Tanıyorum translate English
31,621 parallel translation
- Bu bilgiyi sana sağlayacak birini tanıyorum.
I got a guy that can get you that information.
Onu nereden tanıyorum?
Where do I recognise her?
Tanıyorum, tanıştık az önce.
Yes, yes, we've already met.
Onu kendimden daha iyi tanıyorum!
I know her better than I know myself!
Seni herkesten iyi tanıyorum.
I know you better than anyone.
Seni tanıyorum galiba, değil mi?
I-I think I know you, right?
Onu senden daha iyi tanıyorum, sen de tanımalısın.
I know better, and you should, too.
Yüzünü, ellerini, ruhunu senden iyi tanıyorum.
I know your face, your hands, your soul better than I know my own.
Çünkü seni tanıyorum Alastair. Yaptığın hata bu senin.
Because I know you, Alastair, and that's the mistake you've made.
Adam'ı tanıyorum.
I knew Adam.
Kendisini tanıyorum.
Let her up, I know her.
Bazılarınızı sima olarak tanıyorum.
I know some of your faces.
Seni tanıyorum.
I know you.
Oh, ben tanıyorum aslında.
Oh, but I do.
Seni kendinden daha iyi tanıyorum.
I know you better than you know yourself.
Birini tanıyorum.
I know someone.
Ama bana bir iyilik yap ve üzerine gitme, çünkü seni tanıyorum.
But do me a favor... you sleep on this, because I know you.
- Hayır ama olabilecek birini tanıyorum.
No, but I know someone who might be.
Evet, Roulette'i tanıyorum.
Yeah, I know Roulette.
Merhaba, seni tanıyorum.
Hey, I know you.
Onu tanıyorum.
I mean, I know her.
Seni tanıyorum.
I knew you.
- Üzgünüm ama tanıyorum
- Oh, but I do.
Aileyi tanıyorum.
I know the family.
Sizi tanımıyorum.
I don't know you.
Kendimi görünüşümle tanımlamıyorum, çünkü harika bir vücudum var.
I don't have to define myself by how I look because I've just got a fucking great body.
Onu hiç tanımıyorum.
I don't know who she is.
Artık kendimi dahi tanımıyorum.
I don't even know myself anymore.
Neredeyse kasetteki kişiyi tanımıyorum.
It's almost like I don't know who that person was on the tape.
- Tanımıyorum, beni arabasına aldı.
I don't. He gave me a ride.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
I don't think we've met.
Ne kadar harika bir grup, her birinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum!
What a wonderful group, I can't wait to meet each and every one of you!
Kız kardeşin beni tanımıyor bile. Ben seni tanıyorum ya.
She don't even know me.
Adam'ı tanımıyorum.
I know The Man.
Seni tanımıyorum bile.
I-I don't even know you.
Ben de kitabın başına dönüp diyorum ki "Bu karakterin tanıtıldığını hiç hatırlamıyorum ben."
So, I'm flipping back, thinking, "I don't remember that character being introduced."
Hayır, yo, yo. Hayır, ben Şeytan'ı tanımıyorum.
Tinder, Hinge, Holefinder, you name it.
- Seni doğru düzgün tanımıyorum.
I don't actually know you.
Ben seni tanımıyorum.
I don't know you.
Onu tanımıyorum.
I told you. I don't know him.
Ben Larson'u tanımıyorum.
I don't know Ben Larson.
- Tanımıyorum.
- I don't.
- Seni doğru düzgün tanımıyorum.
- I don't actually know you.
Bu karanlık tarafı savunan adamı tanımıyorum fakat onun gibileri bilirim.
I do not know this darksider, but I know his kind.
- Şahsen onu tanımıyorum.
- I don't know her personally.
Bu adamı hiç tanımıyorum.
I do not know this guy at all.
Ve ben de onu tanık koruma programına alıyorum.
And I'm working on having him placed in Witness Protection.
- Sizi tanımıyorum.
I don't know you.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
I don't believe we've been introduced.
Hem seni de tanımıyorum. Üzgünüm.
I'm sorry.
Onu tanıyorum.
It's all right, Officer, I know him.