Yatagına translate English
4,345 parallel translation
Uyurken seni yatağına geri koyarım.
I'll pop you back into your bed when you're sleeping.
Archie'yi yatağına yatırdım.
I've put Archie to bed.
İç organlarını yerinde tutmak için yürüyen bir hastane yatağına ihtiyacı yok onun ama.
He doesn't need a walking hospital bed to keep his insides together.
Yatağına geç.
Walk over to the bed.
Aksi hâlde doğruca yatağına.
Otherwise you're going to bed.
Hayatıma daha yeni geri döndü ama sen onu geçen ayın Victoria's Secret çamaşırı gibi yatağın altına mı tıkmak istiyorsun?
He just came back into my life, and you want to grab him and stuff him under a mattress like last month's Victoria's secret?
- Haydi yatağına...
- Go back to bed.
Lord Desmond'ın yatağına koyun döküntüsü koyabiliriz.
We could sheep shift Lord Desmond's bed.
Az önce Westeros'un en güçlü adamını yemek yemeden yatağına yolladın.
You just sent the most powerful man in Westeros to bed without his supper.
Kaldırın kızı ve gerdek yatağına götürün.
Pick her up and carry her to her wedding bed.
Ve her zaman dokuzu çeyrek geçe yatağına çekilir.
And always retires to bed at a quarter to nine.
Yatağına git ve uyu.
Put yourself in bed and sleep.
Arkadaşımın yatağına onu kaybettim,
I lost her to my friend kip,
Yatağına sabun koyardık.
We used to put soaps on his bed.
Dur, Foster. Yatağına dön.
Stop, Foster.
Yatağımdaydım. Sanki... Evi bir fırtına vurmuş gibiydi.
I was in my bed, and it was like a... just like a tornado came through the house.
Kendi odasında ve yemekler yatağına kadar getiriliyor.
Her own room, meals delivered to her bed?
- Hanımınıza yatağına kadar eşlik edin.
Help your lady back to bed.
Sen rahatça özelini okuyasın diye yatağına bırakayım demiştim.
I thought I'd leave it on the bed for privacy.
Natalie tek başına uyumaktan korkmadığı zaman, kendi yatağımı kullanacağım.
When Natalie is not afraid to sleep on her own, I will use my bed.
# Yat, yatağına...
♪ Lay down
# Yat yatağına, kralım...
♪ Lay down, my king
# Yat... # Yat yatağına... # Akhaten...
♪ Lay... ♪ Lay down... ♪ Akhaaaten... ♪ Oh, god of...
Bir gün onun odası girdim ve köpeğin onun yatağına kıvrılıp uyuduğunu gördüm.
One night, I went in her room, and that little puppy was sleeping, curled up on her bed.
Biri onlara güler gülmez üstlerine atlayıp yatağına girmek isterler.
Someone just smiles at'em, they'll jump up and sleep in their bed.
Bak. Yatağın yanına su koydum.
Look. I put waters next to the bed.
1,93 metrelik uzun boyu nedeniyle, o sırada orada olmayan pansiyoner William Clark'ın yatağına çaprazlama yatırılır.
And due to his 193 centimeter height, laid diagonally on the bed of absent boarder William Clark.
Mide bulantısıyla uyanırım diye yatağımın yanına kraker koymayı severim.
I like to keep crackers next to my bed Just in case I wake up queasy.
Thembi, yatağına git.
Thembi, go to bed.
- Yatağına hiç kaka yapmadım ki.
I never pooped in your bed.
Yatağımızda yatmasına izin mi verdin?
- You let her sleep in our bed?
Şunları Lip'in yatağına koy.
Put these on Lip's bed.
Yatağına.
Bed.
Yatağına.
Into bed.
Belki ona kibarca sorarsak, seni yatağına yatırabilir.
Perhaps if we ask him nicely, he may put you to your beds.
Yatağına dön.
Shh. Go back to bed.
Yatağına dön, tamam mı?
Go back to bed, OK? OK...
Diğerleri altın yatağına acele ettiği zaman yolumuzu kaybettik.
We lose our way here while the others rush onto the goldfields.
Çoğu kişi dışarıda yaşananlardan bihaber gece sıcak yatağına yatıverir.
You know, most people... They get into their warm beds at night. They have no idea what really goes on out there.
Yakalanmayı göze aldı ve Elise Nichols'ı yatağına geri götürdü.
Risked getting caught so he could tuck Elise Nichols back into bed.
Yatağın diğer tarafına bakıyorum, kendime... "Burada mı ölecek?" diye soruyorum.
I look at her side of the bed and I think, "Is she gonna die there?"
- Bir ara ben de zaatüre olmuştum... ateşim çok yükseldi, ve halisünasyon görmeye başladım, sürünerek şişman bir adamın çadırına gittim, annemin yatağı olduğunu düşünüyordum.
- This one time, I got pneumonia... my fever was so high, I started to hallucinate, I crawled into some fat guy's tent, thinking it was my mama's bed.
Yatağına dön.Hadi yatağına git.
Go back to bed. Go back to bed.
Yatağına dön.
Back to bed.
Beni dinle, yatağına dön.
Listen to me, go back to bed.
- Yatağına dön tatlım.
- Back to bed, honey.
sen bu akşam yatağında rahatça uyurken, dört ya da beş milyar insan şu soruyu soracak ; Bu şu demek oluyor ki ; "Kim bu Starbuck allah aşkına?"
Which means, when you go to bed tonight, four or five billion people will be asking, "Who the fuck is Starbuck?"
Şimdi herkes yatağına.
You can all go to bed.
Alice sonralarda, çocukları su tankına bırakırken çocukları yatağına sokmaya çalıştığını söyledi.
Alice later says she believed she was tucking the children into their beds as she sealed them into the cistern.
Geçen sene bir baktım tüm eşyaları yine yatağın yanına konmuş.
Then last year, I saw all of his stuff was on the side of the bed again.
Gece boyu sürdükten sonra sıradaki müsabakanın olduğu çamurlu bir göl yatağına nihayet ulaşmıştık.
After driving through the night, we finally made it to a muddy lakebed where our next challenge awaited.
yatağına geri dön 17
yatağına git 75
yatağına dön 57
yatağa 92
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağın altında 21
yatağa gir 32
yatağa dön 27
yatağına git 75
yatağına dön 57
yatağa 92
yatağa gel 55
yatağa git 40
yatağın altında 21
yatağa gir 32
yatağa dön 27