Uzerinde translate English
7,861 parallel translation
Üzerinde bir kimlik var mı bilimiyorum.
I don't know if he has any identification on him, or...
Üzerinde yıldızlar olan mavi bir elbise giymiş bir hanım değil miydi?
A lady in a blue gown with stars on it.
- Üzerinde çalıştığınız bir şey var mı?
Anything in the pipeline?
Üzerinde kurdeleler olan.
And with ribbons on.
Üzerinde çalıştığım bir dava.
It's just this case I'm working on.
- Üzerinde oturuyorsunuz.
You're sitting on it.
Üzerinde kafa yormamızı gerektiren ödevler veriyordu.
So he gave us lots of important things for us to think.
Üzerinde çalışıyorum.
I have to work on that.
Üzerinde çıkmayan bir leke olduğu vardı, doğru mu?
Because there is an immovable stain on it, right?
Üzerinde Charlie'nin kanından tek leke bile yoktu.
And there wasn't a speck of charlie's blood on him anywhere.
Üzerinde hiçbirşey yok.
He has nothing on him.
Üzerinde uyuşturucu bulunmadığına şükret sen.
Thank God they didn't find any drugs on you.
Üzerinde düşünüyorum.
I'm thinking about it.
Üzerinde "Yirmi yıldır iş arkadaşıma çakıyorum, üzgünüm" yazan bir hediye.
You know, the gift that says, "I've been bonking my law partner for 20 years." Sorry.
Üzerinde çalışıyoruz.
We're working on it.
Üzerinde çalışıyorum.
I'm working on it.
Üzerinde irtibat telefonları olacak mı?
With their contact information on it?
Üzerinde bir beden olan bir masa göreceksiniz.
You're going to see a table with a body on it.
Üzerinde ne var?
♪ All these hoes around her sitting on their... ♪ What up? You carrying?
Üzerinde atlar bulunan bir çift saç tokası.
A pair of hair pins with horses on them.
Üzerinde üniforman varken, restoranda yemek yiyemezsin.
You're never supposed to eat on the restaurant floor in uniform.
Üzerinde daha fazla çalıştıkça aklımdaki tek şey bu oldu.
the more it became all I could think about.
Üzerinde adımın yazdığı bir kurşunla mı?
A bullet with my name on it, huh?
Üzerinde etiketi yok.
It doesn't have a price tag.
Sadece telefonunuzu çantalar koydu. Üzerinde dolapta oraya. Oh tamam.
Just put your phone and your purses over in the cupboard over there.
Üzerinde kaskları.
Helmets on.
Üzerinde ismin yazıyor.
It should have your name on it.
Üzerinde ne olduğunu söyle.
Tell me what you're wearing.
Üzerinde dolum ve çıkış yazıyor.
"inflow," "outflow."
Üzerinde çalıştığım başka bir şey daha var ve onu daha ilginç bulacağını düşünüyorum.
Well, there's one other thing I've been working on you might find somewhat more interesting.
- Üzerinde düşünüyorum.
Exploring the idea.
Üzerinde keskin bir şeyler var mı?
You have any sharp edges on you?
Üzerinde sümüklü böcek izleri var.
It has the texture of slugs.
Üzerinde çalıştıktan sonra Kadim'lere geri vereceğim.
After I've examined it, - I'll turn it over to the Ancients.
Sayın Skokie, ben Chuck Palmer, Modesto kenti soygun / cinayet bölümü. Üzerinde bir beden olan bir masa göreceksiniz.
Mr. Skokie, this is Chuck Palmer with the city of Modesto Robbery / Homicide Division.
- Üzerinde çalışmak gerek ama böyle bir şey olacak.
* Tell the truth. * It needs work, but it's something like that.
Üzerinde giysisi var, ben...
He's in a suit! I...
Üzerinde çalışıyorum.
Find Dante.
Üzerinde çalışıyor.
He's working on it.
Üzerinde çalışıyoruz dediniz.
You say you've been working on it.
Üzerinde değil mi?
Not on your person?
- Üzerinde çalışıyorum.
Already working on it.
Üzerinde çalıştığım her şeyi bırakıp kabuslarını çözmene mi yardım edeyim?
I'm supposed to drop all of my work to help you figure out your nightmares?
Bunchy'nin sinirlendiğine şaşmamalı. Üzerinde çalışacağım.
No wonder Bunchy's pissed.
- Üzerinde Marvin Webster'in kanı, tamponunda saçı vardı.
It had Marvin Webster's blood and hair on the bumper.
Üzerinde çalışılıyor zaten.
It's in the works.
- Üzerinde seri numarsı var.
- There's a serial number on it.
Üzerinde seri numarası yok, tamam mı?
There's no serial number on it, okay?
Üzerinde D.N.A olsa bile, bunun başka bir yerden gelmediğini kanıtlayamayız.
Even if there was d.N.A. On this, We wouldn't be able to prove That is didn't wash onto it from somewhere else.
Üzerinde çalışıyorum.
Still working on that.
Üzerinde daha çok düşündükçe bir ses ya da kötülük olmadığına karar verdim.
And the more I think about it, the more I think that it's, er... It's not just noise or mischief.