Oturabilirsiniz translate English
469 parallel translation
Siz buraya oturabilirsiniz.
You can sit right here.
Siz de Bay Mora, bebeğin yanına oturabilirsiniz.
And, Mr. Mora, you may sit next to baby.
Şuraya oturabilirsiniz.
Now, if you'll just sit down here.
- Dilediğiniz yere oturabilirsiniz.
- You may all sit where you wish.
Oturabilirsiniz.
You can sit down. I don't mind at all.
Bayanlar oturabilirsiniz.
You may sit down, young ladies.
Oturabilirsiniz.
Do sit down.
Oturabilirsiniz.
You can sit down now.
Evet, oturabilirsiniz.
Yes, it is allowed.
Bana bir duble koy, hepiniz oturabilirsiniz.
Pour me a noggin in the cup and you can all sit down.
İsterseniz ifadenizi verirken oturabilirsiniz.
If you wish, you may be seated while giving your evidence.
Biliyor musunuz, onuncu ziyaretimde buraya oturabilirsiniz.
You know, on my tenth visit, you might even sit here.
Özür dilerim Bay Conroy. Oturabilirsiniz.
I apologize, Mr. Conroy.
Nereye isterseniz oraya oturabilirsiniz.
You can sit wherever you want.
Oturabilirsiniz Bay Worthing.
You can take a seat, Mr. Worthing.
- Oturabilirsiniz.
- You may sit down.
Sandalyede oturabilirsiniz.
You can sit down on that chair.
Ancak, bilet alırsanız bütün gece kulüp vagonunda oturabilirsiniz.
However, if you purchase tickets, you can sit up all night in the club car.
Pekala, çocuklar, artık oturabilirsiniz.
All right, children, you may be seated now.
Tahtayı sildikten sonra oturabilirsiniz. Bu örnekle birlikte neyi öğrenmiş olduk?
So, while we were trying to make out this example we made sure, that if you take up to write on the blackboard, then write so that nor you or desk could redden.
Oraya oturabilirsiniz doktor.
You can sit there, doctor.
- Şimdi yerinize oturabilirsiniz.
- You may now return to your place.
Oturabilirsiniz.
You may be seated.
Artık oturabilirsiniz.
You may sit down now.
İstediğiniz yere oturabilirsiniz.
You can sit wherever you Ιike.
Belki bir dakikalığına oturabilirsiniz.
Perhaps you could sit down a minute.
Bayanlar ve baylar, oturabilirsiniz.
Please sit down.
Oturabilirsiniz.
You may stand down.
Eğer bitirdiyseniz oturabilirsiniz.
If you have finished you may stand down.
Oturabilirsiniz.
Sit down.
Buraya oturabilirsiniz.
The stoop's right here.
Oturabilirsiniz, Bayan Kinnian.
You can sit down, Mrs. Kinnian.
Belki siz oraya oturabilirsiniz.
Perhaps you'd be... - able to sit over here.
Yanıma oturabilirsiniz. Yalnız elbiselerimi ıslatmayın.
You may sit down, but you must not wet my dress.
Tamam, artık oturabilirsiniz.
Okay, you can sit up now.
Buraya oturabilirsiniz.
You can sit here.
Veya üstünde oturabilirsiniz.
Or you can sit on it.
Şimdi oturabilirsiniz.
You may sit down now.
Oturabilirsiniz, Louisa İvanovna.
You may sit down, Louisa lvanovna.
- Oturabilirsiniz.
Then you may.
Tamamdır kızlar şimdi oturabilirsiniz.
Alright girls, you can sit down now.
Tabi, oturabilirsiniz.
No, I don't mind.
Daha sonra siz yan gelip oturabilirsiniz ve makara bu noktaya gelirken, para yere düşer.
Then you could be sittin'around and while this reels around here, the nickel drops on the floor.
Oturabilirsiniz.
You can sit down.
Oturabilirsiniz.
The table is ready.
İkiniz de gelip sarayda oturabilirsiniz.
And you can both come and live in the palace.
Tabii, oturabilirsiniz ama size hiçbir şey anlatmayacağım.
Sure, you can sit down, but I'm not going to tell you anything.
Ceketinizi çıkarıp oturabilirsiniz.
You may take off your coat and sit down
Ama istediğiniz kadar oturabilirsiniz!
You can sit for as long as you like
Cömertçe İngiltere'ye dönmenize ve rahat işlerde çalışmaya devam etmenize izin vereceğiz. O zamana dek oturabilirsiniz.
Meanwhile, you may sit down.
Oturabilirsiniz.
You may sit down.