Zehiri translate English
542 parallel translation
Bana kalsa çocuklar bir kutu sıçan zehiri gibidir.
Me, what likes kids like tub of rat poison.
Hani sıçan zehiri diyordun.
So that's your tub of rat poison.
Paralı tipler benim yaptığım zehiri almak istemiyor.
People with dough don't wanna buy the poison I make.
Hint zehiri.
Indian arrow poison.
Kendine özgü zehiri damlamış.
It drips with his brand of venom.
Bu yağ zehiri bozmak için olacak, buraya geleceğim ve kusup rahatlayacağım.
This oil will smother the poison, until I can come back here, and swallow this emetic.
Ve onlara sana yardım ettiğimi söyle ve sana zehiri veren Joanna idi ve seni öldürmeğe çalıştı.
And tell them that I helped you and it was Joanna who gave you the poison and tried to murder you.
Şişeye zehiri ben koymamıştım.
I didn't put the poison in the bottle.
O lapa, kesinlikle zehiri dışarı emecek olan şey. - Yeter ki kuduz olmasın.
That there poultice is sure the stuff to suck out the poison, provided, of course, he ain't got hydrophoby.
Sokrates zehiri içti.
Socrates took poison.
baldıran zehiri, çok öldürücü.
Hemlock juice, very deadly.
Tohumluk mısır... sıçan zehiri.
Seed corn... gopher poison.
Fare zehiri ile.
With rat poison.
Zehiri kalbine pompalamaya mı çalışıyorsun?
You trying to pump that poison to your heart?
Fare zehiri koysam mı üstüne?
Shall I rub rat poison on it?
Zehiri koyan kişi aileden biriyse o da hastalanmalıydı.
If the poisoner is a member of the family, he had to be ill as well,
Böcek zehiri evdeki tüm böcekleri öldürmüştü, ve yeni sineklerin eve yeniden girmeleri zaman alır.
Fumigation kills all household insects and it takes time new flies to find a portal of entry.
Güller için böcek zehiri aldım.
It's called "Bordeau." The tiniest drop could kill you.
Hintller den zehiri ve panzehiri,
In India I've been learning all kinds of poisons and antidotes.
Ben, zehiri çaldım Ve Plotters ile bir anlaşma imzalamışlardı.
I've noticed where prince de Cond? hid the chest with poison, and stole it.
- O zehiri senin çaldığını bilseydi, Hayatın tehlikeye girerdi.
If he finds out everything, he will want to get rid of you.
O zehiri bulmakta çaresizdi.
He must find poison,
Clement Tonnel, Conde'nin casusu, Anjelik'in zehiri çaldığını biliyordu.
Conde's spy Tonnel discovered, that poison is stolen by Angelique de Peyrac who knows about plot.
Çocuğunu sucuk alması için gönderdi sonra da içine ot zehiri koydu.
She sent her kid out to buy half a pound of garlic sausage and then doctored it with weedkiller.
Conde'yi gördüğün zamanki, zehir kutusunu - İçirilecek zehirin kutusunu komplocuları birbirine bağlayan zehiri,
You saw Condé when he took possession of the box containing the poison and the pact binding the conspirators.
Chobo zehiri kustu.
He threw up the poison.
O küçük sıçan fare zehiri içmiş.
that little rat taking rat poison.
Onlar da en iyi çözüm bu dediler bu yüzden hepimiz zehiri içtik.
They said it was best too, so we all drank the medicine.
Chobo şimdi bütün zehiri tamamen kustu.
All the poison's out of Chobo now.
Acı çeken insanlık adına, bu konvoyu durdurmanız ve taşıdıkları zehiri imha etmeniz için size yalvarıyorum.
In the name of suffering humanity, I implore you to halt that wagon train and destroy this poison that they're carrying. What you ask is...
Zehiri ter ile bünyesinden dışarı atacağız.
Blankets. All right, Mrs Massingale.
Ona pan zehiri verin!
Give him the antidote
Borgia bitkisi- - en ölümcül özelliği alkaloid zehiri.
Borgia plant- - its sole deadly property is alkaloid poison.
Orada, kendi koluna o zehiri mi saplıyordun?
Up there, sticking'yourself in the arm with that poison?
Pan zehiri ver yoksa ölürsün!
Hand me the antidote or I'll kill you
Vulcanlılar için en hızlı, en ölümcül zehiri.
The fastest, deadliest poison to Vulcans.
Ondan pan zehiri iste!
Ask him for the antidote
şimdi bana pan zehiri ver neden vereyim ki?
Just give me the antidote Why should I do that?
Pan zehiri ver bari de, evime geri döneyim!
Hand me the antidote I'll return to the Dragon Swamp
Sana pan zehiri vermeyeceğim!
I won't give you the antidote
benimle savaşamayacak kadar güçsüzleştin, ama eğer pan zehiri verirsem... tekrar güçlenip beni engellemek istersin!
You're now too weak to fight me What could you do to me?
Hadi ona pan zehiri verip serbest bırakalım!
Let's just give her the antidote and set her free
"Fare zehiri" olarak bilinir.
It's commonly named "rat poison".
zehirleyiciler, zehiri çorbaya ya da çaya koyamazlar.
Poisoners can't put it into soup or tea.
Garajda fare zehiri buldum.
I found rat poison in the garage.
Zehiri ilacına karıştırdım.
I poured it into his medicine.
Yeri gelmişken, o sarmaşık zehiri idi.
Incidentally, that was poison ivy.
1. Bende sarmaşık zehiri olduğunu bilmiyorsunuz bile.
Number one, you don't even know if I have poison ivy.
Zehirli hava soluduğumuzu, ama senin, zehiri rayihaya çevireceğini söylüyor.
That we breathe poisoned air but that you will change poison into balm.
Bıyığında fare zehiri varmış gibi görünüyordu.
Looked as if he had rat poison in that moustache.
- Kremalı engerek zehiri
Good!