English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ T ] / Tatıl

Tatıl translate English

92 parallel translation
Kettle'ı aç tatılım.
Put the kettle on, love.
Bu durumda, tatıl gaz bir şişe bromür aracılığıyla su ile verilir., Bunun için sodyum klorür tüpü gerekmez..
In this case, the inert gas is introduced by water from a bromine vial, so a sodium chloride tube isn't needed.
Ağzında nasıl bir tat var?
What kind of a taste do you have?
Bunun gibi iyi bir yıl ise, tabii ki yumuşak bir tat verir.
A good year, which this is, of course, will waft.
Kıl ve Frambuaz Kaderin göğüsleridir.
That's fate, tit for tat
Kıssadan hisse. Kıl ve göğüsler.
A blight on tit for tat
Siz yeryüzünün tuzusunuz. Ama tuz tadını yitirirse, ona tekrar nasıl tat verilebilir?
You are the salt of the earth ; if salt loses salinity, what can restore it?
Valencia'da içine karanfil atarlar. Ama Cordoba'lılar daha narin bir tat ararlar.
In Valencia they like to add a clove, in Cordoba, a more delicate taste.
Dünyaya açıl. Hayatı yaşa, zevkleri tat bu şekilde zevkin tadını alan bedenin aklını rahatlatacak.
Go in the world, revel in pleasure up to nausea.
Görünüş her zaman onun tatı ile bağlantılıdır.
The look is connected to the way it tastes.
Ama 5000 yıl sonra bile her gün, yeni bir tat.
But, even after 5,000 years each day, a different flavor.
Tat-lım!
Hon-ney!
Miranda adil oynamaya ve bir kalçaya karşılık göğüs göstermeye karar verdi.
Miranda wanted to play fair, so she gave him a little tit for tat.
Bu Tom ve senin onun boş zamanlarını nasıl geçirdiği konusundaki ilk tatışmanız değil.
This isn't the first time you and Tom have had an argument about how he spends his free time.
Bu sizin için. Tatlılığa değişik bir tat katmak için biraz acı biberlenmiş.
A tiny hint of chili pepper... to play against the sweetness.
Tatlı bir tat var, onu nasıl yaptın?
There's just like a sweetness to it.
149. Cadde'deki bir ekip, Şam'ın Kılıcı dövmesini kullanır.
There's a crew on 149th Street that wears a Sword of Damascus tat.
Kılıcımı tat, iblis tohumu!
Taste my blade, spawn of evil!
Nasıl bir eli varsa... Şunu bir tat.
SHE HAD ONE HELL OF A GRIP.
- Geğirdiğim zamanki tat bile bundan iyidir.
- l've burped up stuff better than this,
- Tabii ki beğendim ama daha sanatsal, daha zarif bir şekilde yapılınca daha çok beğenirim. Ve bu da demektir ki, o kabinde birbirinizi yalayacaksanız bundan tat almanın bir yolunu bulmalısınız. Tamam mı?
- Of course I like what you're doing but I like it done with artistry, with grace, and that means, if you're gonna eat each other, you must find a way to do it tastefully, okay?
Karşılıklı çekim gücünde dokunma ve tat duyularında artış yaşayacaksınız.
You'll experience increased mutual attraction and hightened senses of touch and taste.
Karşılıklı çekim gücünde dokunma ve tat duyularında artış yaşayacak.
Go through the motions of increased mutual attraction and heightened senses of touch and taste.
Sonra tat alma ve devam eder bütün duyular tamamlanana dek. Bizler 7 yaşlarındayken sezginin bir parçası içimizde yaratılır.
And taste, [al-ladhiina... ] and so on, [ yu'minuuna bil-ghaibi...] until the senses are all present, wa yuqiimuunas-salaat, wa mimma razaqnaahum yunfiquun
Ben en çok Louisiana tatlı sosisi severim. Çünkü en güzel tat onundur. Küçük bir ısırık ama abartılı değil.
Well, personally, I love the Louisiana sweet sausage'cause it has the nicest flavor- - a little bite, but not too overwhelming.
Ama devlet bunu onaylıyor, 20 yıl Kültürlü ya da temkinli olmak gerekmiyor bunun için Korkunç bir tat için, 20 yıl
20 years of a press muffled by the state, 20 years of our once thriving culture turned into the private plaything of one man with terrible taste.
Bu yılın şarapları için damağı rahatsız etmez ama biraz kuvvetlidir diyorlar. İçtikten sonra bıraktığı tat çok etkiliymiş.
