English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Okuyacağım

Okuyacağım translate English

1,879 parallel translation
- Bu adilerin canına okuyacağım.
- I'll nail those fuckers.
Şimdi okuyacağım.
- I will now.
Ölmeden önce okuyacağım son şey olacak.
So it will be the last thing I ever read before I die.
Ortak televizyondan nefret ettiğimden daha fazla kitap okumaktan nefret etsem de, bu konuda yazılmış bütün kitapları okuyacağım dedim.
I'll read every book on the subject, even though I hate reading worse than I hate public television.
" Duyduk duymadık demeyin Majesteleri Richard, İngiltere Kralı'nın topraklarında Nisan'ın bu 26. gününde Tanrımızın 1192 yılında ismini okuyacağım adamlar, yargılanıp suçlu bulunmuştur -
"Let it be heard and known " about the lands and realms of Richard, His Majesty, King of England, " that on this, the 26th day of April,
Şimdi izin verirseniz bu ayki Playboy dergisindeki Alan Greenspan * röportajını okuyacağım.
If you'll excuse me this month's Playboy has an interesting q and a with Alan Greenspan.
Sonra sana yatmadan önce bir hikaye okuyacağım.
Then I'll be up to read you a story before bed.
Son seferinde olduğu gibi bütün bilgisayarları bozup şehri altüst edecekse bunu ilk olarak hangi gazetenin baş sayfasından okuyacağım?
If he's gonna cripple Metropolis by crashing all our computers like last time whose front page am I gonna read it on first?
Charles Darwin'in "Türlerin kökeni" adlı kitabından size bir şeyler okuyacağım.
I will be reading to you from the original of species by Charles Darwin.
Çünkü öyle bir canına okuyacağım ki... Hayır, hayır, hatta benim toplarım seninkilerden öyle uzağa gidecek ki..
Well, it's very simple - - a 4-walled room, a racquet, and a rubber ball.
Kötü bir gün geçirdiğimde senin Müslüman ayinini basmanı okuyacağım.
And every time I'm having a crap day, I'm gonna read about you and your muslim prayor meeting.
Bayan Valez size 3 setten oluşan numaralar okuyacağım.
Mrs. Valez, I'm gonna read you a set of 3 numbers.
Yazdıklarını okuyacağım.
I'll read the words you wrote.
Sana birşey okuyacağım.
I'm going to read you something.
Sayın jüri üyeleri, az sonra okuyacağım karara vardınız.
Ladies and gentlemen of the jury, you have returned the following verdict :
Oyun teklifini kabul edeceğim, ve sana meydan okuyacağım, küçük adam.
I will take that game, and I will challenge you, little man.
Şimdi bir şiir okuyacağım, yazan bir dilsiz.
Let me read a poem written by a mute.
Evet, gidip Essence'imi okuyacağım.
yeah, I'll go read my Essence.
Holly Harper'dan gelmesini istedim ve yazıyı önceden okuyacağım.
I have asked holly harper to attend, and I will forgo your editorial.
Tamam, okuyacağım.
Okay, I'll do it.
Sana bir kimyasallar listesi okuyacağım.
- Hey, I'm gonna read off a list to you. These are chemicals.
Mektubu ben okuyacağım.
I'll read the letter.
Ben mektubu okuyacağım ve o kalkıp başıyla herkesi selamlayabilir.
I'll read the letter, and she can stand up and bow.
Hazırladığınız düzenleme kapsamında lobi yapan grupların listesini okuyacağım.
I'm gonna read you a list of groups that lobbied on behalf of your legislation.
Bize olan güvenleri bu işin canına okuyacağımız sebebiyle var.
Their trust in us is about to take a major ass-fucking.
Ben biraz okuyacağım.
I'm gonna go read.
Burada kalıp notlarını okuyacağım ve yardımcı olup olamayacağıma bakacağım.
I'm gonna stay here and read his notes and see if I can help.
Okuyacağım!
I won't!
Bunu okuyacağımı mı düşündün?
You think I was going to wing it?
! Sana okuyacağım ölüm listesiyle yarının olaylarını karşılaştırmana izin vereceğim.
I will read you a list of people that I'm going to punish tomorrow.
Ben Jenkins'in Winston Churchill kitabını okuyacağım. Haydi bakalım.
I'm gonna go and read Roy Jenkins on Winston Churchill.
Git işine be kadın yoksa şimdi oraya gelip canına okuyacağım!
Go your Ways'Woman'or I'll... I'll come out and scratch you!
Bundan sonra senin o sefil İrlandalı kıçının canına okuyacağım.
I'm telling you, you'll be sick - - Chief, chief, hold up.
senin şimdi canına okuyacağım!
I will dough pop you right now!
Canlarına okuyacağım dolu bir açık mahfaza.
An open container I won't pass.
Bunu, eve gittiğimde okuyacağım.
I'll read this when I get home.
17, oldukça etkileyici ama senin canına okuyacağım.
- Seventeen. That's impressive. But I'm going to kick your ass.
Ama ona her gece okuyacağım.
But I'm going to read to him every night.
Şurada biraz oturup sonra kitap okuyacağım.
I'm gonna sit down over there for a bit and then I'm gonna do some light reading.
Hayır, kitap okuyacağım.
Ellie : no, read a book.
Senin canına okuyacağım.
I'm going to kick your ass.
Benim adım Tarık Ali ve size hazırlanan ifadeyi okuyacağım, sonra sorularınıza cevap vereceğim.
My name is Tariq Ali and first I will read from a prepared statement and after that I will take the questions.
Tamam, bu geceninkini okuyacağım.
Okay, I'll Read Tonight's.
Sanırım gidip vibratörümü çıkaracağım ve blogunu okuyacağım.
Well, I guess I'll just have to... get out my vibrator and read your blog.
Eğer bize yalan söylüyorsan senin, çocuklarının ve küçük bebeğinin canına okuyacağım!
You know, if you're lying, I'll beat you, and your children, and your baby!
- Tabi ki okuyacağım.
- Of course I will.
Okumayacaksan bana okuyacağım deme sakın.
Don't tell me you will if you won't.
Sanırım yarın gece bunları okuyacağım.
I guess I'll be reading all about it tomorrow night.
Yazdığın metni okuyacağımı söyledim, biliyorum ama,...
I know I told you I would read the copy that you wrote, but...
Şey, açıkça görülüyor ki bir şeyi doğru yapmışım. Sana nasıl şarap menüsü okuyacağını öğrettim, değil mi?
Well, I obviously did something right.
Benim canımı okuyacağına neden Vicky'e sormuyorsun?
Instead of harassing us, why don't you ask Vicky?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]