English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Uzaklaşın

Uzaklaşın translate English

2,149 parallel translation
Tehlikedesiniz. Bir an önce onun yanından uzaklaşın.
All right, you guys are in danger.Just get away from him.
Şimdi polisi arıyorum. Ondan uzaklaşın. O arabadan çıkın ve Dave'den uzaklaşın.
Just get away from him.Get out of that car and get away from dave.
Arabadan uzaklaşın.
Well, uh, sir, step away from the car, sir.
İçeri girin, sokaktan uzaklaşın.
Come on in. Get off the street.
Uzaklaşın.
Move away.
- Lütfen araçtan uzaklaşın.
- Please, step away from the car.
Lütfen araçtan uzaklaşın.
Please, step away from the car.
" Bu çok tehlikeli, uzaklaşın, çabuk.
It's too dangerous! Get away, quick!
O arabadan inin ve Dave'den uzaklaşın.
Get out of that car. Get away from Dave.
Uzaklaşın.
Get away.
Uzaklaşın oradan!
Get out of the way!
Kötü rüyalar, kötü rüyalar, uzaklaşın.
Bad dreams, bad dreams, go away.
- Kötü rüyalar, kötü rüyalar, uzaklaşın. - Kan biyokimyası yeniden yapılsın bir de abdominal tomografi çektir.
I want you to repeat his chemistries and get an abdominal series.
Arabadan uzaklaşın ve dizlerinizin üstüne çökün.
Step away from the car. Then on your knees.
Uzaklaşın oradan!
Get away from there!
Uzaklaşın!
Step away!
O geri gelmeden önce uzaklaşın.
Get away from me before he comes back.
"Uzaklaşın." dedim Geri çekilin.
- i said, "get away." back away.
Uzaklaşın onun yanından!
- Get the hell away from him!
- Arabadan uzaklaşın, lütfen.
- Step back of the car, please.
Çabuk buradan uzaklaşın!
All of you get away from here!
Arabadan uzaklaşın!
Stand away from the car. DS Holt.
- Hemen uzaklaşın oradan, iptal ediyoruz.
- Get away from there immediately. Operation cancelled.
Çabuk buradan uzaklaşın!
move away from here!
Kapıdan uzaklaşın.
Get back from the gates.
Hadi canım, uzaklaşın.
Come now, move along.
Zihninizi boşaltın. Dünyevi düşüncelerden uzaklaşın.
Clear your mind of worldly thoughts.
uzaklaşın!
Get away!
Uzaklaşın oradan.
Get away from there!
O zamana kadar bundan uzaklaşınca... yüzleriniz pörsük ve buruşmuş olacak... tıpkı tek taşağın gibi.
That's right, sweet cheeks. By the time y'all walk away from this... your faces are gonna be shrunken and shriveled... just like your one nut.
Uzaklaşın oradan.
Get out of there.
Uzaklaşın ondan.
Get away from him!
Hadi, uzaklaşın ondan.
Go on! Get away from him!
Erzaktan uzaklaşın.
Step away from the supplies.
Sizi gücendirecek bir şey söylersem lütfen gülümseyip uzaklaşın çünkü tüm misafirlerin önünde tokatlanmaktan nefret ederim.
Listen, if I say something that offends you, please just smile and walk way because I would hate to get slapped in front of all your guests.
- G, uzaklaşın!
- G, call it off!
O Bilgisayar'ı yok etmek zorundasın ve sonra buradan uzaklaş.
You have to destroy that computer, and then get out of here.
Hemen alandan uzaklaşın, hanımefendi.
But how?
Evet. Ancak bebek arabasını bırakıp hızla uzaklaşıyor.
Yes, but she leaves the carriage and runs off.
Biliyorum, dünyanın sonu gibi görünüyor, ama bazen, sen dibe vurmaya başladığında, pazarlama yöneticileri, kendi markalarını korumak adına, senden uzaklaşırlar.
- It feels like the sky is falling. When something goes down, marketing executives distance themselves to protect their brands.
Burada yapman gereken tek bir lokma alman sonra 20 dakikalığına uzaklaşırsın, şöyle bir havayı koklarsın.
What you should be doing here is you take a little bit, then you step away for 20 minutes, see what kind of action there is.
Eğer kimse almıyorsa biraz daha alıp tekrar uzaklaşırsın.
- Oh. - If nobody's taking any, maybe take a little bit more, step away again.
Uzaklaşırsın çünkü yeni arabaların yarısında direksiyon kilidi var.
You walk away'cause half them new cars got them steering locks.
Beni dinle havuç kafalı sana dokunmadım bu yüzden aklını kullanıp o gaganı kapa, arabana bin ve buradan uzaklaş.
Listen, carrot top, I didn't touch you, so do the smart thing- - Shut your hole, get in your car, and drive away.
Ellerini başının üstüne koy ve kapıdan uzaklaş!
Hands on your head and move away from the door.
Sana ellerini başının üstüne koy ve kapıdan uzaklaş dedim!
I said, put your hands on your head and move away from the door.
Uzaklaşın.
Step away.
kafaların üstünden uzaklaşıyor.
And again... over their heads away.
Sakın yürüme, ayakkabılarını bile giyme, tabana kuvvet koşarak uzaklaş oradan.
Do not walk, don't get your shoes, run the hell out of there.
"Evdeki durumum katlanılamaz bir hal aldı..... şu an yaptığım şey pek çok insanın yaygın olarak yaptığı bir şey ; yorucu hayattan uzaklaşıp son günlerimi yalnız başıma huzurlu bir şekilde geçirmek."
My position in the house has become intolerable. What I'm doing now is what people have commonly done leave their worldly life behind to spend their last days in peace and solitude.
Tanrım, biraz uzaklaşır mısın?
Oh, my God. Could you step away?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]