Yorulmuş olmalısın translate English
244 parallel translation
Elbette, iyice yorulmuş olmalısın.
Of course, you must be exhausted.
Çok yorulmuş olmalısın Gary.
You must be dreadfully tired, Gary.
Ben bakarım, sen yorulmuş olmalısın.
I'll go. You must be tired.
Uzun bir gün oldu, yorulmuş olmalısınız.
It's been a long day. You must be tired.
Yorulmuş olmalısınız, niye dinlenmiyorsunuz?
You must be tired, why not rest?
- Boşver, çok yorulmuş olmalısın.
- You must be very tired.
Zavallı sevgilim benim. Yorulmuş olmalısın.
My poor darling, you must be worn out.
Oldukça yorulmuş olmalısınız, Efendimiz.
You must be quite fatigued, Your Grace.
Uzun yolculuğunuzdan sonra yorulmuş olmalısınız.
You must be tired after this long journey.
Abla, yorulmuş olmalısın.
Sae, you must be very tired.
Üşümüş ve yorulmuş olmalısın.
You must be cold and tired.
Yorulmuş olmalısın.
You must be tired.
- Bu gece yorulmuş olmalısın.
- I bet it almost killed you.
Yorulmuş olmalısınız.
You must be exhausted.
Her şeyin ötesinde, muhtemelen bütün gece sürüşten sonra iyice yorulmuş olmalısın.
On top of everything else, you're probably exhausted after that all-night drive.
Bu uzun yolculuktan sonra yorulmuş olmalısınız.
You must be tired from your long journey.
Yorulmuş olmalısın.
You must be exhausted.
Hepiniz yorulmuş olmalısınız.
Well, you must all be very tired.
Çok yorulmuş olmalısınız.
You must be exhausted.
Çok yorulmuş olmalısın.
You must be very tired.
- Yorulmuş olmalısın.
- You must be tired.
Çok yorulmuş olmalısınız.
You must be overworked.
Yorulmuş olmalısın Lütfen dinlenin!
You must be tired please go and rest
Çok yorulmuş olmalısınız.
You must be very tired.
Yorulmuş olmalısınız.
You must be tired.
Her ikiniz de iyice yorulmuş olmalısınız.
You both must be exhausted.
Ah Lung, geç oldu, bu gece yorulmuş olmalısın.
Ah Lung, it's late, you must be tired. Let's turn in.
Yorulmuş olmalısın odana geçip bir süreliğine dinlen.
You must be tired you can go to your room and rest for a while.
Yorulmuş olmalısın.
You must be tired?
Hara, yorulmuş olmalısınız!
Hara, you must be exhausted!
Yorulmuş olmalısınız, ama onlar da başlamak üzere.
You must be exhausted, but they're about to get started.
Çok yorulmuş olmalısın.
You must be exhausted.
Yorulmuş olmalısın, Teğmen.
You must be tired, Lieutenant
Böyle bir ziyafet hazırladıktan sonra mı? Yorulmuş olmalısın.
After preparing such a feast, you must be tired.
Aman Tanrım, çok yorulmuş olmalısın.
OH, GOODNESS. YOU MUST BE TIRED.
Yağmur altında yürümekten çok yorulmuş olmalısınız!
You must be tired
Usta, yorulmuş olmalısın.
You must be tired.
Her neyse, yorulmuş olmalısın.
Well, you must be tired.
Biraz uyu, yorulmuş olmalısın.
Go to sleep, you must be exhausted.
Hepiniz yorulmuş olmalısınız.
You must all be exhausted
- Çok yorulmuş olmalısın. - Evet.
You must be exhausted.
Bütün gece sahnedeydin, yorulmuş olmalısın.
You were onstage all night, you must be tired.
Son günlerde çok yorulmuş olmalısın.
I think you are too tired lately.
Bu yaşamdan yorulmuş olmalısın.
You might get tired of this life.
Öyleyse artık yorulmuş olmalısın.
Then your arms must be getting tired.
Her ikiniz de çok yorulmuş olmalısınız.
You both must be exhausted
Ta Teksas'tan buraya gelmişsin. Yorulmuş olmalısın.
You must be exhausted, coming all the way from Texas.
Tanrım, yorulmuş olmalısın.
God, you must be exhausted.
Çok yorulmuş olmalısın.
Must be exhausting'.
Yorulmuş olmalısın!
- What about you? What is her name?
Yorulmuş olmalısın!
You must be tired!