Operandi translate English
89 parallel translation
Çavuş Brennan elinde parmak izi olmadan, belli belirsiz bir açıklamayla katilin yöntemini inceliyordu.
And so, with no fingerprints and only a vague description to go by... Sergeant Brennan turned to the modus operandi file.
Katil, taktiğini ve yöntemini değiştirmişti.
And now the killer changed his tactics, his modus operandi.
Nihai gerçeklik budur. Ancak insanın dünyadan gidişinin başka yolları da vardır.
( narrator ) THE MODUS OPERANDI FOR THE DEPARTURE FROM LIFE
Çünkü Hayalet'in çalışma tarzı budur.
- That is the Phantom's modus operandi.
Özetlersek birincisi bir erkek delisiydi.
So to sum it up... the first was a nymphomaniac. The furrier was dealing drugs. The modus operandi, though, is always the same.
M.O. Modus Operandi.
M.O. That's modus operandi.
Bizim "modus operandi" miz olmayacak.
We're not having any modus operandi.
- Olmayacak mı?
- No modus operandi?
"Journey Home", "Paradise Road".
Her modus operandi Journey Home, Paradise Road.
Rex Reed, çalışma şeklini ele alalım.
Give me the modus operandi of Rex Reed.
Değişik yöntemlerde kullanılan tabancalar, bıçaklar ve ipler.
Guns, knives and ropes.. .. with various modus operandi.
Polisler buna "modus operandi" derler.
What they call a modus operandi.
Ama onun çalışma yöntemi farklı değil mi?
But was his modus operandi not dissimilar?
Hercule Poirot, her suçla beraber yöntemini değiştirirdi.
... Would change his modus operandi with every crime.
Çok zeki. Kıvrak ve yaratıcı bir zekası var ve yakalanmak istemiyor.
He's got a flexible modus operandi and doesn't want to get caught.
Çalışma yöntemi!
Modus operandi!
Bence başından beri amaçları budur zaten.
Which I think was their modus operandi all along.
Dişi peygamberdevesinin tarzı budur.
See, that's the she-mantis's modus operandi.
Hala yapılış tarzını farketmedin mi?
Still, note the modus operandi.
Evet. Dracula'nın yöntemi diğer vampirlerinkinden farklı.
Dracula's modus operandi is different from other vampires.
Tarzın böyle midir, Emmanuel?
That your modus operandi, Emmanuel?
Senin de konuyu araştırman gerek.
All you had to do was to study his modus operandi.
Üç ayda aynı yöntemle gerçekleşen beşinci saldırı.
This makes the fifth attack in three months, same modus operandi.
Ama her neyse, katilimin kendine has bir tarzı olması güzel, çünkü sonunda kadını zorladığında ki aslında kadını yiyen o, aynı zamanda kendini yiyor olacak.
But it's cool for my killer to have this modus operandi... because when he forces the woman who's really him to eat herself... he's also eating himself to death.
Elimdeki tek ipucu, modus operandi.
All I got to go on is the M.O., modus operandi.
Katilin çalışma şekli farklılık gösterebilir ama onu belirgin yapan şey değişmez.
The murderer's modus operandi may change, Lestrade, but his distinctive trademark does not.
Kesinlikle bu benim olaya yaklaşım biçimim olmazdı.
It certainly wouldn't have been my modus operandi.
Çalışma şekli son derece vahşi. Üstelik olağandışı silahlar kullanıyor.
The modus operandi is extremely violent and she uses the most unusual weapons
- Modus operandi.
- Modus operandi.
Bu grubun davranış şekli böyle.
That is modus operandi of... of... of a group that...
Kaynağım çok özel bir "modus operandi" olduğunu söyledi.
My source said, "a very distinctive M.O."
Cinsel sözcüğü doğru seçim mi bilmiyorum ama garip bir "modus operandi" söylentisi dolaşıyor..
I don't know if "sexual" is the right word, but there was rumors about an odd M.O.
Peki ya kabul etmen gereken çalışma tarzı buysa. Tüm bunlar asıl plansa. Sonra belki de bu sefer sen bunların bir parçası değilsindir.
But if the modus operandi you have to buy into is that there's actually a plan for all this, then perhaps this once you're not part of it.
Bu da çalışma şekline bağlı.
It is all due to modus operandi
Çalışma şekli mi?
Modus operandi?
Bu çalışma şeklinin sırrı burada yatar.
The secret of this modus operandi lies here.
Benim çalışma yöntemim değil.
Not my modus operandi.
Yönetmenin yönetim tarzı gibi görünmüyor.
That does seem to be the producer's modus operandi.
İşleyiş tarzı böyle.
It's my modus operandi.
Kurbanlara, yönteme ve imzaya.
Victimology, modus operandi, And signature. Good.
Katilin yöntemi çok iyi tezgahlanmış, iyi araştırma yapmış.
The killer's modus operandi. Well-staged, well-researched.
O yüzden enfes hissettiğimde kendimi, değiştiririm çalışma biçimimi ve bu şekilde, kimse yakalayamaz seni!
# So when I'm feeling grand I Change my modus operandi # And in that way No one will ever catch you
Hareket tarzını değiştirdiğini düşünecektir. Ama bu sadece görünüşte böyle olacak.
He'll think he changed his modus operandi, but it'll only be superficially.
Uydudan elimize ulaşan görüntülere bakacak olursak yayınlanan video ve olay yerinin de lokasyonu doğrultusunda, Katie'nin Güney Irak'taki şu bölgede rehin tutulduğunu sanıyoruz.
Given what we know about their modus operandi, the time of the webcast and the location of the kidnap, we believe Katie is being held somewhere within this region in southern Iraq.
Bunun senin tarzın olduğunu sanıyordum... bununla kurbanların dikkatini çekmek gibi...
I thought that was your modus operandi... finding prey that merits our attention...
Jasper, seni erken yargılamışım tipik cumartesi sabah rutinlerinden yapcağını beklerken, sanırım Henry'nin zorlamasıyla güne Delancy park da egzersiz yaparak başlamışsın.
Jasper, judging by the early hour and your typical modus operandi for Saturdays I can only surmise that Henry induced you to Delancy park for some much needed exercise.
Onun işi bu, icra biçimi, çalışma metodu.
That's what he does, how he rolls, his modus operandi.
Kazara Avustralyalıları patlatmak gibi şeyler bunlar sizin beceriksizlikleriniz.
Blowing up Australians by mistake from a distance was more your modus operandi.
Fakat bir cinayet tarzı gözlemlemeye başlıyorum.
But I'm beginning to see a modus operandi.
Standart artık.
Standard modus operandi.
- York Caddesi'ndekiyle aynı yöntem mi?
Same MO ( Modus Operandi ) on York Street?