Paran translate English
21,720 parallel translation
Ben paranızı ödemeye gidecektim birazdan.
I... I was going to return your money!
Dünyalar kadar paran var.
You have more money than God.
Büyük paranın, fabrika ekiplerinin başlangıcıydı.
It was the start of big money, factory teams.
Paranı alıp seni öldüren sosyopatlarla ilgili şüpheci olduğum için kusura bakmayın.
Forgive me if I'm suspicious of charming sociopaths who take your money and then murder you.
Müşterilerinin ve kendi paranı geri aldın.
You got your money back. You got your client's money back.
Paranın peşinde olan bir dolandırıcı olduğumu sanman acınası ve umutsuz bir durum. Buna kendini inandırmışsın. Bu fikrin yok olmasına izin vermelisin.
This fantasy you have that I'm a con man who's after your money is pathetic and desperate... beneath you, and you need to let it go.
Seni paranın yarısını değil de üçte birini almaya ikna edemezsem tabii.
Not if I can convince you to take a third of the cash instead of half.
Paranızı ben veriyorum.
I'm paying your fee.
- Paranız bizimle güvende.
$ 3 million in cash. We'll secure your money.
Ne oldu? Bunca şeye rağmen nasıl hiç paran olmuyor?
How come you got no money all of a sudden?
Peki seni bıraktıktan sonra, tüm paranı alıp ortadan kaybolduktan sonra ilk ne zaman gördün?
So, after he left you, after he took your money and disappeared, when was the next time that you saw him?
Neden? Sonuçta paranı geri aldın.
I mean, you got your money back.
Paran var.
You've got money.
İsminin geçtiğini, bankayı veya paranın nasıl aklandığına dair bir şeyi duymadım.
I've never heard anyone mention your name or the bank or how any of the money was laundered.
Paran var mı?
You got money?
Biz aynı paranın iki yüzünü temsil ediyoruz Coulson. Askerlere komuta ediyoruz.
We're two sides of the same coin, Coulson... commanders leading soldiers.
- Nasıl senin paran oluyor?
- Dad, stop it!
Paranı kaybettim!
I lost your money!
Bayan şu anda kapatırsanız size tüm paranızı verebileceğimden emin değilim. İnanamıyorum.
Ma'am, I can't say for sure we can give you all your money if you close right now,
Kim peşin paranın bu kadar değerli olacağını düşünürdü ki?
Never thought that hard cash would be this valuable right now -
Jesse o paranın ortak kararımız olduğunu da söyledi.
Jesse says that money is just a construct, too.
Senden paranı almak istemediler.
They didn't make you give them your money.
Senin paran.
Your money.
Senin paran derken ne kastediyor?
What does he mean, my money?
Senin paran derken ne kastediyorsun?
What do you mean, my money?
Yaşgününde senin paranı Cooley'e mi verdiler?
They gave Cooley your money on your birthday?
Senin... Senin paran şimdilik bende kalsa nasıl olur? Yani sen ilk defa yapacaksın falan ya, ondan diyorum.
How about... how about I look after it for ya since it's, you know, it's your first time and all.
- Paran var mı? - Hayır.
- You got any money?
Paranın çoğunu kuzenin Asa'ya verdin.
You gave most of your money to cousin Asa.
Paran ödenirse gidebilirsin.
You can go as soon as someone ponies up.
Birkaç dakika ayırıyorsun merdivenle oyalanıyorsun istediğini yapıyorsun, onu iade edip paranı geri alıyorsun.
You take a few minutes, play around with the ladder, do what you wanna do, then take it back and get your money back.
Dünyalar tatlısı çocuklarınız için köşede paranız olmalı.
Have money in the bank for those beautiful children of yours.
Paran benimkiler kadar pis.
Your money is as filthy as mine.
Paranın nerede olduğunu söyleyeceğim.
I'll tell you where your money is.
Paranın nerede olduğunu söyleyeceğim tamam mı?
I'll tell you where your money is, okay?
Evet, paranın hepsi burada, Bay Finn.
Yeah, the money's all here, Mr. Finn.
Sanırım paranı ödeyebilirim.
I think I might cash out.
Öğlen yemeği paranı aldın mı?
Do you have your lunch money?
Bence bütün paranı yeni bir gardıroba harca.
I say that you splurge on a new wardrobe.
- Senin paranı almıyorum.
- I'm not taking your money.
Kalan paranız ise... sınırlı.
Your remaining capital is... limited.
Paran neredeyse bitti.
Your cash is almost gone.
Hem Katolikler, hem de satanistler elinizdeki madeni paranın peşine düşecek.
The Catholics and the Satanists will be clawing for this coin.
Bu sebeple kendi gözleriyle görmek için Port-au-Prince'e gitti. Paranın nereye gittiğini anlayınca da Vanessa'yla yüzleşti, Vanessa da onu öldürdü.
So he flew to Pout Au Prince to see for himself, and when he realized where the money went, he confronted Vanessa and she killed him.
O paranın çocuklara değil bana gitmesi gerek.
- That money should go to me, not those kids.
Peşin paran varsa sana bir miktar getirebilirim aslında.
Could actually get you a supply today if you've got cash.
- Paranı istiyorsun.
You want your money.
Paran bende.
I've got your coin.
Çünkü paranın bitmesini sonra da gitmeni istemiyorum.
Because I don't want you to run out of money and then leave.
Paranın nereden geldiği bizi ilgilendirmez.
Where the cash comes from, you know, that ain't our business.
- Ne kadar paranız var?
How much have you got?
paran var 16
paran var mı 160
paranoya 20
paranın 16
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25
paran var mı 160
paranoya 20
paranın 16
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25