Yapiyorlar translate English
72 parallel translation
- Ne yapiyorlar?
- What are they...?
Assiniboin'un ºefiyle görüºme yapiyorlar.
They're having a meeting with the Assiniboin chief.
Tam bir sov yapiyorlar, degil mi?
They put on quite a show, don't they?
Su serseriler davayi kazanmislar. yürüyüs yapiyorlar o yüzden.
Those bums won their court case so they're marching today.
neden bunu yapiyorlar bize?
Why are they doing this to us?
Döverdim ama herifler karate yapiyorlar.
I'd have fucked him up but they do that karate shit.
- Orada yapiyorlar.
- Well, they been in there hitting'it.
Benim hakkimda bir seyler yapiyorlar.
They're doing a thing on me.
- Bunu nasil yapiyorlar?
- How do they do that?
Bunu yeni ortaklarina yapiyorlar galiba.
They do that with new associates, I guess.
Erkekler ve kizlar gelecege iliskin prova yapiyorlar.
Boys and girls together rehearsing for later life.
Bazi testler yapiyorlar.
They're doing some tests.
Boyle seyler yapiyorlar... siradan baskilar belki ise yaramaz diye.
They do things like that... just in case the usual inducements don't work.
Mary konusuyor jogging yapiyorlar.
Mary's tak ing her jogging.
Îki kisiler ve isbirligi yapiyorlar.
There are two of them, and they're collaborating.
Hem isbirligi yapiyorlar, hem de rakipler.
Collaborating and competing.
Tam pencerenin disinda insaat yapiyorlar.
They're doing construction right out the window.
- Ee? Bakin, zavalli hayvanciklara neler yapiyorlar?
Look, have you seen what they do to those poor animals?
COK KOTU BLOK YAPIYORLAR.
My blockers were bad.
- Aynisini erkeler icin de yapiyorlar mi?
- Do they make'em for men?
Bunu nasil yapiyorlar?
How do they do that?
Tango mu yapiyorlar kavga mi ediyorlar belli değil.
Don't know whether they're fighting or doing a tango.
Büyük erkekler disilerin dikkatini cekmek icin yarisiyorlar sürekli renk degistirerek onlara ve birbirlerine gösteris yapiyorlar.
The larger males compete for the attentions of a female displaying towards her and to one another by putting on a ballet, during which they continually change the colour of their costumes.
BÜYÜK BİRLİKLER GÖNDERİYORLAR YOL VE KÖPRÜ YAPIYORLAR, GÜNEYLE SAVAŞABİLİRLER Mİ
Hanoi's starting to send down large units and the more of their men we can tie up with repairing roads and bridges, the fewer they can spare to fight the South.
ORAYI TENNESSE'YE ÇEVİRECEĞİM 20 YILDIR BU SAVAŞI YAPIYORLAR
I could a turned that place into the Tennessee Valley. I read he said he's willin to fight for twenty years.
- Onlar, italyanca konusamazlar, sadece konusuyormus gibi yapiyorlar.
No, they can't speak Italian.
- Kurnazca yapiyorlar ama dondugumden beri malum bakislari farkediyorum.
BUT SINCE I BEEN BACK, I BEEN NOTICING CERTAIN LOOKS
Ne yapiyorlar?
What are they doing?
- Bu isleri sürekli yapiyorlar.
They do this all the time.
- Dekorasyon yapiyorlar.
- They're redecorating.
- Bir kozmetik market. Kullandigi el kremini yapiyorlar.
- It's this cosmetics store that, uh, makes the hand lotion that she likes.
Birbirlerine bu kadar yakin uçuyorlar, manevra yapiyorlar ve bizim pilot onu vurmuyor.
So they're flying, they're flying real close like this and maneuvering, and our guy doesn't launch.
Ne yapiyorlar?
What're they doing?
Deniz tuzu yapiyorlar tuz ve soya sosu yapmak icin.
Making sea salt. It's because all the salt and soy sauce is rationed.
Ne yapiyorlar?
What are they up to?
Onlar istediklerini yapiyorlar.
They have a will of their own.
neden bu dünyada bize bunu yapiyorlar?
Why all over the world are we doing this?
Rus askerleri et konservesini açarlarken, "ikinci cepheyi açiyoruz" esprisi yapiyorlar.
When they open the tins of meat, the Russian soldiers joke "We're opening the second front".
Konusmayi biraktilar, simdide güc gösterisi yapiyorlar.
Now they ar e not speaking, but are using their power.
Sean, web sitelerine bak, diger urunlerle de ayni seyi yapiyorlar mi kontrol et.
Sean, check the website, see if they're doing this with other products.
Bunlarin yarisi issiz, Benim lanet vergilerimi pizza ve market gideriyle harciyorlar, diger yarisi is masa iscileri, sirketin bilgisayarini kullanip gunluk islerini yapmak yerine alisveris yapiyorlar.
Half of'em are unemployed, spending my bleedin'tax money on pizzas and supermarket lager, the other half are desk jockeys using the firm's computer to go shopping instead of doing in a decent day's work.
Yankees'ler ikinci kez sayi yapiyorlar, durum 2-0.
The Yankees have the tying run at second, down 2-nothing.
Toplum tarafindan kabul görmeme.. Birçok insan böyle hissediyor ve ne yapiyorlar?
Not being accepted in the overall society, a lot of people feel ostracized, so what they do?
Arabaya da servis yapiyorlar, biliyorsun, degil mi?
You know they have a drive-thru, right?
- Blöf yapiyorlar.
- It's a bluff!
Baksaniza, direk dogaçlama yapiyorlar.
Look at you guys just hitting it off.
Neden insanlar cani ne isterse onu yapiyorlar?
Why does everybody else get to do what they want?
Burada tren yapiyorlar var.
There's a conga line.
Bunu her zaman yapiyorlar.
They always do that.
Bu uçaklar sana bir sey yapïyorlar, degil mi?
Those planes do something to you, don't they?
Zayif noktamizi buldular ve ellerinden geleni yapiyorlar.
They've found our weak points and are making the most of them.