Olduğunuz translate English
7,608 parallel translation
Ayrıca gerçek Alabama erkeklerinin somut birer örneği olduğunuz için.
Also because you epitomize real Alabama men.
Doğal yiyecek, doğal hava, doğal ilaçlar! Bu yüzden neden olduğunuz amaçsız hayatları unutabilirsiniz.
Free food, free water, free drugs so that you can forget the aimless lives you lead.
Savaşmakta olduğunuz gemiler Canterbury'i havaya uçuran gemilere benziyor.
The ships you're fighting are just like the ones that blew up the Canterbury.
Ve doğrusu söylemek gerekirse geri kalanımız işlerimize bakıyoruz, normal davranıyoruz ve sizlerin etrafta olmamasını bekliyoruz ve bu sadece bizi, evlenmemizden alıkoyamayacağınız için değil, biraz sinir bozucu olduğunuz için.
And honestly, the rest of us are just... going about our business, being normal and waiting for you not to be around... And not because you can stop us from getting married, but just because you're kind of annoying.
Melankoli filmimin müziği olduğunuz için teşekkürler.
Thank you for being the soundtrack for my melancholia.
Çok cesur olduğunuz için size teşekkür etmek istiyorum.
I want to thank you guys for being so brave.
Ve çok dürüst olduğunuz için.
And so honest.
Sonuçta ben sadece bana borçlu olduğunuz şey için buradayım başka bir şey için değil.
After all, I seek only that which is owed to me, nothing more.
Bayan Godfrey, hasta olduğunuz o kadar belli ki.
Mrs. Godfrey, you are obviously extremely ill.
Tamam, dinleyin, ilk olarak... tabi ki, olduğunuz yerde kalacaksınız.
Okay, listen up, first off, obviously, you're all gonna stay where you are.
İyi ve anlaşılabilir konuklar olduğunuz için her birinize tek bir arama hakkı vereceğiz.
Well, seeing as you've been such get-along, go-along guests, we'll allow you to make one call each.
Yardımcı olduğunuz için sağ olun.
Thank you so much for helping us.
Bay Hubble, olduğunuz yerde kalın!
Mr Hubble, stay where you are!
Ne kadar değişmiş olduğunuz zerre umurumda değil.
You think I give a flying ferret's patootie about how you've changed?
Ama maalesef, fark etmiş olduğunuz üzere, bu sizi hedef de yapıyor.
Unfortunately, it also makes you a target, as no doubt by now you've noticed.
Ait olduğunuz yere dönmenizi sağlayacağız.
We'll get you back to where you belong.
Olduğunuz yerde kalın!
Stay right where you are!
Şüpheci olduğunuz için üzgünüm, dedektif.
I'm sorry you're skeptical, Detective.
Siz derneğin başkanıysanız bu onlardan daha önemli bir kişi olduğunuz anlamına mı geliyor?
So, if you're the president of the society, does that mean you're more important than them?
Tommy'le iç içe olduğunuz için senin geleceğini kaybetmeni istemiyorum.
I don't want you to lose your future because you're mixed up with Tommy.
En son muhattap olduğunuz İngiliz büyücüsü kimdi?
~ Who was the last English magician you dealt with? ~ Mmm?
En son muhattap olduğunuz İngiliz büyücüsü kimdi?
Who was the last English magician you dealt with?
Şimdi siz de burada olduğunuz için İngiltere'de bir tane büyücü var diye düşünmüştüm.
N-N-Now that you are here, I thought there was only one magician in England.
Olduğunuz yerde kalın.
You stay right where you are.
Ya yalan söylüyorsunuz ya da hafıza kaybınız var. Bir şey hakkında yetenekli olduğunuz anlamına gelir.
Either you're lying or you had a blackout, which means you're capable of just about anything.
Burada olduğunuz için çok mutluyum.
I'm so glad you guys are here. Yeah. Ah.
