Tosh translate English
359 parallel translation
Aşkın gençlik rüyasını bozmak istemem ama arkadaş olmaktan hiç hoşlanmıyorum.
I don't mean any tosh about love's young dream, but i do like being friends.
Sen haklısın Tosh, özür dilerim.
- As if! - But that's how it felt.
"Belki bir çeşit ahşap direk." - Selam, Tosh.
If I'd wanted days like this, I'd have stayed in the police.
"İki kere ile kalırsa iyi." " Tosh neye bakıyor? '" - İyi misin, Tosh?
I'm sorry, I thought you were the guys who gave up looking for a 1 9-year-old kid this morning?
Yani gizlice suçla savaşıyorsun, öyle mi, Tosh?
She only passed away a few years ago, did you know?
- Peki, dinle, bu iyi bir kurtarmaydı, Tosh. İyi yapmışsın.
Lizzie's hair all wet from the rain, cold and crying.
Lütfen, Tanrım, tekrar olmasın. " " Tırtıklı bir bıçak. " "Tosh'un boynunu parçalayacak."
Tosh, keep an eye on CCTV in case Bernie makes a run for it.
Eşya listesini yarın masamda istiyorum, ya da...
- No, I did. - Tosh is right. It could have been anyone.
- Öf-pöf!
- Pish-tosh!
Gerçekten bütün bir dini düşünüyorsanız... neden Singapur'da kalmadınız ve Japonların dinini değiştirmediniz?
If you really believe all that religious tosh... why didn't you stay in Singapore and convert thejapanese?
- Al bakalım.
- Here you are, tosh.
Saçmalamasana Eliza.
Oh, tosh, Eliza.
Bu hiç adil değil Tosh!
That's not fair, Tosh!
Tosh, bu da neyin nesi?
Tosh, what's that then?
Tosh.
Tosh.
Tosh Amca seni koruyamayacak da ondan.
Because Uncle Tosh won't be able to look after you, that's why not.
Tosh, buraya gel.
Tosh, over here.
- Tosh, acele et!
- Tosh, hurry up!
Tosh, Griffiths'in nöbetini devralma zamanı. Hey Tosh!
Time to relieve Griffiths, mate.
Tosh, bize ateş versene.
Here, Tosh, give us a light.
Çekil Tosh!
Get out, Tosh!
Kes şunu Tosh.
Cut it out, Tosh.
Tosh!
Tosh!
Tosh, eski dostum, oradan bakınca nasıl görünüyor?
Tosh, my old buddy, how does it look back there?
- Teşekkürler Tosh.
- Thanks, Tosh.
- Peki Tosh?
- What about Tosh?
Tosh'u bırakamazsın.
You can't leave Tosh.
Tosh?
Tosh?
Tosh, lütfen!
Tosh, please!
Ölü göz Wyke, malikanenin pelerinli silahlı soyguncusu yapmaz.
You could have killed me! Tosh!
- Hoş geldin, Tosh. Hayat nasıl gidiyor? - Pek iyi sayılmaz, efendim.
- How have the years treated you?
O senin, Tosh!
Take cover! - Tosh!
- Tosh, neden ateş ettiniz?
Tosh, why those shots?
Sen ve Tosh, dört adam alıp pusuya yatın.
Take Tosh 4 other men set up a field of fire.
Sen ilgilen, Tosh.
I'll leave it with you, Sergent.
- Çok saçma, Bay Poindexter.
- Tish tosh, Mr. Poindexter.
İtiraf etmeliyim ki bana çok saçma geliyor.
I must confess it sounds like a lot of tosh to me.
Poirot'a da çok saçma geliyor.
To Poirot also it sounds like the tosh.
- Saçmalamayın.
- Tish tosh, nonsense!
Ah, ne önemi var.
Oh, pish tosh.
Hadisene.
Tosh!
Çok saçma! Seni neyin etkilediği belli.
Oh, pish-tosh!
Anayasa Mahkemesi değil yal Kurulla konuşacağım.
Pish-tosh. It's not as though I'll be addressing the Supreme Court. I'll simply be talking to the board.
Zırva.
Oh, tosh.
Biliyor musun, Tosh?
Like an apparition. A ghost.
- Benim söylediğim de bu, Tosh.
Go and deal with Bernie!
Oh, saçmalık!
Oh, tosh!
- Sen gel, Tosh.
- Right, Tosh.
- Tosh, benimle gel.
Post guards, send a patrol into the village. - Tosh, come on.
Haydi, Tosh!
Come on.
Saçmalık!
Tosh!