Sadaka translate English
605 parallel translation
Hiç! Yakında sadaka toplamaya başlarız.
Nothing Soon we go to the old ladies'home.
Sadaka mı?
Charity?
İş istiyorum, sadaka değil.
I want work, not a handout.
Bu sadaka değil.
It's not a handout.
Sadaka mı veriyorsun?
For the poor?
# Haydi, durmayın fakire bir sadaka verin.
Therefore, don't stay, but give today
Yarım Florin yaz deftere, sadaka kısmına.
Debit half a florin to charities.
Nazik olmak istediğiniz belli ama sadaka vermek için neden beni seçtiniz?
Oh, it's obvious that you want to be kind, but why do you choose me for your charity?
Senden aldığım gibi kimseden sadaka alman gerekmiyor.
You don't have to take nobody's charity like I gotta take yours.
Allah aşkına için bir sadaka.
[Man] Alms, for the love of Allah.
Allah aşkına için bir sadaka.
Alms, for the love of Allah.
Hayır için sadaka verdim.
A fine reward for charity.
- Allah aşkına için bir sadaka.
- Alms, for the love of Allah.
- Sadaka değil ki.
● Not charity, man.
Zavallı köre bir sadaka.
Alms for a poor blind man!
Neden bu zavallı köre bir sadaka vermiyorsun?
Why won't you give alms to a poor blind man?
Bakın, Bay Stephenson, bankadan sadaka istediğimi sanmıyorum.
You see, Mr Stephenson, I don't feel this is asking the bank for a handout.
Sadaka verilmesinden hoşlanmam.
I just don't like accepting handouts.
Sadaka istemiyorum.
I don't want any handouts.
- Sana sadaka veriyor.
- He's giving you a handout.
Sadaka ve tavsiye almaktan bıkmıştın ve ordudan ayrıldıktan sonra işi ve parası olan insanlara kin besledin.
You were tired of handouts and advice, and you resented the people... that had good jobs and money when you came out of the army with nothing.
- Biz sadaka istemiyoruz!
- We don't want your charity!
Sadaka verin, Bayan.
Show charity, Miss.
Hâlbuki ondan hiçbir şey almayarak çok akıllı geçindiğini sanıyordun. Hediye istemez, mücevher istemez, sadaka istemez, hiçbir şey istemezsin!
And you thought you were playing it so smart, not taking anything from her, no presents, no jewelry, no handouts, no nothing!
Fakire sadaka.
Spare some change.
Fakire bir sadaka, bayım.
Alms for the poor, sir.
Fakire bir sadaka?
Alms for the poor?
Sadaka istediğim için yapmadım.
I'm not looking for a handout.
Sağ ol, ama sadaka istemiyorum.
Thanks anyway, but I don't want no charity.
Allah rızası için sadaka.
Alms, good mother
Lütfen, sadaka!
Please! Alms!
Bizim adetlerimizi, inançlarımızı bilmiyor. Alın size sadaka!
He does not know our custom, our faith.
Asil yürekli yabancıdan sadaka!
Alms from the noble-hearted stranger.
Allah rızası için bir sadaka?
Spare some change, Ladies and gents?
Bana sadaka verdi, sanki dilenciymişim gibi.
Offered me a handout, like I was a beggar.
Sadaka lütfen!
- Charity, please.
Sadaka! Sadaka!
- Charity...
Sadaka!
Charity!
Bir sadaka, lütfen!
Charity, please!
Senden sadaka istiyoruz.
We're asking for charity!
Biraz sadaka. Yoksa her şeyini alacağız.
Give us a little, or else we'll have the whole lot away!
Sadaka!
- Charity!
Harika bir şey, sadaka!
- Wonderful thing, charity!
Onun için bir sadaka, lütfen.
Charity for her, please.
Aziz Antonio rızası için sadaka...
Some aims for Sant'Antonio?
Sadaka istemiyorum.
I don't need charity.
Bu sadaka değil, Bay Weems.
That's not charity, Mr. Weems.
Sadaka!
Alms!
O zaman sana sadaka verirler.
Then they'll give you some.
Sadaka almayız.
● We will take no charity.
Sadaka değil.
It's not charity...