Sanıyordum translate English
37,067 parallel translation
SBK ile arandığını sanıyordum.
I thought he was all dialed in with SBK.
Masanın artık yararlı olmadığını söylediğini sanıyordum.
I thought you said the table wasn't helpful anymore.
Çocuğun bir takma olduğunu sanıyordum.
Marcus is on his way to the house. I thought the kid had an alibi.
Normalde iki kişilik grup halinde yapılıyor sanıyordum.
I thought it was normally done in groups of two.
Paran yok sanıyordum.
I thought you had no money.
- Bin senelik öfken olduğunu sanıyordum.
You said it was your 1,000 years of rage.
Meyve sevmediğini söylediğini sanıyordum.
I thought you hated fruits.
Adamı iyice ölçüp biçtiğimi sanıyordum.
I had it all figured out.
Her şeye gücümün yetip yapamayacağım hiçbir şey olmadığını sanıyordum ama o çocuğu bile bulamıyorum.
I'm not the all-mighty, but there wasn't anything I couldn't do. I can't find that girl.
- Arabayla pek dolaşmadığını sanıyordum.
I thought you didn't drive.
Aç olduğunu sanıyordum.
I thought you said you were hungry.
Dünyaya boş ellerle geldiğimi sanıyordum. Fakat ellerimde çok şey olabileceğini bilmek oldukça etkileyiciymiş!
I thought I was born with nothing, but it seems I have a lot.
Ben de Shakespeare'i sevmiyorsun sanıyordum.
And here I thought you didn't like Shakespeare.
Trol avının ilk kuralının her zaman korkmak olduğunu sanıyordum.
I thought the first rule of trollhunting was to always be afraid.
Bizi öldürmeye gelen Goblinler konusunda daha endişeli olacağını sanıyordum.
Well, I thought you'd be more concerned about the goblins coming to kill us.
Bunu sadece bir rövanş sanıyordum.
I thought this was only a rematch.
Bu nazik çocuklara yardımcı oluyoruz sanıyordum.
I thought we were trying to help these nice lads.
Aaarrrgghh senin evinde sanıyordum.
Save yourself! I thought Aaarrrgghh was at your house!
Bir daha benimle konuşmayacağını söylediğini sanıyordum.
I... I thought you said you weren't ever gonna speak to me again.
Kimse yok sanıyordum!
What? What? I thought the coast was clear.
- Ben az önce öldüğümüzü sanıyordum.
I thought we just died.
Onu senin de sevdiğini sanıyordum Blink.
I thought you liked her too, Blink. Everyone else did.
Kitapları yaktığını sanıyordum.
I thought you burned the books.
Havalı açık hava aktiviteleri yapacağız sanıyordum.
I thought we were supposed to be doing cool outdoor activities.
Triumbric Taşlar'ın bulunmasına karşısın sanıyordum.
I thought you were against finding the Triumbric stones.
Taşı almaya çalışacaksın sanıyordum.
I thought you were trying to get the stone.
Arkadaş olduğumuzu sanıyordum!
I thought we were friends now.
Senin öldüğünü sanıyordum.
I thought you were dead.
- başı belada demektir sanıyordum.
- he's dead meat.
bir GummGumm sanıyordum.
was a Gumm-Gumm. - Aaarrrgghh!
- Tobias'la beraber sanıyordum.
? - I thought he was with Tobias.
Dışarıda Bingo oynuyorsun sanıyordum?
I thought you were out playing Bingo?
Paralı, uzun boylu, genç ve yakışıklı tipler yalnızca fantezilerde olur sanıyordum.
I've seen rich and yet tall, young and handsome men... only in my fantasies.
Seul'deki tek denizkızı benim sanıyordum.
I thought I was the only mermaid in Seoul.
Süpermarkete gidiyoruz sanıyordum.
I thought we were going to the supermarket.
- Uyuduğunu sanıyordum.
I thought you were asleep.
I biz test tüpü bebekler sanıyordum.
I thought we were test tube babies.
I ı tekrar kaybettim sanıyordum.
I thought I lost you again.
I kör olduğunu sanıyordum.
I thought you were blind.
- İç savaşı uzun sürdü sanıyordum ben de.
And I thought the Civil War was long.
Hey, bıraktığını sanıyordum.
Hey, I thought you'd quit.
Millhurst'a gideceğimizi söylediğini sanıyordum.
I thought you said we were going to millhurst.
İlk başta senin Özel Kuvvetler olduğunu sanıyordum.
At first I thought you were Special Forces.
Dışardan kimseyi tanımıyorsun sanıyordum.
I didn't know you knew anyone in the free world.
Ülke dışına çıkmana izin vermezler sanıyordum.
I honestly thought they wouldn't let you travel out of state.
Ailen yok sanıyordum.
Thought you didn't have family.
Biz cankurtaran sanıyordum.
I thought we were lifeguards.
Bunun seni öldüreceğini sanıyordum.
I thought that was supposed to kill you.
Bende gece Rob ile işi pişireceksin sanıyordum.
I thought you were supposed to get it on with rob tonight.
Burada yarı zamanlı çalışan kişiyi arıyordum.
I'm looking for the part-timer who works here.
Bana hâlâ kızgın olduğunu sanıyordum.
I thought you were still mad at me.