Pamuk translate English
2,965 parallel translation
Kurbanların giydiği Kırmızı Başkıklı Kız ve Pamuk Prenses kostümleri 8 gün önce nakliye edilmiş.
The Red Riding Hood cloak and the Snow White dress worn by our victims were shipped out eight days ago.
Grimm masallarında, Kırmızı Başlıklı Kız ve Pamuk Prenses ormanda bulunuyordu ama Uyuyan Güzel...
In the Grimm stories, Red Riding Hood and Snow White were found in the woods, but Sleeping Beauty...
Kırmızı Başlıklı Kız, Pamuk Pamuk Prenses, Uyuyan Güzel... hepsi ölüme çok yaklaşıyorlar, ama son anda kurtuluyorlar.
Red Riding Hood, Snow White, Sleeping Beauty- - they all end up near death, but were saved at the last minute.
2 tanesi Kırmızı Başlıklı Kız ve Pamuk Prensese ait.
Two belong to our Red Riding Hood and Snow White.
Senin Pamuk Prenses kıyafetinin üzerindeki papyona bak.
look at the bow on your Sleeping Beauty outfit.
Büyük kötü kurt gibi, sadece kendi masum kılığında, Pamuk Prensesin kötü üvey annesi gibi, imajını korumak için herşeyi yaptı, cinayet bile işledi.
Like the big bad wolf, she disguised herself as an innocent, but like Snow White's evil stepmother, she was willing to do anything, even kill, to protect her image.
Endişe ve güvensizlik içinde oluşan sadakat pamuk ipliğine bağlıdır.
Loyalties forged in apprehension and mistrust are tenuous at best...
Sana bir pamuk şeker alırım.
I'll buy you a cotton candy.
Pamuk şekerci adam dışında biriyle konuştun mu?
Talk to anybody except the guy who sold you that cotton candy?
Pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz Peter.
We're playing the odds, Peter.
Cakey J's Cheesecake Facility'e gidiyoruz, büyük bir pamuk helvalı cheescake'i paylaşıyoruz.
We go, we split a huge piece of cotton candy cheesecake from Cakey J's Cheesecake Facility.
Pamuk?
- Snow?
Pamuk!
Snow. Oh!
- Şansını zorlama Pamuk.
Don't push it, Snow.
Pamuk tiftiklerini ben temizlerim sen git!
I'll clean your lint traps. Just go!
Pamuk Prenses çalmış.
Snow White stole it.
Sen her sabah saçını pamuk şeker makinesinde yapıyorsun.
Well you make your hair every morning by sticking your head in a cotton candy machine.
Sevdiğin kişinin hayatı pamuk ipliğine bağlı ve sen acıkıyorsun?
A loved one's life hangs in the balance, and you're hungry?
Ülkenin kaderi pamuk ipliğine bağlı.
The fate of the nation hangs in the balance.
İsrail yapımı pamuk çarşaf. Bir bebek gibi uyumanızı sağlayacak.
The finest Israeli cotton sheets, so you sleep like a baby.
Tüm kuyruklu yıldızların yaşamı bir pamuk ipliğine bağlıdır.
The life of all comets hangs by a thread.
Aslında pamuk şekeri kıvamındaydı.
It actually had the consistency of cotton candy.
Aşkım Sterlink, Pamuk Prensesin prensi gibi uyandırdın beni.
My darling Sterling, you awake me like the prince of Snow White.
Sophie, Mackenzie, lütfen bana biraz pamuk topu tahta çubuk, kahverengi şeker küpü getirin.
Sophie, mackenzie, please get me some cotton balls, Popsicle sticks, and brown sugar cubes,
Yünün yarısı pamuk, yarısı akrilik.
The yarn is a 50-50 cotton-acrylic blend.
Sarı ipekten 150 pamuk, beyaz ipekten 150 pamuk...
40 court ladies 150 rolls of beige fine ramie, 150 rolls of white fine ramie
Pamuk şeker alabilir miyiz?
Can we get some cotton candy?
Eğer rüzgar gücünün topa etkisini... ve pamuk şeker etkisini hesaba katarsak...
If I adjust the ball for wind speed... Factoring cotton candy...
O zamanlar pamuk işindeydim.
I was in the cotton business.
İneklerle pamuk tarlaları arasındaki ailelerin pek fazlasının çocuklarının SAT'ye hazırlanması için ayıracak parası yoktu.
Not many parents have the cash for S.A.T. prep when you're living in the middle of cows and cotton.
Baba, annemde pamuk pedlerden var mı?
Dad, does Mum have any cotton pads?
- Pamuk.
- Snow.
Şimdi Emma ve Pamuk'un geri gelip senin bir şövalye olduğunu gördüklerinde ne kadar mutlu olacaklarını düşün.
Now just think how happy Emma and Snow will be when they come home to find that you've become a proper knight.
Pamuk bana olanları anlatmıştı ; ve ölümünden onun sorumlu olduğunu.
Snow told me what happened, and... how it was her fault that he died.
Pamuk, uyanmışsın.
Oh, Snow. You're awake.
- Pamuk.
Oh, Snow.
Tatlı Pamuk'um, lütfen.
Sweet Snow, please.
Emma ve Pamuk'u bulma görevimizin kod adı.
The code name for our mission to find Emma and Snow.
Lütfen, Pamuk.
Please, Snow. Stay here.
Yoksa bu Pamuk mu?
Is this... Snow?
Bana her şeyi anlatabilirsin Pamuk.
You can tell me anything, Snow.
İnancını kaybetme Pamuk.
Have faith, Snow.
Tek pişmanlığım, Pamuk'la evlendiğini göremeyecek olmam.
My only regret is that I won't live to see you marry Snow.
Teşekkürler Pamuk.
Thank you, Snow.
Sana aşığım Pamuk.
I love you, Snow.
Krallığı geri alacağız Pamuk ve bunu bir aile olarak yapacağız.
We are gonna take back the kingdom, Snow, and we are going to do it as a family.
Pamuk Prenses'e sadık cüceler.
Dwarves loyal to Snow White!
- Ne düşünüyorsun, Pamuk?
What do you think, Snow?
Genel savaşmayı ben, konuşmayı Pamuk yapardı.
I did the fighting. Snow did the talking.
- Pamuk'u bulmak için verdiğin yüzüğe benzer afili bir şeyler arıyordum.
Something with a bit more kick, like the ring you gave me to find Snow.
Pamuk.
Snow.