English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Â ] / Ânım

Ânım translate English

119 parallel translation
İngiltere ile ayrılık ânımızın tamamı ile saygın olması en büyük dileğimiz.
We would wish the hour of parting between us... and England... to be one of honour.
Artık bu benim kader ânım.
- We racked them with cholera dysentery! - Now is the hour of my destiny arrived.
Bu benim ânım.
This is my hour.
Her ânımı, bunu düşünerek geçirmedim mi sanıyorsunuz?
You think I don't spent every minute thinking about that?
Her ânımı dışarıda geçirirdim.
I spent every moment I could outdoors.
Avukat isteme ânım geldi mi?
This is about the time I ask for representation, isn't it?
Bu ânın geleceğini biliyordum, bizim inandığımız şeyler aynı değil.
I knew this moment would come, for the things we believe in are not the same.
Bu ânı defalarca planladım.
I've planned this in my mind so many times.
İlişki yaşayamayacağımızı biliyorum ama ânı yaşamaya çalışıyorum işte, anlarsınız ya?
There's no chance for us to have an affair... but I'm just trying to seize the moment, you know?
Sizce de bunun için hayatımızın en önemli ânını beklememiz gerekmez miydi? Ya da hepimiz ismimizin anlamını yaşamalıydık.
Do you think we've been singled out... chosen for some extraordinary moment in life... or are we all cursed with the mark of Cain?
Bu hayatımın en tatmin edici ânıydı diyebilirim.
It was the most complete... moment of my life.
Hudut hattına girdiğimiz ânı unutmam mümkün değil. Çünkü Dunkirk'ten geri çekilirken artçı birliklerin komutanıydım.
( Horrocks ) My really big moment was when we crossed the frontier, because, you see, I had commanded the rearguard during the withdrawal to Dunkirk.
Eğer bir günlüğüm olsaydı, Plum Creek'e geldiğimiz ilk günü muhakkak yazardım. ve arazideki evi ilk gördüğümüz ânı.
If I had a remembrance book, I would surely write about the day we came to Plum Creek, and first saw the house in the ground.
Ayrıldığımızda bu ânı hatırlayalım.
Let's remember this moment when we'll be apart.
Umarım ulu Tanrı sana bu ânı utanç içinde tekrar tekrar yaşatır.
May God grant you time to relive this moment in shame!
Bugün burada kısa süreliğine de olsa günlük koşuşturmadan uzaklaştığımız bir ânı, güzel bir arkadaşlık, dostluk ruhu içinde paylaşıyoruz.
Here we are met, momentarily away from the bustle of our everyday routines, in a spirit of good-fellowship, in the true spirit of camaraderie.
Bizler gazabımızdan ötürü savaşmadık. Ancak görkemli ânılar bizi alıp götürür.
We didn't fight because of wrath But the glorious memories took us
Bu ânı, dumanı, arabaları ve lokantaları ve pateni unutalım ve sadece bunu hatırlayalım.
Forget for this moment the smog, and the oars and the restaurants, and the skating, and remember only this...
Sevgili Omar, müsaade edin de bu ânın tadını çıkaralım.
My dear Omar, let us make the most of this moment of clear-sightedness.
Niye bir ân da hayal dünyasına daldım?
I'd say she's had a tough life.
Havaalanına geldiğinden bu yana seninle bu ânı arzuladım.
I've been wanting to do that since the second you walked off that aeroplane.
- Bu, hayatımın en önemli ânıydı.
Keep it down. This was the greatest moment of my life. Shut up.
Ayak tırnaklarını bana emanet etmen gurur verici ama bu ânı mahvetmeden bu konuyu geçebilir miyim?
I'm flattered you wouldn't trust me with your toenails, but can I pass without ruining the moment?
Hayır, günün her ânı ne yapacağımı söylemene.
Table manners? No, baby, with you telling me what to do every second of the day.
Bakalım Bayan Jasper'ın olay ânında başka yerde olduğu iddiasını doğrulamış mı.
