English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yes

Yes translate English

544,368 parallel translation
- Evet, canavarların saklanacak yerlere ihtiyacı olur.
Yes, monsters need places to hide.
Evet ama senin eğlence anlayışın genelde bizim korku anlayışımız oluyor.
Yes, but your idea of fun is often our idea of a horror show.
- Evet, ne dediğini unuttum bile.
Yes, I've already forgotten what you said.
Evet, yüzükler.
Yes, the rings.
- Evet.
Yes, it is.
Kalçalarının altına yastık koyalım ki doğum kanalı düzgün bir açıda olsun.
Yes. All right, we need to get some pillows up underneath her hips to get her birthing canal properly angled.
- Evet hayatım.
- Yes, sweetie.
- Evet, çok kısa bir süre sonra.
Yes, before I know it.
Gloria Estefan biletleri için arıyorum.
Yes! I'm calling about the Gloria Estefan tickets.
Evet, Dekan Rudolf Hinden.
Yes. Dean Rudolf Hinden.
Sen ve minnacık ellerin benim için bir resmi tekrar yapar yapmaz.
- Yes, yes. Just as soon as you and your tiny little hands re-create a painting for me.
Evet, uzaklara gideceğin için çok zor olacak çünkü seni her zaman göremeyeceğim.
Okay, yes, it's going to be hard because you're gonna be far away, so I'm not gonna get to see you all the time.
- Evet Claire.
- Yes, Claire.
- Çarşaftaki adam "evet" dedi ama.
- The sheet said yes.
Olmaz.
Yes.
- Evet!
- Yes!
Evet!
Yes!
Benim işim bittiğinde çöpe atma çünkü bundan bir çay kaşığıyla havuzu temizleyebilirim.
When we're done with this, don't throw it out because with a teaspoon, Yes. I can clean the swimming pool.
Buyurun efendim.
Ah, yes, sir?
Aynen öyle.
Yes, exactly.
Evet, ben de öyle düşündüm.
Yes, that's what I thought.
Evet, hanımefendi.
Yes, ma'am.
- Evet, hanımefendi.
- Yes, ma'am.
Evet, benim.
Yes, I am.
- Evet, öyle yap.
- Yes, you do that.
Evet, lütfen.
Uh, yes, please.
Evet.
Yes.
Evet, ama sen de öylesin.
Yes, but then so are you.
- Evet, Lenora?
- Yes, Lenora?
Evet, öyle.
Yes, I am.
- Evet, Ange.
- Yes, Ange.
Söyle canım?
Yes, love?
Tamam, Evet mi Hayır mı Zamanı.
Okay, this is yes or no.
Evet mi Hayır mı.
Yes or no.
Cleveland, Evet mi Hayır mı.
Cleveland, yes or no.
Yani sorunun cevabına gelirsek, Şunu söylemem gerekir ki, hem evet hem hayır.
So to answer the question, I'm gonna have to say both yes and no.
Sövdüler diyelim.
Okay, yeah, yeah, we'll say yes.
Tamam, evet, bir şey bulmuş olabilirim ama bu tehlikeli olabilir, hatta ölümcül bile olabilir.
Testing? You have something? Okay, yes, I may have something, but it could be dangerous or life-threatening.
Kurtarıcı mı dedin?
The Savior? Yes.
Daha nerede olduğunu bile bilmiyoruz.
We don't even know where he is. Yes, you do.
- Hayır var, var.
- Yeah. No, I do, I do, yes.
Evet vahşiler ve fazlasıyla kötüler, ben de yok olsunlar istiyorum ama Flynn insanlara zarar veriyor.
Yes, they wildly and extravagantly suck, and I want them gone, but Flynn is going to hurt people.
90 yıl öncesinde, ama evet.
- Well, 90 years ago, but yes. - Hmm.
Evet bayan.
Yes, Ma'am.
Çok isterim.
Yes, I do.
- Tamam... efendim.
- Yes... sir.
- Evet.
- Yes.
Buyur.
- Yes, please.
Tabi ki de.
Yes.
Henüz Büyülü Orman'dayken, Rumplestiltskin bize senin kaderinde Kurtarıcı olmak olduğunu Son Savaş'ta savaşman gerektiğini söylemişti.
We should have seen this coming. - There's no way you could. - Yes.
Josephine Baker?
♪ Yes, wish that I... ♪ Josephine Baker?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]