English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Roş

Roş translate English

475 parallel translation
Mutlu Roş Haşanalar!
Happy Rosh Hashanah!
Can alıcı bir sahne izleyeceksin. Joan çok sinirlenecek çünkü geç kaldığı için Roş Haşana törenine alınmayacak
In the pivotal scene... where a distraught Joan gets locked out of High Holiday services...'cause she's late...
Sarmak için gül petalleri kullandım.
I us e ros e petals to wrap them in.
"Ros" ve "dva" ve "ros" ve üç... ve dört.
And one and four.
Bu arkadaşlarla çalmak gerçekten muhteşemdi.
It was great playing with all the compa? ros
- Will, bu Rosario.
I want to know if Ros- - Will. this is Rosario.
Dinle, Ros, bir gezi düzenlemeyi planlıyordum.
Listen, Ros, I was thinking about organizing a field trip.
Ros?
Ros?
Ros, pardon. Yarınki okul gezisini hatırlatmak istedim de.
Ros, excuse me, wanted to remind you about our field trip tomorrow.
Aslında kulağa hoş geliyor, Ross, ama...
You know what, that sounds so great, Ros, but... - But what?
- Ros ben öğretmen değilim.
- Ros I'm not a teacher. Oh, Ned.
Nevadadaki tüm'97 Mavi Sunfires kayıtlarına tekrar baktım, Sadece bir isim ve adres gözden kaçmıştı...
So I pulled all the ROs from all the'97 blue Sunfires in Nevada, one name and address just jumped out...
İkisi de kişilere ait.
Two are privately owned. I ran the ROs.
Ben 23A'ya park eden araçların ruhsatlı sahiplerini araştıracağım.
All right. I'll look at ROs for the vehicles in parking lot 23A, see if I can find the driver.
LA'deki American Idol'ına daha yeni kabul edildi. ama onu ben götüremem çünkü Restorana bakmalıyım.
She just got accepted to be on American Idol in Ros Angeres, but I can't take her'cause I have to mind the restaurant.
LA'ye temsilcileriyle birlikte gitti!
She... she go to Ros Angeres with her agents!
Elbiseleri ve Edmundo Ros plakları mı?
What, his clothes and his Edmundo Ros LP's?
Ben Ros üzerinde çalışacağım, onu görüş alanımızda tutacağım.
I'll work on Ros, keep her where we can see her.
- Bana Ros deyin.
Call me Ros.
Ros!
Ros!
- Ros!
Ros!
Az önce Genel Müdür'den Ros'un babasıyla ilgili bir telefon aldım.
I've just had a call from the DG about Ros's father.
Ros yıkılacaktır.
She'll be devastated.
Ros hamlesini yapıyor.
Ros is making her move.
Ros'un onun dizüstü bilgisayarında ne olduğunu bulması gerek.
Ros needs to find out what's on his laptop.
Neredeyse bitti, Ros.
Almost there, Ros.
Bu beklediğimiz şey olabilir, Ros.
This could be it, Ros.
Ros, bütün garson ve bar personelinin medya merkezine girmesini engelle.
Ros, stop the all waiter and barstaff entering the media centre.
Beni Adam'a bağla.
Patch me to Adam Ros.
Ros, dikkat dağıtmak için hazır ol.
Ros, get ready to cause a distraction.
Ros, deneyeceğimi söyledim.
Ros, I said I'd try.
Sadece şey demek istemiştim Ros hakkında haklıydın demek istemiştim.
I just wanted to say... about Ros... that you were right.
Ros'la ilgili.
About Ros.
Ros, senin içeri girmeni istiyorum, Zaf sen de onu destekleyeceksin.
Ros, I'd like you to go in and Zaf back her up, please.
Ros, bir dahaki sefere, başkasına gitmeden önce bana gel.
Ros, next time you come to me before you go to anyone else.
Ros, benim için bir şey yapmanı istiyorum.
Ros, I need you to do something for me...
Ros'a bir mesaj ilet.
Get a message to Ros.
Birimiz bununla ilgilenmeli Ros,... ve benim önceliğim etrafımızda dolaşan intihara meyilli kaçıklar.
One of us has to deal with this, and having suicidal whackos running around should be top priority.
- Ros Myers ile tanışıyor musun?
Have you met Ros Myers?
Ros'la nasıl geçiniyorsunuz?
How you getting on with Ros?
Üzgünüm, Ros, gerçekten hiç kimseyi bu işe ayıramam,... diğer birimlerden de kimseyi ayarlayamam. Teröristler bir numaralı önceliğimiz olmalı.
I'm sorry, Ros, I really can't spare anyone and all the other sections are also using up anyone available.
- Ve Ros?
Oh, and Ros?
Ros, bence gerçekten oradan çıkman gerek.
Ros, I really think you should get out of there.
Ros, neler oluyor?
Ros, what's happening?
- Ros, konuş benimle!
Ros, talk to me!
Ros, konuş benimle!
Ros, talk to me!
Jo, benim Ros.
Jo, it's Ros.
Ros, Ros, bize bilgi ver.
Ros, Ros, give us a brief.
Ros? Ros?
PHONE LINE GOES DEAD Ros?
Ros'la bağlantı kurduk!
We have contact with Ros!
- Ros, binanın planlarına göz attık.
Ros, we've had a look at the schematics of the building.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]