Ziyaretime translate English
511 parallel translation
Ziyaretime geldiğin için sağ ol bu arada.
Yeah, thanks for coming to visit me, by the way.
Hastayım ziyaretime geldin... acele et ve giyin.
I'm sick... you came to visit... hurry up and dress.
- Mutlaka ziyaretime gelmelisin.
- Now, you must come and see me.
Eskiden ziyaretime gelirdi.
He used to come visit me too.
Yalnızlığımda ziyaretime gelmen ne incelik.
Its so kind of you to visit me in my loneliness.
Sandalyesinden hiddetle kalkan ve topuklarıyla halıda izler bırakan biri bir şeylere şiddetle karşı çıkıyordur ve Amiral'in canı, basının eleştirileri yüzünden de bir hayli sıkılmış tabi benim fuzuli ziyaretime de bir hayli içerlemiş.
A man who rises from his chair and digs his heels sternly into the carpet is violently opposed to something, and the Admiral being quite distressed by the criticisms of the Press would be most apt to resent my intrusion.
Sık sık ziyaretime gelinmez.
I don't often have visitors.
Ziyaretime yeterince sık gelmiyorsunuz.
You don't visit me often enough.
Ben de senede bir, onları ziyaretime çağırıyorum.
So, once a year, on my birthday, I summon them to visit me.
Ne iyi ettin de ziyaretime geldin.
It's so nice of you to come visit me.
Bu bile ziyaretime değdi.
It's just made my visit!
Neden ziyaretime gelmiyorsun?
Why didn't you visit?
Ziyaretime sevinmişe benzemiyorsun.
You don't seem happy about my visit.
Bu Brack, ziyaretime gelmiş.
Why, it's Sir Brack! He's come to see...
Uluslararası seçkin kişiler ziyaretime gelirlerdi.
The international elite would come and visit.
İlk başta her gün ziyaretime gelip başımı döndürüyor ve sonra hiç birşey.
First, he comes to see me every day and quite turns my head, then nothing happens.
Öyle görünüyor ki, karım ziyaretime geliyor.
It seems my wife's paying me a little visit.
Bu histeri bitince ailenle beraber ziyaretime geleceksiniz.
When all this hysteria is over, I'll have you and your family come and visit me.
Eğer bir yardıma ihtiyacınız olursa, ziyaretime gelin.
If thee have need of help, call upon me.
Karım da hiç ziyaretime gelmedi.
My wife never came to see me.
Sonunda ziyaretime gelmeyi kabul ettiğiniz için çok mutluyum.
I am so happy that at last you have come to visit me.
Eşim ziyaretime gelmiş, zavallı kadın.
My wife visited me, the poor woman.
Noriko belki bugün ziyaretime gelebilir.
Noriko maybe visiting me today
Fırsat bulursan lütfen ziyaretime gel.
Please visit me if you can
Arada ziyaretime gelin.
Come and see me from time to time.
Cortina ziyaretime anlam kattınız.
- You've just made Cortina for me. - Hello, lover.
- Cathy hâlâ ziyaretime gelmedi mi?
- Cathy come to visit me yet?
Ziyaretime gelecek misin?
Will you come visit me sometime?
Belki bir gün ziyaretime gelir bir dağ lalesi koparırsın ve beni düşünürsün.
You'll come by one day, pick an anemone and think of me.
Eliza bu sabah ziyaretime geldi, onu gördüğüme çok memnun oldum.
Eliza came to see me this morning and I was delighted to have her.
Burada kimse ziyaretime gelmedi.
You know what? I ain't had a single visitor since I've been in here.
Bu gece bir sinyorita ziyaretime gelecek.
I got a little señorita coming over tonight.
Hem kocam arada bir ziyaretime geliyor, kızımla birlikte.
And then my husband visits sometimes, with my daughter.
Niye ziyaretime gelmedin o zaman?
Well, why didn't you come and see me when I was inside?
Hapishanede ziyaretime gelir misin?
Will you come to see me in prison?
Eğer istedikleri birşey varsa, ziyaretime gelebilir.
If they want anything, let her visit me
Ziyaretime kimse gelecek mi?
Will anybody ever come to visit me?
Ziyaretime geldi Majestelerinin duasıyla, anladığım kadarıyla.
He came to see me. Apparently with Her Majesty's blessing.
Amerikalı'nın adamları ziyaretime geldi de.
The Americano's men paid me a visit.
Çünkü biz ikiziz ve bugün bizim doğum günümüz ve benim ziyaretime gelebilir ama geri dönmesi gerektiğini biliyor ve bu yüzden çok kötü hissediyor.
Because we are twins and today is our birthday... and she can come visit me but she know that she have to go back.... and so- - and so she feel very bad.
Dayın John... ziyaretime geldi.
Your Uncle John passed by to visit me.
Hapisteyken her gün ziyaretime geldi.
When I was in prison, she came to see me every day.
Sonra, Kuzeni ispanyanın müstakbel kralı olacak bir prens olan Juan Carlos da her gün ziyaretime geldi.
Charles-Touriski Bourbon, who's a cousin germain... of the next king of Spain, Juan Carlos, who came every day.
"Hapisteyken ziyaretime gelenler listesi" nden... nasibini alan Nina da aslında... Barones Van Pallandt idi.
Nina, that morsel plucked... from our name-dropper's list of prison visitors... is the Baroness Van Pallandt.
"... tâki karanlığın ortasından, ani bir ışık ziyaretime gelene kadar. "
".. until, from the midst of this darkness, " " a sudden light broke in upon me. "
- Evet. - Bir ara ziyaretime gelir misiniz?
- Will you visit me one day?
California'da ziyaretime gelin.
Come visit me in California.
"Ölüm meleği belki de çok yakında ziyaretime gelecek..." "... ve bu fani dünyadan alacak beni. "
It may be that the angel of death will visit me soon and death will overtake me
Ziyaretime geleceksin, söz veriyor musun Michelle?
Do you promise it? ... eh, Michel?
"vadide ziyaretime gel" "Küçük Prens!"
Visit me in the valley
Haydi, sabahın yedisinde ziyaretime kim geldi tahmin et.
Come on, guess who came to see me at seven this morning.