Rom translate English
1,491 parallel translation
- Rom ve Coca-cola.
- Rum and Coke.
Tereyağlı sıcak rom kokteyli yapacağım.
I was afraid these would get broken. I'm going to make some hot buttered rum.
Tereyağlı rom'um bitti.
I've finished my buttered rum.
Şuna biraz daha rom eklemem gerekli.
I just have to replace some of this rum.
Aslında, rom'u almaya gelmiştim. Annie ile işleri halletmek için lazım.
It'll be just the thing to clinch things with Annie.
Rom hazır.
Rum's ready.
Rom'u beğendin mi?
How do you like your rum?
- Hayır, rom'dan bahsediyorum.
- No, your rum.
- Rom'un keyfini çıkar.
- Enjoy your rum.
Martini yapmayı bırakmışlar, iki rom ve kola aldım, sorun olur mu?
They stopped making martinis, so I got us two rum and Cokes. Is that okay?
Bunu bilmiyorsun Rom, ama Ferenginar'da kesinlikle bir sorun var.
We don't know that, but something is definitely wrong on Ferenginar.
Unutma, o Rom'un karısı.
Remember, she's Rom's wife.
Nesi yanlış söyleyeyim. Zek'in, kendinin ve Rom'un hayatını mahvettin.
You've ruined Zek's life, your life, Rom's life.
Rom senden daha uygun bir kadın olabilir, ama iş konusunda sen daha iyi bir Ferengi'sin.
Rom may make a better female, but when it comes to business, you're the better Ferengi.
Hadi Rom.
Come on, Rom.
Tamam Rom, ne konuştuğumuzu hatırla.
All right, Rom. Keep your eye on the ball.
- Dayan Rom.
- Hang in there, Rom!
Tamamdır Rom.
- All right, Rom!
- Senden nefret etmiyor Rom.
- He doesn't.
Benjamin bugün haddini çok aştı Rom.
- Benjamin was out of line, Rom.
- Rom, biz senin tarafındayız.
- Rom, we're on your side.
Rom, bazı anlarda seninle neden evlendiğimi çok iyi biliyorum.
Rom, there are moments when I know exactly why I married you.
Rom, buraya gel.
Rom, come here.
Devam et Rom.
Go ahead, Rom.
Hadi, top oynayalım! Bilgisayar... - Hadi Rom.
Computer.
Jake Sisko'nun yerine giren yedek vurucu, 13 numara Rom.
Now pinch hitting for Jake Sisko, No. 13, Rom.'
- Yapabilirsin. Hadi Rom.
- You can do it!
Sorun değil Rom.
It's OK, Rom!
Aferin Rom!
- All right, Rom!
Yeterince rom ve votka olup olmadığına bak.
Make sure we have enough rum and vodka.
Hep o rom ve votka yüzünden...
All that rum and vodka.
Ho, ho, ho, ve bir şişe rom.
Ho, ho, ho, and a bottle of rum.
Bunu onun CD sürücüsünde buldum.
- I found this in his CD-ROM drive.
Bu sınıfa gelmeden önce ROM ile RAM, bit ile bayt arasındaki farkı bile bilmiyordum.
Before I came to this class, I just didn't even know the difference... between, like, a ROM or a RAM or a bit or a byte.
Bu sıradan bir rom değil.
It's no ordinary rum.
Romalılar, Romalılar orada!
The Romans. The rom...
Özellikle biraz rom karıştırınca.
Especially with a little rum.
- Kuru üzümlü rom. - Kuru üzümlü rom.
Rum raisins.
Bir parça rom.
His little shot of rum
Bal ve biraz rom.
Honey and a splash of rum.
- Evet, bana bir kola daha ve barmene söyler misiniz, içine biraz daha rom koysun?
- Yeah, um, I'll have another Coke and could you tell the bartender to put a little more rum in it this time?
Bu sefer azıcık kolayla duble rom olsun.
Make it a double this time with just a splash of Coke.
O kadar rom ve yemekten sonra pantolonumu patlatacağımı sandım.
After all that rum and good food,
Quark, Rom!
Quark! Rom!
Sıra sende Rom.
You're up, Rom.
- Hadi Rom.
- Come on, Rom.
Rom!
Rom!
Başardın.
- Rom, you did it!
- Bir de rom.
- And I'd like some brandy.
Rom ne?
What's rum?
Sen rom ve kola istiyorsun.
OK.