Polis çağır translate English
797 parallel translation
Dr Seward, bu akşam Mina'yı İngiltere'ye götüreceğim yoksa polis çağırırım.
Dr. Seward, I'm taking Mina with me to London tonight or I'll call in the police.
Gidip polis çağırın.
Go and get a policeman.
Yoksa polis çağırırım.
I shall send for the police.
Çık, yoksa polis çağırırım.
Get out or I'll call the police.
Oh, ben polis çağırıyorum...
Oh, I'll call the Police...
- Ver yoksa polis çağırırım.
Hand it over or I'll call a policeman.
Böyle konuşursan polis çağırmak zorunda kalırım.
If you talk like that, I'll call a policeman.
- Polis çağırırım!
- I'll call the police!
- Dokunursanız polis çağırırım!
- I'll call a policeman!
Polis çağır.
Get the cops.
Polis çağırın!
Get the police!
Takip etmeyi bırak yoksa polis çağırırım.
Now, stop following me or I'll call the police...
Sanırım polis çağırmalıyız.
I think we better call the police.
Onu görmemize izin vermezseniz polis çağırırım.
Unless you produce him, I'll produce the police.
- Polis çağırın!
- Get the law!
- O zaman polis çağırırım.
- Then I'll call a cop.
Konuş yoksa polis çağırırım.
Talk, or I'll get the police.
- Eğer eminsen polis çağır.
- If you're so sure, get the police.
Defol yoksa polis çağırırım.
Get out of here. I'll sick the cops on you.
Polis çağırın Bayan Inwood.
- Yes. Do call the police, Miss Inwood.
Polis çağır.
Go get a cop.
Polis çağırıyorum!
And I'm gonna call the police!
Bir polis çağırın! İki polis çağırın!
Get two policemen!
Çabuk olun! Polis çağırın!
Se va esta noche en la estrella!
Hemen polis çağır.
Call the police now.
Polis çağırın.
Get the police.
Arkadaşın olmasaydım polis çağırırdım.
If I wouldn't be your friend, I've already called the police.
Onu bana ver. Yoksa polis çağırırım.
Give it back, or I'll call the police.
... yoksa polis çağırırım!
... or I call the police!
Polis çağırın.
Call the police.
Ya yemeğin parasını ödersin yada polis çağırırım.
You're paying for this meal or I'm gonna call the constable.
- Polis çağır.
- Call a bobby.
Cissie, polis çağır.
Cissie, get police.
Evet, fakat polis çağır.
Yes, but call the police.
Polis çağırıp, bulmama yardımcı olmalarını istemem gerekebilir.
I may have to ask the police to come and help me find it.
Haydi, polis çağır.
Go ahead, call the police.
Oh, şey belki polis çağırırsın?
Oh well, perhaps you'd like to call the police?
Hemen in aşağı yoksa polis çağırım!
Come down here fast or I'll call the police!
Polis çağırın.
Go get a police officer.
Komşular silah sesinin duyup, polis çağırırlar.
Neighbor's will hear the shots and call the police.
Polis çağırın.
Hey, call the police.
Bırakın, valla polis çağırırım.
Leave me alone or I'll call the police.
Polis çağırın!
Call the cops!
- Polis çağırın.
- Call the police.
Harry, lütfen, polis çağırır mısınız?
Harry, would you please call the police?
Buradan defol yoksa polis çağırırım!
- You get out or I'll call the police!
- Kendi kızı için polis çağırıyor.
- Calls the cops on his own daughter.
O salak polis seni aramak için arkadaşlarını çağırmıştır.
That dick'll have more looking for you.
Teğmen Ditrich, Polis Şefi sizi derhal bürosuna çağırıyor.
Lieutenant Ditrich, commissioner wants to see you in his office right away.
Ellerini bağla, polis arabasını çağır.
Sure. Get a net and send for the wagon.
Tamam, çağır bir polis
All right already, so call a policeman
polis çağırın 38
polis çağıracağım 61
çağır 22
çağırayım 25
çağır onları 17
çağır onu 45
polis 1489
polisi 18
polisler 260
polise 31
polis çağıracağım 61
çağır 22
çağırayım 25
çağır onları 17
çağır onu 45
polis 1489
polisi 18
polisler 260
polise 31
polisi ara 145
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisim 30
polis misiniz 33
polis mi 254
polis misin 49
polis geldi 36
polisi arıyorum 63
polis yok 23
polis memuru 42
polis merkezi 31
polisim 30
polis misiniz 33
polis mi 254
polis misin 49
polis geldi 36
polisi arıyorum 63