Yaşıyor musun translate English
586 parallel translation
Jet Link, yaşıyor musun?
Jet Link, are you alive?
Bir farklılık yaşıyor musun?
Any different?
Yaşıyor musun yoksa öldün mü?
Are you alive, or what?
Yaşıyor musun, Olexich?
Are you alive, Olexich?
- Sen hala yaşıyor musun?
- What, are you still around?
Hey, Tamura, hala yaşıyor musun?
Hey, Tamura, you still alive?
Sen yaşıyor musun ya?
You're still alive?
Yaşıyor musun?
Are you alive?
Bir eşcinsel olarak, mutlu bir hayat yaşıyor musun?
Are you happy living as a queen?
Sen hâlâ yaşıyor musun?
Are you still livin'?
Tanrı aşkına, yaşıyor musun?
In the name of God, you're alive?
- Hâlâ yaşıyor musun? - Evet.
Are you still alive?
Peki sen yaşıyor musun ve iyi misin?
Are you alive and well? .
Huntington! Yaşıyor musun?
Huntington, are you dead?
- Yemekle ilgili sorunlar yaşıyor musun?
- Do you have any problems with eating?
Yaşıyor musun, Gedya?
You alive, Gedya?
Sen yaşıyor musun?
Are you alive, then?
Yaşıyor musun?
You alive?
Herhangi bir özel his yaşıyor musun?
Do you have any special feelings?
"Hala yaşıyor musun?"
"Still alive?"
- Hey, Briny, yaşıyor musun?
- Hey, Briny, are you dead?
Hala yaşıyor musun?
You are still alive?
Yaşıyor musun?
You still alive?
D, sen hâlâ yaşıyor musun?
D! Are you still alive? !
Hâlâ yaşıyor musun?
Can it really be that you're alive?
Üçkağıtçı hala yaşıyor musun sen?
Diddler... still alive and kickin'?
- Yaşıyor musun?
- Are you alive?
Sevgilim, yaşıyor musun?
Darling, are you breathing?
- Sen yaşıyor musun?
Oh, and you're alive, is that it? You ain't dead?
Yaşıyor musun?
You're alive?
- Hâlâ yaşıyor musun? - Galiba!
Still alive?
On yaşındayken okul tiyatrosundaydı.Hatırlıyor musun, Hubert?
She was in a school production when she was 10. Do you remember, Hubert?
Biliyor musun Jack, bir adam 60 yaşına geldiğinde kan damarlarda eskisi kadar hızlı akmıyor.
You know, Jack, when a man gets to be gets to be 60... the blood doesn't flow as fast anymore.
Helen Bobby'nin iki yaşındayken ve cam parçasına basıp ayağını kestiğini hatırlıyor musun?
Helen, remember when Bobby was two years old and he cut himself on some glass?
Hey, hala yaşıyor musun? Oh, benim gibi şahinler sonsuza kadar yaşar!
Hey, why aren't you dead?
22 yaşındaki halimi hatırlıyor musun?
Remember when I was 22?
Altı yaşındanken New York'a gitmek istediğini hatırlıyor musun?
Remember when you were six, you wanted to go to New York?
- Artık 21 yaşındayım, anlıyor musun?
- Do you realize I'm 21?
Bok gibi bir hayat yaşıyorum ve evimdeki çocuğa bakmaya çalışıyorum. Ya sen, karımla yaşıyorsun, peki çocuğuma bakıyor musun?
I live with that slut, and maintain his child and you live with my wife, and maintain my child?
- Burada kim yaşıyor biliyor musun?
- You wanted to know who lives here.
- Bu yaşında utanmıyor musun?
- Aren't you ashamed at your age?
- Kendi yaşında bir kız tanımıyor musun?
- Don't you know any girls your age?
Emmanuelle nerede yaşıyor biliyor musun?
Do you know where Emmanuelle lives?
Anlıyor musun, yaşıyor.
Do you understand he's alive?
Hâlâ yaşıyor musun?
Still alive?
- Onları 14 yaşından beri yapmıyor musun? - Evet.
You've been doing those things since you were what, 14?
8 yaşındayken gemiden düştüğün zamanı hatırlıyor musun?
Remember when you were eight and fell off the ship?
19 yaşındasın ve aşka inanmıyor musun?
You're 19 and you don't believe in love!
Senin yaşındayken büyükbaban ile burda kalmak hakkında sana söylediklerimi hatırlıyor musun?
you remember when i told you about staying here with great-grandpa when i was your age?
- Bu hafta sonu yaşıyor olur musun?
- Will you be alive this weekend?
Bu yaşında... Hiç utanmıyor musun?
At your age... have you no shame?