Susu translate English
54 parallel translation
Bu günse.. Sanırım Brezhnev, Susu ismindeki Koreli küçük.. .. striptizciyle takılmasa..
You know, I'll still respect you if you decide to stay.
Ne susu?
What "shh"?
Ben, Xu Xian, fakir ve mütevazi asla sizin Susu gibi birini kazanabileceğimi hayal etmezdim.
I'm Xu Xian, poor and humble... I never dreamt I'd win anyone like your Susu...
Bugün buraya kızınızla evlenmek için sizin asil onayınızı almaya geldim.
I've came here today because I seek your exalted permission to marry Susu.
Efendim kendi adıma hiçbir şeyim olmasa bile Susu'yu çok seviyorum.
Sir... Altough I have nothing to my name I love Susu very much.
Ayrıca Susu'ya da...
I also want to say to Susu...
Susu, biraz yardım et bana.
Susu, give me a hand.
Susu, ben geldim.
Susu, I'm home.
Susu, bu kadar çok çalıştığın için teşekkür ederim.
Susu, thank you for working so hard.
Susu?
Susu?
Susu!
Susu!
Susu...
Susu...
Susu, ne yapıyorsun?
Susu, what are you doing?
Susu, korkutma beni!
Susu, don't frighten me!
Kapıyı aç Susu!
Open the door, Susu!
Söyle bana Susu'yu nasıl kurtarabilirim?
Tell me... How can I save Susu?
Cesur kılıçlar ve ateşten denizleri geçmem gerekse bile Susu'yu kurtaracağım.
Even if it takes braving swords and seas of fire I shall save Susu.
Susu'yu kurtarmalıyım!
I must save Susu!
Susu'yu yaraladım.
I wounded Susu.
Benim, Susu.
It's me, Susu.
Susu kim?
Who is Susu?
Lazımlığı, falan filanı olmayacak...
Neither the susu nor the potty...
Iki ceset, terasta bir olu beden cinayet susu veriliyor...
Two murders, one dead body on the terrace dressing up the crime scene...
Ama son yumuşakçama kadar harcadım ve şey... her ilacın vücuda girenle aynı suşu içermesi gerekiyor.
But I am down to my last mollusk and, uh... each cure requires the same type as was ingested.
Hem Rena hem de Josie nadir bir belsoğukluğu suşu edinmiş.
Both Rena and Josie have contracted an unusual strain of gonorrhoea.
Bill, karına ilaç-dirençli belsoğukluğu suşu bulaştırdın hayatının kalanında onunla uğraşacak.
Bill, you gave your wife a drug-resistant strain of gonorrhoea that she'll be dealing with for the rest of her life.
Dersi, öğrendikleri, şusu busu derken gerçekten çok yoruluyor ve kendinden geçiyor
When she got back from her lesson, her throat was so sore, I had to make her a violet infusion to soothe her vocal chords.
"Merhaba, ben Susú, bir yarım tahnit edilmiş, diğer yarım da köpek."
"Hi, I'm Susú, part stuffed animal and part dog."
Buraya gel, Susú.
Come here, Susú.
Gel buraya, Susú.
Come here, Susú.
- Bu Susú.
- This is Susú.
Hoşça kal, Susú.
Bye, Susú.
Bekle Susú, hemen döneceğim.
Wait Susú, I'll be right back.
Novartis ve Syngenta, Amerika Tarım Bakanlığı işbirliğiyle ve Savunma Bakanlığı, spermatisid GMO mısır suşu arazi deneyi yapıldı, böylece erkek tüketiciler kısırlaştırılmış olacak.
Novartis and Syngenta, in cooperation with the U.S. Department of Agriculture and the Department of Defense, have field tested a spermicidal strain of GMO corn, that would render male consumers infertile.
Normalde burada başınızın etini yemem gerekiyor. Sentinel'in tarihi, filozofisi, osu, busu, şusu...
Normally, this is where I would start to drone on about the Sentinel's history, its philosophy, its yadda, yadda, yadda.
Sonuçlarımı aldınız ve bende stafilokok suşu mu çıktı?
You have my results, and I... have this strain of staph?
Bende stafilokok suşu mu var?
I have the strain of staph?
Ama Bailey'de stafilokok suşu çıkmadı.
But Bailey tested negative for staph.
Tinder busu, Snapchat şusu falan.
It's like Tinder this, Snapchat that.