Yaşıyorum translate English
10,559 parallel translation
- Yok canım, ben de yaşıyorum bunları.
No. I've been there.
15 dakika uzaklıkta yaşıyorum. Uzakta olmak için bir nedenim yok.
There was no reason for me to stay over.
Ben burada yaşıyorum, adamım.
I live here, man.
Niels, bir süredir tedaviyi toz hale getirme fikri üzerinde çalışıyorum. Bazı zorluklar yaşıyorum. Acaba çalışmalarıma bir göz atmak ister misin diye düşünmüştüm.
Niels, I've been working on this idea of nebulizing the cure, and I'm having a little bit of trouble, so I was just wondering if you'd be at all curious to... take a look at my research.
Bazen bu gemide öyle anlar yaşıyorum ki kimsenin beni ve bu çözümsüz bulmacayı anlamadığını düşünüyorum.
There are sometimes on this ship - - well, no one who understands me and this... unsolvable puzzle.
İşte bu yüzden baba olma konusunda gelgitler yaşıyorum.
This is why I'm so nervous about becoming a dad.
- Bu lanet olası yerde yaşıyorum ben!
I goddamn live here!
Gece terörü yaşıyorum.
I get night terrors.
Tamam dışarısı da soğuk ama ben soğuğu hapishanede yaşıyorum.
Well, it's cold out, but I feel like it's cold in this prison.
İki dünya arasında yaşıyorum.
I live between two worlds.
Ken ile yaşıyorum.
I live with Ken.
Artık orada yaşıyorum.
I live there now.
Sekiz aydır o bok çukurunda yaşıyorum.
Eight months I've been living out a crap shack.
Bugün için yaşıyorum.
I only live today.
Kimin için yaşıyorum ben?
Who do you think I lived for...
İrlandalı olmayabilirim ama aşırı fakirim ve alkolik biriyle yaşıyorum.
I may not be Irish, but I'm dirt poor, and I'm living with someone who drinks way too much.
- Ben burada yaşıyorum.
Look, I-I fuckin'live here, man.
Artık burada yaşıyorum.
I live here now.
Genelde stüdyomda yaşıyorum ve sosyal medyadan epey uzağım.
I pretty much just live in my studio and avoid social media.
Rüyamı yaşıyorum işte.
Living the dream, obviously.
Gilbert, mesane sorunu yaşıyorum ve gerçekten altıma işemek istemiyorum.
Gilbert, I'm having bladder issues, and I really don't want to piss all over myself.
- Orda yaşıyorum.
- I live right there.
Şimdi yaşıyorum.
I'm alive now.
Hayal kırıklığı yaşıyorum.
I'm just frustrated.
Evet, hepsi ölü artık, bense yaşıyorum.
Well, they're all dead now, and here I am.
Ben senin arkanda bıraktığın dünyada yaşıyorum.
I live in the world you leave behind.
Yaşıyorum.
I'm alive.
Yaşıyorum!
I'm alive! Ha-ha!
Noel Lamba'lı karavanda yaşıyorum.
Trailer with all the Christmas lights.
Hayır orada yaşıyorum.
No, I live there.
Ben gerçeği yaşıyorum, sen bilmiyorsun.
I live the truth, and you don't.
Şu an çok büyük bir deja vu yaşıyorum.
Having a major case of déjà vu right now.
Burda yaşıyorum.
This is where I live.
Ben 5 bin yıllık bir kitap ile yaşıyorum.
I live by a 5,000-year-old book.
Halisünasyon ya da, ölüme yakın bir deneyimimi tekrar yaşıyorum.
I've been hallucinating or reliving my near-death experience.
"Artık biriyle yaşıyorum, iyi madem." Ay kıyamam, benim hiçbir şeyim yok be.
"Oh, I live with someone now." Big stinking deal. I have nothing.
Güzel eski kız sevgilimin bir koridor karşısında yaşıyorum.
I live across the hall from my beautiful ex-girlfriend.
Hayatımı gayet iyi yaşıyorum.
I live my life just fine.
Sheldon'ın yaşadıklarının benzerini yaşıyorum.
I have a lot of the same issues that Sheldon has.
Ben yan evde yaşıyorum.
I live next door.
Ben European Wire'ın muhabiriyim, Rotterdam'da yaşıyorum.
I'm a reporter for the European wire. I live in Rotterdam.
- Ben burada yaşıyorum.
- I live here.
Artık tanınmaz haldeki bir ülkeyi kurtarma görevine çıkmış her zaman ne yaptığını bilen 20 yaşında insanlar ile dolu bir gemide dolaşıyorum.
I'm walking around a ship full of 20-year-olds who know exactly what they're doing at all times, on a mission to save a country that's barely recognizable.
Ben onu bir şeye ikna etmeye 11 yaşımdan beri uğraşıyorum.
Yeah, I've been trying to pick that lock since I was 11.
20 yaşındaki küçük bir orospuyu kıskanıyorum.
I'm jealous of a 20-year-old little whore.
12 yaşımdan beri onu görmedim, hayal meyal hatırlıyorum.
I haven't seen him since I was 12, I barely remember him.
- Biliyorum ama ben... 32 yaşındayım, boşandım ve gey, en iyi arkadaşımla ayakkabıcıda çalışıyorum.
I know but I'm... I'm 32, divorced and working in a shoe shop with my gay best friend.
Mutluluk demişken, arkadan gelen sesler, Damon'un dahiyane fikriyle Ric'in bekarlığa veda partisine ev sahipliği yapmamızdan kaynaklanıyor. Tabii annem de artık burada yaşıyor. Fark etmemiş olabilirsin ama kendisinden uzak durmaya çalışıyorum.
Speaking of happy, that thumping bass you hear in the background, that's, um, Damon's genius idea to host Ric's bachelor party despite the fact that our mother apparently lives here now, who I've been ducking, by the way,
Burası yas tutulan bir yer ve ben şuan senin şu yaptığın şey neyse onu yapman için uygun bir yer olduğunu sanmıyorum her ne bok yiyorsan artık.
It's a place of trust and I don't think it's an appropriate venue for you to be doing your... your... whatever the hell it is that you're doing right now.
Sekiz yaşımdan öncesi hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
I don't remember anything from before I was eight.
Oğlumu arıyorum, 19 yaşında.
I'm looking for my son. He's 19.