates, your daughter's friends at school?
Okulda bir tane bile arkadaşım yok. Ayrıca Conor'a annelik de yapamam.
I don't have a single friend at this school, and I'm not Conor's mother.
Evet, babam okulda hademelik yaptı.
Yes. My father was a school janitor.
Okulda coğrafya gördüm.
I studied geography in school.
Okulda, Kumran Metinleri'ni öğrenmiştim ama bu kadar insanla birlikte burada görünce...
In school, I studied the Dead Sea Scrolls, but... to see it here, with all these people, it's...
Son günlerde okulda iyi değildim.
I haven't been doing too great in school lately.
Okulda bir problemi olduğunu biliyor musunuz?
Do you know if he had any issues at school?
- Okulda herkes bunu konuşacak!
- Everyone will talk about it at school!
Neden okulda değilsin?
Why aren't you in school?
Okulda olman gerekmiyor mu?
Shouldn't you be in school?
- Hayır, bunu okulda yapamazsın.
No, you cannot do that at school.
Oğlun okulda dövülmüş.
Your son was beaten up at school.
Johnny bugün okulda bir kurbağa kesmiş.
Johnny dissected a frog in school today.
Oğlun okulda dayak yemiş.
Your son was beaten up at school.
- Yarın okulda görüşürüz.
I'll see you at school tomorrow.
Okulda işler yolunda gibiydi.
She sounded like school was agreeing with her.
Okulda onu tanıyan var mı?
Anyone at the school recognize him?
Ve çocuğu onun çalıştığı okulda olduğundan onu nasıl bulabileceğini biliyordu.
And he's a parent at her school, so she knew where to find him.
Okulda çok ünlüyüm, biliyorsun.
I am famous at school, you know.
- Okulda öğretmen, yani öyleydi.
She's a school teacher, was a school teacher.
Okulda seni idare ettim, ama- -
I covered for you in school, but...
Hanna okulda mı?
Is Hanna in school?
Bu durum okulda ki beden dersinde sana engel teşkil etti mi?
Did this prevent you from participating in your school's PE program?
- Evet, okulda kulübümdeydi.
He was in my club at school.
Hedefi görüyorsun, ancak bir okulda birilerini rehine almış ve etrafında küçük çocuklar var.
You have eyes on your target, but he's taken refuge in a school, and is surrounded by small children.
- Dün okulda buluşmadınız mı?
Did you meet not at school yesterday?
- Okulda takılıp düştüm derim.
- I got it from tripping after school.
- Okulda takılıp düştüğünü.
He tripped while leaving school.
I Piyade okulda iken tanıştık. - Onu sevdi?
Met her when I was at infantry school.
Okulda ezilmişsin, çocukların sana bakmasını istiyordun ve bakan olmadı o yüzden seni daima olduğun gibi sevecek bir erkeğe döndün.
Bullied at school, you wanted the boys to look at you and none of them did so you turned to the one man who would always love you as you are.
Kendi kendine çalışan bir hırsız alarmı yerleştiriyorlar. Ne zaman uyusan ya da çocuğunun okulda gösterisi olsa "vuu vuu vuu!" diye çalıyor.
~ They'll fit it with a burglar alarm that will go off every time you fall asleep or when your child's doing some important solo work in the school production - "Woo-woo-woo!"
Yakında aynı okulda olacaksınız sanırım, biliyor muydunuz?
Do you know, I do believe that you two will be sharing a school soon.