Restore translate English
2,486 parallel translation
Amacını bildiğim adalet, ne kadar acı olduğu önemli değil, düzeni sağlamak ve arındırmak içindir.
I know that the purpose of justice is, no matter how painfully, to restore order and to cleanse.
Ciddi bir hasar oluşmadan önce kan akışını yeniden sağladık.
We were able to restore his circulation before any serious damage set in.
Pekâlâ, öncelikle enerji sağlamamız lazım.
Ok the first thing we need to do is restore power.
Onu Kardinaller Kurulu Başkanlığı görevine geri getireceğiz.
We will restore him as dean of the Sacred College of Cardinals.
Yeni bir finansal ürünün, güvenlerini kaybettiğimiz müşterilerin güvenini geri alma mümkünatından bahsedeceğiz.
The possibility of a new financial product that could restore some of the faith we've lost with our customer.
kredi piyasasını çözecek, bankaları istikrara kavuşturacak, ve güven tazeliyecek
It will unfreeze credit, stabilize the banks, restore confidence.
Olabildiğince hızla normale dönmeliyiz.
We need to restore normality as soon as possible.
Onlarla konuşup düzeni yeniden tesis edeceğim.
I will speak to them and restore order.
Thera Halkı, adamızda huzuru yeniden tesis etmek için
People of Thera, in order to restore peace on our island,
Burayı restore ediyorlar.
They're renovating in here.
Onun aklını başına getirmene yardımcı olabilirim.
I think I can help you restore him to his senses.
Evet, ama kimyasal solucanın tükürük bezlerinden alındı ve aklınızı yerine getirecek bir tedavi geliştirdik.
Right, but the chemical was siphoned from the worm's salivary glands, which... And we came up with a treatment to restore your minds.
Evrensel Kiliseyi yeniden yapılandırmak istiyorum.
I want to restore the Universal Church.
Ama manastır restore edileirken ki katkılarınız. Takdirle karşılandı.
But your contribution to the abbey and its restoration is much appreciated.
hatta O, otokratik yönetimi geri getirebilir.
He might even restore autocratic rule.
İletişimi tekrar kurmaya çalışıyoruz. Beklemede kal Özgürlük.
We're trying to restore the communication now.
Düzeni yeniden kurmamız daha önemli değil mi?
Isn't it more important that we restore order?
Klonlarımın onurunu kurtarmak için bir kefaret ödüyorum.
I serve a penance to restore the honour of my clone batch.
Constantinople'u Katolik imanına döndürecek mi?
Will he restore Constantinople to the Catholic faith?
Üstelik söylediklerimize pek de değer vermeyen bu ekonomi uzmanlarının etkisi altında yönetilen devletler geçmişi yeniden yaratma umuduyla refahı geri getirmek için tüketimciliği tetiklemeye çalışıyorlar.
And the governments who are driven by these economists who don't really appreciate what we're talking about are trying to stimulate consumerism to restore past prosperity in the hope that they can restore the past.
Ama tüm bunlar bir emir gibiydi
and restore some order
Kan akışını düzeltmek için de aşı kalemi kullanabilirim.
And then we can use a graft to restore blood flow.
Ailelerimiz düşündü ki, daha önce Rusya'da olduğu gibi böyle bir yol izlenirse monarşi düzenini tekrar devreye sokabiliriz.
Our families thought we'd help restore constitutional monarchy to Georgia. - The way it had been before the Russians.
Değil mi ama? Ufak bir onarımla yeniden eski hâline- -
With a little renovation, we could restore it to its former...
Görüyorsun ya, eğer hayatta olduğu lafı çıksaydı, babasına sadık adamlar onu tahta oturtmaya çalışırdı.
You see, if word got out anastasia was alive, People loyal to her father would try To restore her to the throne.
"Yeniden onarmaya başlayabilecekleri..." "... kirli itibarları için yalnızca tek bir yol var. " " O da çekip gitmek!
