Prés translate English
330 parallel translation
Sanırım kardeşin Pres en şanslı adam.
I think your brother Pres is the luckiest man.
Julie, sana Pres'le birlikte mutluluk dolu sağlık dolu...
Julie, I wish you and Pres all the happiness... the best of health...
Pres ve ben son nişanlandığımızda da tam olarak aynı şeyleri söylemiştin.
You said the very same thing the last time Pres and I were engaged.
Pres bir bankacı, tüccar değil.
Pres is a banker, not a trader.
- Pres'in olduğu her yerde mutlu olurum.
- I'll be happy anywhere Pres is.
Tıpkı şuan Pres'in yapmaya çalıştığı gibi, ki hiç umut yok.
Just the same as Pres is trying to do right now, and with no better luck.
- Evet, Bay Pres.
- Yes, Mr. Pres.
Evet, efendim, Bay Pres.
Yes, sir, Mr. Pres.
Zannederim, hatta umarım gelmez.
I declare, I hope Pres doesn't come.
Şimdi, sen Pres'i dert etme.
Now, don't fret about Pres.
Pres çok acımasızdı.
Pres was outrageous.
Köprücük kemiğini kırdın ve de Pres nişanı attı.
You broke your collarbone and your engagement.
Bay Pres böyle mi dedi?
Did Mr. Pres say that?
- Pres seni beyazlar içinde görmeye bayılıyor.
- Pres has always loved you in white.
Ama, Julie, Pres'i düşün.
But, Julie, think of Pres.
- Pres, geldiğine çok sevindim.
- Pres, I'm so glad you've come.
Press'le önemsiz bir tartışma yaşadı.
She just had a little fuss with Pres.
Hepsi bu, değil mi Press?
That's all, isn't it, Pres?
- Hayır, Pres.
- Why, no, Pres.
Julie, ben Pres.
Julie, it's Pres.
Ne oluyor Pres?
Why, Pres.
Nasıl yani, Pres?
Like what, Pres?
Ne oluyor Press.
Why, Pres.
Zette, Bay Pres gelirse, bunu O'na ver.
Zette, when Mr. Pres comes, give him this.
Sizin Pres ile randevunuz yok mu?
You had a set-to with Pres?
Pres bundan hoşlanmayacak.
Pres isn't gonna like it.
Pres sizi düelloya çağıracak diye mi korkuyorsunuz?
Afraid Pres will call you out?
- İyi akşamlar Bay Pres.
- Evening, Mr. Pres.
- İyi akşamlar, Bay Pres.
- Evening, Pres.
Zette, Bayan Julie'ye Bay Pres'in burada olduğunu söyle.Gitmek için hazırız.
Zette, tell Miss Julie Mr. Pres is here. We're ready to go.
Gidelim mi, Pres?
Well, shall we go, Pres?
- Pres, lütfen...
- Pres, please...
Pres, gitmek istiyorum.
Pres, I wanna leave.
Pres, bırak beni.
Pres, let me go.
Hoşçakal, Pres.
Goodbye, Pres.
- Pres geri dönüyor.
- Pres is coming back.
Pres Dillard bu sebepten dolayı geliyor.
Pres Dillard's coming home on account of it.
Pres eve dönüyor.
Pres is coming home.
Bay Pres eve geri döndüğünü hissedecek.
Mr. Pres sure gonna know he's back home, all right.
- Gözün Bay Pres'te olsun.
- Keep an eye out for Mr. Pres.
Pres öğleye doğru bir paketle gelecekmiş.
He said Pres would arrive on the packet about noon.
Pres'i O getirecekmiş.
He'd be responsible for bringing him over.
- Bu gelen Pres ve Ted olmalı.
- That must be Pres and Ted now.
- Pres, canım benim.
- Pres, my dear boy.
Pres, karın mı?
Pres, your wife?
Pres'in hanımı buraya hoşgeldi şerefler verdi.
Pres'wife would naturally be welcome here... but you are for your own sake.
Pres'in kardeşi beni o kadar içten karşıladı ki.
Pres'brother has been so gracious in his welcome.
Tekrardan bizimle olmanız büyük mutluluk, Pres.
Mighty nice to have you back with us again, Pres.
- İnşallah, Bay Pres.
- Praise be, Master Pres.
Şehre geri dönmek mi?
Back to the city? But, Pres...
Pres... Bankada işler arapsaçına döndü.
Things are at sixes and sevens.