Uzerinden translate English
777 parallel translation
Üzerinden atlarla geçtiler.
They run over him with a horse.
- Üzerinden bu çıktı.
- well, we found these on hím.
- Üzerinden inme, Matt!
- Stay on top of him, Matt!
Üzerinden atladı.
Well, he cleared her.
Üzerinden atla.
Hop over it.
Üzerinden atla! Üzerinden atla!
Hop over it.
Üzerinden uzun yıllar geçti.
That's a long time ago.
Üzerinden 600 sene geçti.
600 years have passed.
Üzerinden 1.200 kuruş çıktı.
1,200 piasters were found in your possession.
Evet. Üzerinden çıkanlar morgdaki masaya konulmuştu.
Yes, everything taken from it was right there on the mortuary table, but there was no money, none.
Üzerinden çıkanlar :
Articles.
Üzerinden daha 36 saat geçmedi, aşağıdaydım lobiden geçerek işime gidiyordum, kafamda başka bir şey yoktu. ... yıllardır ilk defa tatile çıkacağım için sabırsızlanıyordum.
Just 36 hours ago I was down there, crossing that lobby on my way to work, minding my own business, looking forward to my first vacation in years.
Çok tatlı bir kızdı. Garip, ruhani bir dünyası vardı. Üzerinden hiç eksik olmayan hüzünlü bir hali vardı hep.
A lovely girl, with a strange spiritual beauty, and a gentle kind of sadness that always troubled her.
Üzerinden çok uzun zaman geçmiş olmalı.
But that was long after.
Üzerinden uçamayacağına göre!
You can't fly over it!
Üzerinden çok zaman geçti, değil mi?
A long time ago, wasn't it?
Bacağını kırdığın günün Üzerinden yedi hafta geçti.
Seven weeks from the day you broke your leg.
Üzerinden çıktı.
He was carrying it.
Üzerinden o iğrenç kıyafeti çıkartman için sana 1 dakika veriyorum.
I'll give you one minute to get out of that disgusting outfit.
- Üzerinden kasırga geçmiş mi?
- Did it ever get hit by a tornado?
Üzerinden 10 yıl geçti.
That was 10 years ago now.
Üzerinden büyük bir yük kalktı. Kendisini beklediğini sandığı kötü kaderden... kurtulduğunu öğrendi ya.
He had a load off his mind, knowing he he wasn't doomed to what he thought he was doomed to.
Üzerinden akım geçiyor.
It's men who run the electricity through it.
Üzerinden çok geçti.
A long time ago.
Üzerinden geçelim mi?
The elevator! Now then, shall we have a go at it?
Üzerinden atla başka bir tane al.
Step over it and go get another one.
Üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ konuşuluyor.
That was two years ago and they're still talking about it today.
Üzerinden yürüyüp oturabilirsin.
You can walk and sit on it.
- Üzerinden, her şey iyi görünüyor.
- On you, everything looks good.
- Üzerinden lokomotif geçmiş kol saati gibi olmuş.
- It's like a watch that's been run over.
Üzerinden akıyor.
It sticks out all over her.
# Üzerinden birkaç yıl geçti Ortak bir dostumuzla karşılaştım #
A few years later I met a mutual friend
# Üzerinden birkaç yıl geçti Haber yolladım bir ortak dostla #
A few years later, through a mutual friend
Üzerinden savaş geçmiş topraklarda tuhaf şeyler olabiliyor.
Strange things happen in a war-torn land
Üzerinden çok zaman geçti.
That was all long ago.
Üzerinden fazla zaman geçmemiş.
Not gone long though.
Her şey Horsham ve Reigate Üzerinden, Carshalton Plajları Malmesbury, Tooting Bec ve Croydon West'e Uğrayan 11 : 20 Hainault-Redhill Treninde Oldu.
It all happened on the 11 : 20 from hainault to redhill Via horsham and reigate, calling at carshalton beeches Malmesbury, tooting bec and croydon west.
Sırada "Yaşlı Bayanın Üzerinden Geçme" var.
And now it's "Running Over the Old Lady".
Üzerinden o kadar zaman geçti ki şimdi her şey tersine döndü.
It's a long ride down from the high country with stops all the way down.
Üzerinden ne kadar zaman geçti?
How much time has passed since then?
Mavi göz, kum rengi saç. - Üzerinden çıkan saatteki isim kadar eminim. Bu o.
Blue eyes, sandy hair. " That's him.
Üzerinden bir yıl geçti.
A year has gone by.
Üzerinden yılda 40 milyon araba geçer.
40 million cars go across a year.
Üzerinden durmadan geçeceğiz.. İmkansız.
We're gonna go through it!
Üzerinden 350 yıl geçmesine rağmen şu kılıç ve şu miğfer hâlâ orada bulunarak bize bizi bekleyen tehlikeleri hatırlatır.
350 years have passed since, but that sword and that helmet are still there to remind us of all the dangers waiting in the world.
- Üzerinden bir şey çıktı mı?
- Anything on the body?
Üzerinden atladı...
I had to jump over the puddles.
Üzerinden geçtiğimiz bu yerin ne olduğunu biliyor musun?
You know this place we're staying?
Üzerinden sırayla geçmeliyiz.
We ought to pull a train on you.
Üzerinden sadece dört ay geçtiğine inanabiliyor musunuz?
Can it be that only four months have passed?
Üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra pek sanmıyorum.
I don't think so, not after all this time.