English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ O ] / Onur

Onur translate English

8,339 parallel translation
Hilebaz, sizleri yeni bir karmaşada ağırlamaktan onur duyar.
The trickster proudly welcomes you all To the new disorder.
Çeviri : Onur Üçler ( Remy LeBeau ) İyi seyirler dilerim.
* Beauty and the Beast 3x02 * Primal Fear Original Air Date on June 18, 2015
Sen bir onur öğrencisiydin, Sloane.
You were an honours student, Sloane.
Onur duyuyorum.
I'm so honored.
Sanırım, onur Başsız Süvari'den ayırmanın bir yolunu buldum.
I believe I've found a way to separate him from the Horseman of Death.
Bana bu ödülü kazanmaktan onur duyduğunu söyledi.
So, he's... he's told me to tell you that he's very honored to receive this award...
Onur duyarız.
We'd be honored.
"Onur duydum" a ne dersin sikik?
How about, "I'd be fucking honored"?
O kadar bitmiş olsaydı benim onur ne olurdu?
Where would be my honor if I did not.
Ki, bu durumda, bir onur olurdu.
Which, in this case, would be an honor.
Nihayet sizinle tanışmak büyük bir onur Profesör Setrakian.
It is an honor to finally meet you, Professor Setrakian.
Buna şahit olmak benim için bir onur.
It's an honor to witness this.
Divan, Otto Düring'i onur konuğu olarak G. Alladia Kampı'nı ziyarete davet ediyor.
The council invites Otto During to visit General Alladia Camp as our honored guest.
Onur duydum efendim.
I'm honoured, sir.
Onur kurtarmak zorundayız...
What do we do? We have to...
Büyük onur.
An honor.
Julia, onur konuğumuz için hazır mıyız?
Julia, are we all set for our big honoree?
Tabi. Bunu yapmak benim için bir onur olacak.
Yeah, that's, uh... that's... that's gonna be my honor to do that.
Benden bunu yapmamı istediğin için onur duydum, o yüzden teşekkür ederim.
And I'm, uh, honored that you asked me to do this, so, thank you.
Ve'daha fazla'yı söylediği kısım, onur kırıcıydı değil mi?
And the way that he said "definitely..." I mean, yikes. Humiliating, right?
Daha önce söylediğimi biliyorum ama onur belgesi alacağım gibi duruyor.
I mean, I know I've said it before, but I really think making honor roll is right around the corner.
Eğer tarifini alabilirsem onur duyarım.
I would be so honored if I could get the recipe.
Onu onur konuğumuz olarak karşılamalıyız belki de.
Perhaps we should receive him as our honored guest.
Çünkü tutuklanma bir onur olarak düşünülür.
Because it is considered an honor to be arrested,
Bilesin ki bunu çok takdir ediyorum, büyük bir onur.
Just so you know, I really do appreciate this and it's an honor.
Burada olmak büyük bir onur.
It is an honour to be here.
Davetimizi kabul etmenizden onur duyduk.
We are honored you accepted our invitation.
Bütün onur ve zevkin bana ait olduğu konusunda ısrar etmek zorundayım efendim.
I must insist, sir, the honor and pleasure is all mine.
Söylesene şahsi onur bunun neresinde?
Tell me, where is the personal honor in that?
Yüzbaşı, bu onur size ait.
Captain, please do the honors.
Herif onur Listesi'nde ve 600 milyon dolar değeri var.
Guy's in the Hall of Fame and worth 600 million.
Bana tevcih edilmiş olan bu yeni görevimden dolayı onur duyuyorum.
Know that I am very honored by the task that was entrusted to me.
Bana Onur Koruyucularını hatırlatıyor.
Reminds me of the Honor Guard.
Okul kurulu yürüyüşü için geylerin onur yürüyüşünü iptal etmenize gelen tepkiler için yapıyorsunuz bunu.
This is about the uproar over you guys cancelling the pride parade, for a school board parade.
Gey bir dekan olarak, iptal edilen onur yürüyüşü hakkındaki tartışmalara ne diyeceksiniz, ve kurula seçilmenizin cinsel tercihinizden dolayı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- Dean. As a gay dean, what is your opinion about the recent controversy surrounding the cancelled Pride Parade, and do you think you were selected to join the board - because of your sexual preference?
Bay Pelton'ın aramıza katılmasından onur duyuyoruz.
- Whoa, whoa, whoa. I would just like to say that we are very proud to have Mr. Pelton on the board, whatever his lifestyle may be.
Onur duydum ama biyo-silahlar pek de bana göre değil.
- I'm flattered, but um, bioweapons... not really my thing.
- Sahnede olmaktan onur duydum.
I felt honoured to be on the stage.
İşte onur konuğumuz.
And here comes our guest of honor.
Bay Bohannon. Mütevazı pirinç dükkânımda size hizmet etmek ne büyük onur.
Mr. Bohannon, an honor to finally serve you in my humble rice shop.
Onur konuğumuz Tao şerefine.
_
Çok isterdim. Onur duyardım çünkü bence o çok zeki biri.
I'd be honored, because i think he's so brilliant.
Diğer baronlar gelmiyorlar bile. Bu yüzden hediyelerinin de onur mevkini işgal etmesine gerek yok.
The other barons aren't even coming, so there's no need for their gifts to occupy a place of honor.
Onur mu duymalıyım yoksa aşağılanmış gibi mi hissetmeliyim bilmiyorum.
I don't know whether to feel honored or insulted.
Lena Prag'a bir ticaret konferansına gitti ama biliyorsun ben onur duyarım.
Oh. Uh, Lena went to a trade conference in Prague, but, uh... You know, I'd be honored.
Purim Bayramı'nın sizi bizim evimize getirmiş olmasından onur duyuyoruz.
We are honored the festival of Purim has brought you to our home.
- Onur duydum.
I'm flattered.
Onur konuğunun gelmesini bekleyeceğiz.
We wait for the guest of honor to arrive.
Onur konuğu.
The guest of honor.
Merhaba, onur duydum.
- Thank you.
- Onur duyarım.
I'll be honored.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]