Hissedarı olduğunuz özel sağIık kuruluşundan bazı duyumlar aldım.
I have the last three years'statements from the healthcare company Konsensus that you're a shareholder of.
- Ama düşünceli olduğunuz için teşekkürler.
- But I appreciate the thoughtfulness.
Bakın, nasıl zor bir durumda olduğunuz için ben gerçekten, gerçekten üzgünüm.
Look, I'm really, really sorry about what you're going through.
Burada olduğunuz için mutluyum.
I'm glad you're here.
Birçoğunuz, burada, Versay'daki ziyaretimizde rahatsız olduğunuz, dikkatimi çekti.
It has come to my attention many of you are uncomfortable here on our visits to Versailles.
Hepiniz bizimki için kendi canınızı... tehlikeye atmaya razı olduğunuz için şaşkınız... ve daha iyi dostlar isteyemezdik.
We're overwhelmed you all were willing to risk your own lives for ours, and we couldn't ask for better friends.
- Aramakta olduğunuz çalıntı geminin son koordinatları.
The last coordinates of the stolen ship your people are searching for.
Sizin çabalarınız sayesinde, Dr. Woods. Size korkutucu koşullarda göstermiş olduğunuz cesaretten dolayı minnet borçluyuz.
Well, thanks to your efforts, Dr. Woods, we owe you a debt of gratitude for showing extreme bravery in terrifying circumstances.
Onları görünce deli olduğunuz...
The ones you are mad about too
Olduğunuz yerde kalın lütfen.
Please stay where you are.
4 ölü için ve Lily Stoopard'a planlamakta olduğunuz cinayet hakkında konuşmak istiyoruz.
We want to talk to you about four dead men, And the hit you have out on lily stoppard.
Sahip olduğunuz şeylere bakın.
Look at all the stuff you have.
Bu da yakın olduğunuz birini koruduğunuz anlamına geliyor.
Which suggests you're protecting someone close.
Ona göz kulak olduğunuz için teşekkürler.
Thank you for watching her.
Coulson'ın kafasındaki sesler yüzünden peşinde olduğunuz bir silah.
That you were chasing because of some voices in Coulson's head.
Hayatınızda pişman olduğunuz birçok şey yapmışsınızdır eminim.
I imagine you have done many things in your life that you regret. Hmm.
Her ne kadar müvekkilim kötü sağlığınızdan dolayı üzülse de Roxxon, sizin de haberdar olduğunuz çıkartma ve arıtım arasındaki ilişki haklarını sonuna dek korumalıdır.
And while my client is, uh... sympathetic towards your condition, Roxxon must vigorously defend its patents in relation to the extraction and refinement process that you, by admission, had intimate knowledge of.
Bay Fisk, Ranskahov kardeşlerle birlikte olduğunuz ve bombalamalardan sorumlu olduğunuz iddialara nasıl cevap vereceksiniz?
- Mr. Fisk? - Mr. Fisk? How do you respond to the allegations that you were involved with the Ranskahov brothers and that you were responsible for the bombings?
Neden bana şu üzerinde olduğunuz ufak acil durumdan bahsetmiyorsunuz?
Why don't you tell me about this little emergency you running off to?
- Olduğunuz yerde kalın!
Hold it right there!
Pozisyonunuzu koruyun dedektif. Olduğunuz yere geliyorum.
Hold that position, Detective.
Burada Blanchard'ın emlakçısı olduğunuz yazıyor.
Well, it says here you were Blanchard's real estate agent.
Bana kalsaydı, Cole ise sen iki şerefsiz olarak ait olduğunuz yere yani buraya dönerdiniz. Arkadaşım.
If it was my call, you and Cole would be back out here where you assholes belong... buddy.
Siz de yanımda olduğunuz için şanslıyım.
I'm lucky to have you too.
Hayatta olduğunuz için şanslısınız, Bay Allen.
You're lucky to be alive, Mr. Allen.