Standby translate English
905 parallel translation
Böbreğini St. Donald'a götürmek için bekleyen bir nakil ekibi var.
So, we got transport on standby to take your kidney to St. Donald's.
Havaalanı bölgesindeki tüm ekipler önlemlerinizi alıp hazır bekleyin!
All cars in the airport area, take precautions and standby.
Hazırda bekle.
Standby.
Hazır olun.
Standby.
Geri sayıma zaman yok, hazır olun!
No time for count off, standby!
- Güverteye çık ve bekle.
- Get up on deck and standby!
- silahları hazırlayın.
- Standby guns crew.
- silahları hazırlayın!
- Standby guns crew!
Kameralar hazır.
Okay, standby cameras.
Vitray cama odaklan kamera 2.
Steve on Camera 2 standby on stained glass window.
Battlesea, hazır ol.
Hello Battlesea. Standby.
- Yedek personel devreye sokulacak mı?
- Shall I shake the ship out for a standby?
Diğer haberler için sakın bir yere ayrılmayın.
Standby for further bulletins.
Sarı Alarm!
YELLOW STANDBY!
Hata bulucu da problem yok, artık sarı alarm'da yok!
Grandfather everything's alright! There isn't a fault anywhere, not even on yellow standby!
Senin için ben bu muyum, Rose? Yedek?
I mean, is that what I am, Rose - standby?
ASROC hazırda bulunsun.
Place ASROC on standby.
- ( Whispers ) Hazır.
- ( Whispers ) Standby.
- Savaş noktaları iptal.
- All decks, standby alert.
Yedek eleman yoktur.
No standby crew available.
Dikkat, makine dairesine beklemede kal uyarısı.
Attention : Engine room on standby alert.
Öncelikli görev belirlendi!
Standby for priority.
Tetikte olun.
Standby alert.
Makine dairesi, güç sistemlerini dış gövdeye yönlendirmek için hazır olun.
Engineering, standby to divert all power systems to the outer hull.
- Fazerleri beklemede tutun, Bay Sulu.
- Put phasers on standby, Mr Sulu.
Warp hızı motorları tam devir beklemede kalsın.
I want the warp-drive engines on full standby. Kirk out.
Uçuş ekibinin kalkış için hazırlanması rica olunur.
Will all personnel standby to embark.
Oyuna çıkacaktın.
Your standby went on for the matinee.
6. birimden 18. birime kadar tüm bölgelerde acil durum var.
All sections from 6 through 18 are on emergency standby.
- Uzaktan kumanda hazır.
- Remotes on standby.
Tüm yedek sistemleri hazırda bekletin.
Put all secondary systems on standby.
Ana sistemlerin dışındakiler hazır beklesin.
All nonessential systems on standby.
Soruşturma sürerken, geminin alarmda olmasını istiyorum.
I want the ship on standby alert while we continue the investigation.
Burada diğer istasyonlardan daha az uyarı alıyorlar. Bu yüzden eğer düşmanın yolunu keseceklerse iki dakika içerisinde bekleme durumundan çıkmayı öğrenmeleri gerekiyor.
They get less warning here than any other station... so they must learn to get up from standby... in two minutes flat if they're to intercept the enemy.
Hazırdaki filoları artırın.
Better bring more squadrons to standby.
Bekle, gözcü 1.
Standby, scope 1.
Savaş davullarının çalmasını bekleyin.
Standby at Feihu Valley
Pirinç lapasını pek severim.
I find it a great standby.
Üç adet küresel nükleer alarm daimi yedekteki bütün kara, deniz ve hava kuvvetleriyle.
I want three full-scale global nuclear alerts With every army, navy and air force unit on eternal standby!
- Akülü sistem.
Battery-powered standby system.
Eski bir gösteri.
It's an old standby.
Yayını durdurun, sizi embesiller!
Go to standby. You dumb schmuck!
Alarm.
Standby alert.
Beklemede kalın...
Standby...
'Bütün sistemler açık sadece işaretleyici bekleme modunda.'
'Switching all systems except marker beacon to standby mode.'
Görevinin başında olmalıydın!
You should be a standby at the office
Kaptandan mürettebata.
Captain and crew standby reverse polarity.
Bir havalandırma borusundan üçüncü bölüme geçip yedek ekibi çıkardım.
I used an air-conditioning duct to get to Pod Three and lead the standby crew out.
Bekle.
Standby.
Beklemede kalın.
Remain on standby.
- Hazır olun.
- Standby.