English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Z ] / Zincirler

Zincirler translate English

337 parallel translation
Bağlı olduğu zincirler çelik krom karışımıdır.
Those chains are made of chrome steel.
Biliyorsun babanı bir gaz bombasıyla bayıltıp sonra zincirler içinde New York'a götüren adam benim.
You see... I'm the guy that knocked out your pop with a gas bomb and then... carried him off to New York in chains.
Artık sizi tutan zincirler yok!
There's no chains to hold you now!
Senin için zincirler kırar binaları kaldırırım, ama senin için çocuk yapmam.
I will break chains for you I will lift buildings for you, but I will not have children for you.
Altın zincirler, bilezikler ve madeni pullarla tamamen kaplanmıştı ve yüzü bir maske gibiydi.
She was all covered with gold chains and bracelets and spangles... ... her face like a mask.
" Zincirler kırılacak!
" The chains shall be struck from them!
Şıngırdayan zincirler...
Clanking chains...
Son zamanlarda uzun zincirler ile yapay lifler yapmayı öğrendik.
And recently we've learned to make artificial fibers with even longer chains,
Optimum zincirler arası çekim gücüyle neler olur biliyor musun?
Do you know what happens if one makes one of infinite length... With optimum interchain attractions?
Özgür olunca, tüm pislikler ve zincirler gidecek.
Free of filth and chains and here and all that goes with here.
Altın işliyor, küçük zincirler yapıyorlar.
They work with gold, making little chains.
Zincirler daha önce de kılıçlara dönüştürüldü.
Chains have been forged into swords before now, Divine One.
Kapıda altında zincirler olan kocaman bir araba vardı.
There were these huge wheels with a chain underneath.
- Beklediğiniz zincirler geldi.
- The chains you were expecting are here.
Zincirler geldi.
The chains are here.
Neyse ki kollarında ve bacaklarında zincirler var.
Well, thank heaven we got the chains on her arms and legs.
Bu zincirler artık çıkartılmalı.
These chains must come off now.
Hayata bir sirkte zincirler kırıp, çubuk bükerek başlayan biri için hiç fena değil.
Not bad for a man who started life breaking chains and bending bars with his teeth in a circus.
Şeytanlar için zincirler!
Chains for devils!
Zincirler.
The chains.
Siz, zincirler.
Men, the chains.
Zincirler işe yaramıyor.
Chains don't help.
Zincirler madalyaya benzemez.
You know, them chains ain't medals.
Zincirler, üstüne birkaç yıl da cabası.
Them chains and a bonus of a couple of years...
- Kırık zincirler!
The broken chains!
Zincirler!
Chains!
Kafkarides, kum kanalları, makaralar ve yedek zincirler.
Kafkarides, sand channels, pulleys and tow chain.
Louise'in yardımıyla, Virgil'in bileklerinden zincirler çıkartılır.
With Louise's help, the chains are removed from Virgil's ankle.
Latin geçmişimizde Alman mitolojisini keşfettik zincirler arasında edilen yeminler "Şerefim sadakatimdir." şeklinde tanımlar ve bizi büyüleyen diğer şeyler.
and other things which fascinated us. Once a Frenchman, always a Frenchman, even when faced with such convictions. When the Germans realized this, they wouldn't take us seriously.
Zincirler, gri bir taş ve bir bekçi hakkında söylenip durdun.
Something about chains, about a gray stone, about a watchman.
# Eğer boynuna zincirler yerine ilim incileri dolanmışsa
~ If knowledge hangs around your neck Like pearls instead of chains ~
Zindanlar, zincirler, kamçılar... daha kötüleri kulağıma geldi.
I heard of dungeons, chains, whips... even worse.
Ama yıllar geçti zincirler defalarca değişti ama ben yaşadım.
But as the years passed and the chains were replaced many times it was always I who remained.
Biliyorum ama zincirler acıtıyor!
I know but chains hurt!
Zincirler ne olacak?
What about these chains?
Zincirler bir zenciye yakışmaz Fiddler.
Chains ain't right for a nigger, Fiddler.
- Bir kafes ve zincirler var!
- The cage... and the chains!
Zincirler kilitlendi Ve kapıya bağlandı
The chains are locked and tied across my door
Zincirler kilitli ve bağlı
Chains are locked and tied
Zincirler... böylece beni kilitleyip, sonsuza kadar senin olmamı sağlayabilirsin.
Chains, so you can lock me up, and I'll forever be yours.
Zincirler rahatsız ediyor olmalı.
Those chains are uncomfortable?
- Bayım, tüm bu zincirler...
- Sir, wasn't this whole contraption- -?
Bu 12 uzun yıl, beni tutan zincirler gibiydi.
These 12 long years have been like chains that bound me.
Beni dışarı çıkarırken mutlaka zincirler çıkarırdı.
He takes me out with the chain, to the field.
Kont, zincirler kıpırdamıyor!
Count, the steering is jammed!
Bıçaklar ya da zincirler olsa durum farklı olurdu.
If it was with knives or chains, it would be different.
Diğer zincirler engel olmaz.
Other chains won't be an obstacle.
Zincirler, anahtar takımları, bulabildiğiniz her şey, krikolar!
Chains, monkey wrenches, jacks, iron bars!
Altın zincirler takmaya başlamıştı, Jack.
He started wearing gold chains, Jack.
Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Gold chains and medallions and rings...
Zincirler oldukça kalındır.
The chains are far too thick.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]