Well, I'm led to understand that this particular year is... light on the palate, a little oaky, but with an affectionate aftertaste.
Etraftaki cezbedici şeylerle, bu günlerde, başka nasıl tat katman gerekir bir evliliğe?
With all this temptation around, how else are you supposed to spice up a marriage?
Çete liderlerinizden çıkan kurşunların yivlerinden bunların olay yerinde bulunan Browning'ten ateşlendiği anlaşılıyor.
We can tell from the rifling patterns that the slugs pulled from your 3 dead LVM's were from the Browning found at the scene. Nice tat.
Nasıl gidiyor, Bayan Blane?
What's up, Mrs. Blane? See my new tat?
- Karışık dondurma, ama çok "Tat" lı.
- It's a sundae that's fun.
İçecek, çiklet, şekerlemelere tat vermek için kullanılır.
And they use it to flavor soda, gum and candy.
Nasıl bir tat bu?
What's that taste?
"Ağzımda kan ve çikolata tadı vardı diğerleri gibi kötü bir tat." Hatırlıyor musun?
"l had the taste of blood and chocolate in my mouth, " the one as hateful as the other. " Remember that?
Buraya gelipte 10 tat deniyen insanlara bayılıyorum, biliyor musun?
I love these people that come here, they get 10 samples, you know?
Pekala Nancy. Bakalım öğle yemeği için Azrail'de nasıl bir tat bırakmışsın.
Okay Nancy let's see what flavour of Grim Reaper you had for lunch.
"Zengin Zenci Yapımcılık'a hoşgeldiniz. Burası" Zack ve Miri Pornonuzu Çekiyor " un yapımevi. Bu yapımevi çiftlerin seks hayatına yeni bir tat getirmeyi amaçlıyor.
Welcome to Nigga Rich Productions'home of Zack and Miri Make Your Porno, the production house for the couple looking to put a little spice in their sex life.
İki yıl önce birincilik ödülü olan o mavi kurdeleyi alma zevkini tadabilirmiş, ancak bu tat yerini sonradan mağlubiyetin acı tadına bırakmış.
She said two years ago, she could taste that first-prize blue ribbon, And then that taste was replaced with the bitter tang of defeat.
Orada değilse, parmak izleri tabutta nasıl olabiliyor?
How does hisfingerprint get on the casket if he wasn'tat the mortuary?
Ve bu eski polis, karşılıklı misillemelerin artık bitmesi gerektiğini söylüyor.
And this old cop is telling ya the tit for tat can't go on.
Evet, karşılıklı fayda, dişe diş.
Yes, quid pro quo, tit for tat.
Tat tomurcuklarını uyarıyor ve içki yayılıp ağzını tamamen dolduruyor.
It just explodes your taste buds, so the drink just envelops your mouth.
- Nasıl yani, hiç kimseye vurulmadın mı? - Yukarıda, tanıştığım tüm insanlar ölüler.
But tat or later, you'll need it how we know.
Bu laf ağzında nasıl bir tat bıraktı?
How'd those words taste coming out of your mouth?
Çünkü yemeğin nasıl bir tat verdiğini bilmezsin çünkü sanki günlerdir yememiş gibi yemezsin seni kurt adam.
And you don't know what food tastes like,'cause you wolf that shit down like you haven't eaten in days.
Kim olduğun ve benim senin nasıl olmanı istediğimi ifade eden bir tat yaratacağım. - Senin kim olmak istediğin.
I am going to put together a palette that expresses who you are and who I want you to be - who you want to be.
Lokal polisle çalışacağız ve muhtemelen yakalamak istediğimiz suçlumuz Costel ile bağlantılı, bir Stadpa olabilir.
Today, people will be work up by the locals, indicate tat this place maybe a Stashpad, probably related to our main target, Costello, who want to catch.
Giderek artacak olan çocukça dişe diş kana kan mantığındaki misilleme serilerinin açılış saldırısı oluyor bu.
This is the opening salvo in what will be an escalating series of juvenile tit-for-tat exchanges.
Uşkun reçelinden bir tat. Kimilerinin hoşuna gitmez ama ben bayılırım.
Some people don't like it, but i love it.
Tat farkı anlaşılıyor.
You can taste the difference.
Karmaşık, ılık bir tat.
'A complex, warm taste.'

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]