English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ U ] / Uzman sensin

Uzman sensin translate English

305 parallel translation
Uzman sensin.
Died March 29th, 1 96 3.
Ama uzman sensin.
But you're the expert.
Uzman sensin.
You're an expert.
Uzman sensin.
You're the expert.
Uzman sensin.
You be the judge.
- Ben ne bileyim. Uzman sensin.
- You're the expert, think of something!
Uzman sensin.
You're an authority.
Bundan sonra bir numaralı uzman sensin.
From now on, you're the number one specialist.
Evet, o muhteşem bir yaratık, ama uzman sensin, Watson.
Yes, he's a very fine creature, but you're the expert, Watson.
Uzman sensin.
Where?
- Uzman sensin.
- You're the expert.
Uzman sensin.
Well, you're the expert, right?
- Uzman sensin.
You're the expert.
Bu konudaki tek uzman sensin.
You're the only one with the expertise.
Genelevlere giden biri olarak bu konuda uzman sensin.
You know all about that, having been to a brothel and all.
- Uzman sensin, sen söyle.
- You're the expert.
Uzman sensin.
Well, you're the expert.
Güzel, uzman sensin Steven, sana bırakıyorum.
Well, you're the expert, Steven, so I'll leave it to you.
O tip veremde uzman olan sensin.
You're the expert on his type.
Uzman olan sensin!
You're top man.
Uzman olan sensin, şimdiki yarışta kimi seçiyorsun?
Well, you're the expert. What do you like in the next race?
Makineler uzman olan sensin, öğretsene bana.
You're the expert with machines, so teach me.
Uzman olan sensin.
You're the expert.
- Teşekkürler ama bu işin uzmanı ben değilim sensin.
- Thanks, but I'm not the man you are.
Beyin uzmanı sensin. Söyle bana... hepsi kafamda mı, Doktor?
You're the brain expert, so tell me.
- Bu işin uzmanı sensin.
- You're the expert.
- Uzman olan sensin.
You're the expert.
Pekala, demek bu silah hakkında uzman kişi sensin, ahbap?
So, you're an expert on this weapon, man?
Bu işin uzmanı sensin.
If you say so... ... you are the expert
Söyle bana, uzman olan sensin.
You tell me. You're the expert.
Uzman olan sensin, değil mi?
You're the expert, aren't you?
Sözde uzman olan sensin.
I don't know what's obnoxious.
- Bilmiyorum, Kyle. Siktiğimin uzmanı sensin!
- Well, I don't know Kyle, you're the fucking expert!
Dünya uzmanı sensin.
You're the Earth expert.
Sahte kimlik uzmanı olan sensin, sen söyle.
You're the expert on make-believe, you tell me.
Eski dostum, bilgisayar uzmanı sensin. Bas tuşlara, ruhu bile duymayacaktır.
You're the computer expert, old buddy, just hit the keys and she won't even see a ripple
Burada uzman olan sensin.
You're the expert here.
Bakış uzmanı sensin.
Well, you're the big look expert.
Ve bu süre sırasında, buranın şimdiye kadar gördüğü en iyi uzman da sensin. Evet. En iyisi.
And during that time, you're the best damn clinician... this place has ever seen.
Askeri uzman olan sensin, Binbaşı, ben değil.
You're the military expert, Major, not me.
Uzman olan sensin.
You're supposed to be the expert.
Pekâlâ, doktor. Konunun uzmanı sensin.
Well, doctor, it's your jurisdiction.
- Uzman olan sensin. Sorunun nedir?
What's your problem?
Uzman sensin.
You're supposed to be the fucking expert.
- Mümkün olmayanlar konusunda uzman olan sensin, değil mi Irene?
- It's not possible. - You are the authority... on what is not possible, aren't you, Irene?
Rüşvet uzmanı sensin.
You're the payoff expert.
Cinsiyet ayrımcılığı üzerine uzman olan sensin.
You're the expert on sex discrimination.
- Uzman olan sensin.
- You're the expert.
Bu ülkedeki en iyi immünoloji uzmanı sensin.
You're the best damn immunologist we have in this country.
Uzman alan adamı sensin.
You're the ace field man.
İnsanları yakma konusunda uzman olan sensin, minik şıllık.
Hey, you're the expert on burning people, you little tramp.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]