Radyo translate English
5,734 parallel translation
Radyo işinin ufak tefek sorunlarıyla canını sıkmak istemiyorum.
You know, forget it. I don't want to bore you with the minutia of the radio business.
İlk radyo işimde.
My first radio job.
O radyo istasyonunun sinyali burada zayıf.
Signal for that station's weak here.
O X-ray, radyo dalgaları, içten yanma ve tabii ki atmosferik elektrik alanlarında gelişmiş teknolojilere sahipti.
He had advanced technology in the fields of X-ray, radio waves, internal combustion, and, of course, atmospheric electricity.
Ses ve görüntü sinyalleri, gözle görülemeyen radyo dalgalarındadır. Televizyon da bunları görüntüye ve sese çevirir.
The signal is in the radio waves around it, invisible to us, that's being interpreted by the television as pictures and sounds.
Ve bir sabah herkese sataşan kaba bir radyo spikeri olarak uyanıp, ahlaksızlar arası atışma * diye bir spor mu icat ettin?
Then you became a morning shock-jock and created the sport "taint ball"? Yeah.
Yolda gelirken radyo dinliyordum ve oldukça ilginç bir şey duydum.
I was listening to the radio on my way here, and I heard something very interesting.
Mala zarar geldi. Bir zamanlar onun kokusu sadece radyo istasyonuyla sınırlı kalırdı.
Once upon a time, his stink would've been contained by the reach of his radio station.
Radio Sport - Ülkenin en iyi radyo kanalı.
Radio Sport - the best sport radio in the country.
Bakın. Radyo istasyonunda röportaj yaptık ve iyi anlaştık.
Look, I interviewed him at the radio station, and we just hit it off.
Avcı uçaklarımızın radyo frekanslarını değiştirip onları oradan çıkarın.
Scramble our Interceptors and get them out there.
Radyo dinliyorlar.
They're listening to their radios.
Artık radyo sadece İspanyolca kanalları almaya başladığı zaman Los Angeles'a geldiğimizi anladık.
And once the radio started only picking up Spanish music stations, we knew we had finally arrived in Los Angeles.
Eğlence sektörü olsun, politika olsun, radyo ve televizyon olsun...
Entertainment, politics, broadcasting.
( Kamera tıklayarak, belirsiz polis radyo sohbet )
( camera clicking, indistinct police radio chatter )
Bütün radyo frekansınlarını denedik ve hiç cevap alamadık.
Radio and laser communications are silent!
Ne bu radyo için mi?
Is it, what is it, a radio?
Radyo işine girmek istiyorum ve işi, erbabından öğrenmek istiyorum.
I want to get into the broadcasting business, and I want to learn from the best.
Ne radyo programı?
What radio program?
Ama bir radyo programına çıkacakmış.
But apparently, he's going to be on the radio.
Sırf sizin için radyo programımızda Tahime Sanders ve öğretmeni Eugene Brown ile stüdyoda buluştuk. Bu geçtiğimiz hafta satranç şampiyonlukları yerel bir turnuvada ellerinden alındı.
For those of you just tuning in, we are joined in studio by Tahime Sanders and his coach, Eugene Brown, who were robbed of a chess championship this past weekend at a local tournament.
Radyo 1'in editörünü tanıyorum. Okuldan arkadaşım.
- I know someone at Radio 1 Sjalland.
Ona de ki, sonuç ne olursa olsun,... onun o duygusal radyo spotu gönüllerin şampiyonu olacak.
Tell her that no matter what... her laxative radio spot is the sentimental favorite.
Ulusal Halk Radyo'sunda çalıştığını söylemiştin.
You said you work for NPR.
Uzay boşluğunda, radyo dalgaları her çeşit elektromanyetik yayımla aynı hızda hareket eder. Bu, saniyede 299,792,458 metredir.
In the vacuum, radiowaves travel at the same speed as all forms electromagnetic radiation, that is, 299,792,458m / s.
Sabahtan beri şu radyo istasyonunu bulmaya çalışıyor.
He's been trying to find this radio station all morning.
Lucy, Jake tüm gün bu radyo istasyonuna ulaşmaya çalıştı.
Lucy, Jake's been trying to get this radio station all day. It was static...
Jake tüm gün bu radyo sinyalini bulmaya çalıştı.
Jake's been trying to find this radio signal all day.
Bir radyo sinyalinin gücü dinleyicinin konumuyla ilgili olarak elektrik alanının büyüklüğüne bağlıdır.
The power of a radio signal depends on the magnitude of its electrical field in relation to the position of the observer.
Ayrıca Philip'le birlikte, radyo aracılığıyla benim yerime başkasının getirilmesini istediğinizi söylediler.
They also informed me that you and Philip radioed a request for my reassignment.
Güzel radyo programı.
Nice radio play.
Tüm çalışanlarımız radyo frekansı ile aktif edilen kimlikler taşıyor.
All of our employees wear R.F.I.D.-enabled badges.
Arkadaşlarım radyo programına bayıldı.
My friends loved your radio thing.
Bu Larry'nin radyo programıyla ilgili.
This is about Larry's radio thing.
Sevgilisinin salak radyo programini kaçirdin.
Well, you missed her boyfriend's crazy radio show.
Radyo konusunda bir noktada hakli.
She does have a point about the radio thing,
Yakinlarda Larry Bloom'un bir radyo görüsmesini dinledim.
I recently caught a public radio interview with Larry Bloom.
Bir ay önce şu aşk doktorunun radyo programına katılmışlardı ve sanırım onunla özel olarak da görüşüyorlardı.
Um... About a month ago, they... went on this radio show with with this Love Doctor guy, and, um... I think they were seeing him privately also.
Bir radyo programı var.
He has a talk radio show- -
Aklı başında olan hangi insan başkalarının eğlencesi için kirli çamaşırlarını bir radyo programında ortaya sermek ister ki?
I mean, who in their right mind wants to air their dirty laundry on the radio for other people's entertainment?
Stace, doğal bir radyo kişiliği var sende.
Stace, you know, you have a natural presence on radio.
Radyo yüzüm olduğunu mu söylüyorsunuz?
Are you saying I have a face for radio?
Tüm gece buradaydım. Radyo dinliyordum.
I was here all night listening to the radio.
Uzaktan araba bilgisayarını ele geçirmiş. Bu o kadar uzak değil. Radyo frekansı aracıIığıyla çalışıyor.
We know he hacks the remote ; it's not hard.
Yaşımıza daha uygun bir şey yapabiliriz. Ulusal radyo kanalı dinleyebiliriz veya toz mama yiyebiliriz.
We could do something more age-appropriate like listen to NPR or drink ensure or something like that.
Şu anda, Los Angeles'taki bir numaralı radyo şovunun sunucusuna bakıyorsunuz.
Guess what, you guys are looking at the host of the number one radio show in L.A.
Jon, 25 dakika sonra Radyo 2'ye çıkacaksın.
Jon, you're going to like Radio2.
Ryan, bir radyo istasyonu yönettiğin zaman yeteneğinin yanında bazı tuhaflıklarla da karşılaşabilirsin.
Ryan, when you manage a sports radio station, you expect certain... Quirks among your talent.
... emniyet görevlileri enfekte olanlar geri dönüyor gibi.. ... internet siteleri kapatıldı güvenli olduğu sürece sizi radyo aracılığıyla bilgilendirmeye devam edecek.
Law enforcement officials... infected seem to be coming back... has shut down networking sites... will continue to keep you informed by radio as long as it's safe...
Radyo kompaslara dikkat edin beyler.
Keep an eye out for homing devices, lads.
Radyo kulesi.
A radio tower.