Vo translate English
239 parallel translation
Ama bu metal yığını benimle senin gibi alay etmiyor.
OR TALK TO ME WITH A MAKE-BELIEVE VO ICE.
Herhangi biriniz, iki buçuk hafta boyunca, tek başına kendinizinkinden başka bir insan sesi duymayacağınız bir buçuk metrekarelik bir kutuya kapatıIsanız hayal gücünüzün de tıpkı sizin gibi kontrolden çıkma olasıIığı oldukça yüksek olurdu.
IF ANY ONE OF YOU WERE CON F IN ED IN A BOX FIVE FEET SQUARE FOR TWO AND A HALF WEEKS ALL BY YOUR LON ESOM E WITHOUT HEARING A HUMAN VO ICE
Vo, güzelim.
Whoa, beauty.
Bravo.
Bra... vo.
Bravo, Vasco!
Bra vo, Vasco!
Atlarınızı otlamak için buraya getirin, efendim.
Leave vo and three horses to graze here.
Eğer adamların bunu sürdürürlerse, onları incitmek zorunda kalacağım.
If you proceed, vo and three people will suffer.
Bravo!
Bra vo!
Neredesin, Vo...
Where are you, Vo...
Vo-o-o-olare
Vo-o-o-olare
Benim, benim gitmem gerek.
Ten. Ten. I have to vo...
- vo-hoo!
- Whoo-hoo!
vo-hoo!
Whoo-hoo!
Amerikalılar thu vo thuy vo chung.
Americans are thu vo thuy vo chung.
Toq ve diğerlerine Sto-Vo-Kor inancını aşıladım, bu hayatın ertesinde Kahless'in bizi beklediği yer.
I gave Toq and the others a belief in Sto-Vo-Kor, the life beyond this life where Kahless awaits us.
Sto-Vo-Kor'a olan inancınızı mı yitirdiniz?
Have you lost your faith in Sto-Vo-Kor?
Kahless Sto-Vo-Kor'da ona katılmanı istiyor.
Kahless wants you to join him in Sto-Vo-Kor.
"Şimdi Sto-Vo-Kor'a gideceğim ancak bir gün geri döneceğime söz veriyorum."
"I will go now to Sto-Vo-Kor, but I promise one day I will return."
Sana ölümün ve Sto-Vo-Kor'un nasıl olduğunu sorabilir miyim?
May I ask you about death and Sto-Vo-Kor?
Beni Sto-Vo-Kor'dan geri çağıran senin kalbinin saflığıydı.
It was your purity of heart that summoned me back from Sto-Vo-Kor.
Seni hala Sto-Vo-Kor'da beklediğinden mi şüpheleniyorsun?
You doubt that he is still waiting for you in Sto-Vo-Kor?
Bra-vo!
Bra-vo!
Bir zamanlar şarkı söylerlerdi vo-dee-o-doe
Now once upon a time they sang the vo-Dee-o-doe
Vo yop toe pah?
Vo yop toe pah?
Şerefli bir ölüm ile Sto-Vo-Kor'a gittiler.
They are with the honored dead in Sto-Vo-Kor.
zamanı geldiğinde Sto'Vo'Kor'a yolculuk ruhunun vücudunu terketmesine müsade ederler.
That allows the spirit to leave the body when it is time to make the long journey to Sto'Vo'Kor.
Kan Nehri'nden geçip Sto-Vo-Kor'a girmeye hazırım.
I am ready to cross the River of Blood and enter Sto-Vo-Kor.
Sto-Vo-Kor'da olmayı dört gözle bekliyordum.
I was looking forward to being in Sto-Vo-Kor.
Eğer kendini öldürürsen kan nehrinden geçip Sto-Vo-Kor'a giremezsin.
If you die by your own hand you will not travel across the River of Blood and enter Sto-Vo-Kor.
Bravo kahrolası.
Bra-fucking-vo.
- Ziyaret kartını aldın mı?
- You got the VO?
O Sto-Vo-Kor da onuruyla ölenler arasında yerini almış olabilirdi.
He could have taken his place among the honored dead in Sto-Vo-Kor.
Bu sto-vo-kora layık bir ölüm değildir.
That is not a death worthy of Sto-Vo-Kor.
Sto-Vo-Kor'da değilmiş.
- She's not in Sto - Vo-Kor.
Öyleyse neden onun Sto-Vo-Kor'da olmadığını düşünüyor?
Then what makes him think she's not in Sto
Anlaşılan Worf için Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesini sağlamanın bir yolu varmış.
There is a way for Worf to ensure that Jadzia gets into Sto
Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesi gerekiyor. "
"Jadzia needs to get into Sto-Vo-Kor."
Jadzia'ya Sto-Vo-Kor'da bir yer garantilemeye yetecek kadar tehlikeli.
Dangerous enough to assure Jadzia a place in Sto-Vo-Kor.
Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesine yardım edeceğim.
I'm going to help Jadzia get into Sto-Vo-Kor.
Jadzia'yı Sto-Vo-Kor'a götürmek mi istiyorsunuz?
You want to get Jadzia into Sto-Vo-Kor?
Seni Sto-Vo-Kor'un kapılarında görmeyi dört gözle bekliyorum.
I look forward to seeing you at the gates to Sto-Vo-Kor.
Anlasana, Kahless kardeşini öbür dünyada Ölüm Mavnası'ndan kurtarıp Sto
And the only reason Kahless was in the afterlife to begin with was to rescue his brother from the Barge of the Dead and deliver him to Sto-Vo-Kor.
Ama sen Sto - Vo - Kor'a inanmazsın.
But you don't believe in Sto-Vo-Kor.
Ben Sto-Vo-Kor yolunda aldanıp küçük bir onur nedeniyle beni terkettiğin için, lanetle yüzyüze geldim.
I would rather face damnation with what little honor you have left me than cheat my way into Sto-Vo-Kor.
Onun Sto - Vo - Kor'dan kurtulması için.
Release her to Sto-Vo-Kor.
Sto - Vo - Kor sizi bekliyor.
Sto-Vo-Kor awaits you.
Seni Sto - Vo - Kor'dan kurtardım.
I've released you to Sto-Vo-Kor.
Sto - Vo - Kor'da mı?
In Sto-Vo-Kor?
Evet, Sto - Vo - Kor'da.
Yes, in Sto-Vo-Kor.
Bir vo'cume'a sahip misin?
Do you possess a vo'cume?
Vo, vo.
Whoa, whoa.