See if he's checked out Mrs Jasper's alibi. - OK.
Umarım bebeğe ad konulurken herkes bu ânı hatırlar.
I hope everyone remembers this moment when it's time to name the baby!
Kırmızı biber kızartırken fırını yaktığım ve kaşlarımın kül olduğu ânı mı?
That time I roasted some red peppers over the stove burner... and singed off my eyebrows?
Umutsuz bir şekilde sana karşı sert davranacağım o ânı bekliyorum.
I'm desperately waiting for the moment.. .. when I'll be harsh for you.
Bu ânı dana önce yaşamıştım sanki.
Getting a strange sense of deja vu.
Ama dörtte uyandım ve tam bir Marilyn ânı yaşadım.
Then around 4 : 00 in the morning... I woke up and had a major Marilyn moment.
İşte ben bu ânı yaşıyorum.
And I'm at that point.
Ben hep hayatımı tam olarak yaşayamadığımı düşünüp kaygılanırım, her imkanı değerlendirmek hiç bir ânı boşa harcamak istemem.
I mean, I'm always anxious, thinking I'm not living my life to the fullest, taking advantage of every possibility, making sure I'm not wasting one second of the little time I have.
Burada oturup, ayaklarımızı uzatacağımız ânı iple çekerdik.
We looked forward to stopping here and stretching our legs.
Çıplaklığındaki güzelliğin verdiği büyülenme ve hayranlığı yaşamıştım. Ve o ânın keyfini bir hafta sürebilmek için dünyayı dondurmak istemiştim.
I felt fascination and wonder at the beauty of her nakedness, and I wanted to freeze the world so I could live in that moment for a week.
Kendi ellerimle yaptığım o geminin üstünde olduğum ânı...
Hence we must quickly begin to build new warships.
Bu ânı daha önce yaşamıştım.
Deja vu.
Ve doğru ânı yakaladım.
picked my moment.
Birinize bir böbrek lazım olacağı ânı sabırsızlıkla bekliyorum.
I can't wait till one of you two needs a kidney.
Bırakalım da Robert bu güzel ânın tadını çıkarsın.
Can we just all let Robert have his moment?
Eğer ânı yaşayacak olursam bu ânın senin içinde olacağın bir ân olacağını fark ettim.
Well, I realized, that if I'm going to live in the moment, then I just want to live in it with you.
Hayatımızın her ânıyla alâkalı fotoğraflarımız var ikimizin, seninle babanın, üçümüzün.
We have pictures of everything, of you and me you and dad and the three of us.
Fakat yanında olacağım ânı sabırsızlıkla bekliyorum.
But I'm looking forward to coming home to you.
Bu olağanüstü ânı kutlamak için özel yayınımız başlıyor.
Special show follows to commemorate this awesome moment.
Her nefeste yarım litre hava tükettiğini düşünürsek ve yavaş nefes aldığını belki dakikada 12 kez nefes alır.Panik ânında bunun iki katı olabilir.
If you figure half a liter per breath, Slow breathing... Maybe 12 breaths per minute.
Tamam, mezuniyet balosunda pantolonumun indirilmesini hayatımın en sefil ânı sanıyordum.
Yeah. And I thought getting pantsed at the prom was gonna be the low point in my life.
- Bu ara ânı yaşamayı seviyorum.
Ms. Spontaneity! I'm very of-the-moment these days.
Hiçbirşey yapmayalım, eski defterleri açmayalım, tartışmayalım, sadece burada durup bu ânın tadını çıkaralım.
Lets talk to them. Let's enjoy the moment.
Şu ân Jun'u ele geçiren adamların yanındayım.
I'm with someone who is drugged from you
Sanırım, babamın vurulduğu ân hissettiğim şey yalnızlıktı.
I guess, in the moment that my dad was shot, all I remember feeling is alone.
Namludan çıkan ateş ânına alıyorum.
I'm gonna take it back to the muzzle flash.
Cinayet ânında mı?
During the murder?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]