'They have offended against every principle of decency'and there is only one way in which they can even begin to restore'their tarnished reputation and that is to get out!
Barışı tekrar sağlayabilecekler mi?
Will they be able to restore peace?
Kutsal Kilisenin şanını canlandırmak istiyorum.
I want to restore the glory of her holy church.
Evrensel Kilise'ye eski itibarını kazandırmak istiyorum.
I want to restore the Universal Church to her former dignity.
Kiliseyi yeniden toparlamayı mı?
Restore the Church?
Size evlerinizi tekrar vermem veya ölülerinizi tekrar hayata getiremem lakin belki size Kral'ımız Robert adına adalet verebilirim.
I cannot give you back your homes or restore your dead to life, but perhaps I can give you justice in the name of our King, Robert.
Başımız belada. Kendi başımıza düzeltebileceğimizi sanmıyorum. - Şimdi ne yapacağız?
it bad seems to rely on several of us there is no way to restore it as is the how do snow is not the way to stop it and go back too far
Touma-san kendine gelince de gözlükleri çıkarıp lens taktın ve saç şeklini de değiştirdin. Touma-san'ın seni tanıyıp olanları hatırlamasına engel olmak istedin.
wake up after a horse in winter you will be replaced by contact lenses and glasses under the hair slightly transformed are also to make Touma even see your face will not restore memory
Sen de her şeyi hatırlamadan önce onu susturmaya karar verdin. Böyle korkunç bir abla görmedim. Öz kardeşini arabanın önüne iteklemek...
So you decided to completely restore the memory of his murdered before and but really is unsympathetic sister maggots ah actually his own sister under the wheels pushed to the
Her zaman kendini yenilemenin bir yolunu bulur.
It always finds a way to restore itself.
Marcus, insanların elektirik sistemine yeniden güç vermek için New York Concordia alanındaki mavi enerji reaktörünü kullan.
Marcus, use the blue energy reactor at the New York Concordia site to restore power to the human electrical grid.
Bu durumdayken hafızasını düzeltemem.
- I can't restore his memories in this condition.
Öldürülen adam araba tamir etmiyor muydu?
The guy that got killed- - didn't he restore cars?
Liu, Cing Hanedanı'nın tahta geri geçmesi için Japonlarla anlaşmış.
Liu conspired with Japanese to restore Ching dynasty.
Harika bir lokasyonda muhteşem bir ev restore etmişsin, üstelik eski de değil. - Ooh, mutfak...
You have a restored Craftsman in an extremely desirable neighborhood with virtually no turnover.
Restore edicez. Kültür Turizmi yani Ekolojik Turizm yapıcaz.
We're going to restore them and then practice cultural tourism, ecological tourism, specifically.
Bu tarihi çeşmeyi de dokusuna olarak restore etmeye başladık.
And we've begun to restore this historical fountain to its original state.
Palm Springs'ta bir ev mi restore edeceksin?
So you want to restore a house in Palm Springs?
O yüzden ülkeme hizmet eden biri olarak profesyonel onurumu geri kazanmamın tek yolu emredildiği gibi sizi ABD'ye geri yollamak.
So... the only way that I could restore my professional honor as a servant of my country is to send you back to the United States as I was originally ordered.
Kendi başıma restore ettim.
Oh! Restored her myself.
- Carver sineması açık arttırmaya çıkarılınca, almak ve restore etmek için Megan'la neyimiz varsa ipotek ettirdik. 0 bizim ortak hayalimiz, ortak aşkımızdı.
When the carver theater came up for auction, Megan and I mortgaged everything we had to buy and restore it. It's our -
Düzensizliği düzeltmenin bir yolu var.
There is a way to restore order from disorder.
Küçük yenilikler yaptık.
Restore a little order.
çipe böylece bağlanabilicez
to restore our connection to the chip.
Statükoyu iade etmek benim şansım.
My chance to restore the status quo.
Herşeyi baştan alabiirizi
Think what that means could restore order could claim back what we lost