English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çabuk olmalıyız

Çabuk olmalıyız translate English

196 parallel translation
Çabuk olmalıyız.
We got to work fast.
Çabuk olmalıyız.
We gotta hurry.
Çabuk olmalıyız.
We'll have to hurry.
Çok çabuk olmalıyız.
We got to work fast.
Çabuk olmalıyız! Cennet'e geri dönebilir!
If we're not quick, he'll fly away back to Heaven.
Çabuk olmalıyız.
We must hurry.
Çabuk olmalıyız.
We better move fast.
Çabuk olmalıyız
Get us there quickly.
Çabuk olmalıyız.
Better get a move on.
- Çabuk olmalıyız.
- That was quick.
Çabuk olmalıyız baylar.
HANNIBAL : It's got to be fast, guys.
Bir çıkış yolu biliyorum ama çabuk olmalıyız.
I know a way but we gotta move fast.
- Çabuk olmalıyız.
- We must hurry.
Bu işi halletmeliyiz ve çabuk olmalıyız.
We got just to do something about it and fast...
Çabuk olmalıyız.
We gotta work fast.
Çabuk olmalıyız.
Well, hurry up.
- Ve çabuk olmalıyız!
- And soon!
Evet ama çabuk olmalıyız.
Uh, yes. But we gotta act fast.
- Evet ama çabuk olmalıyız.
- Yes, but we'll have to be quick.
Çabuk olmalıyız!
Quick as lightning!
- Çabuk olmalıyız.
- We have to hurry up.
Çabuk olmalıyız.
We gotta hop.
- Daha çabuk olmalıyız!
We gotta go faster.
Çabuk olmalıyız.
We have to hurry.
Çabuk olmalıyız.
We should make it fast.
Çabuk olmalıyız. Sen onun içindeki şeyin ne olduğunu bul.
- You'll have to see what's inside her.
Şimdi, bir şeyler yapmalıyız ve çabuk olmalıyız.
Right now, we got to do something, and I mean fast.
Çabuk olmalıyız.
We have to be fast.
Çabuk olmalıyız. Gezegene indiğimizde, Moya bir oyalama taktiğine girişecek. Gezegene indiğimizde, Moya bir oyalama taktiğine girişecek.
Once we land on the planet, Moya's going to run a distraction.
Çabuk olmalıyız çünkü video dükkanı kapanacak.
We must be quick'cause the video store's gonna close.
Çabuk olmalıyız.
We gotta move fast.
Çok çabuk olmalıyız.
No, okay.
O zaman daha çabuk olmalıyız.
Then we'd better hurry.
Gölgeler kadar yumuşak ve çabuk olmalıyız.
Soft and quick as shadows we must be.
Çabuk olmalıyız.
Man. We gotta make time.
Çabuk olmalıyız!
We gotta move!
- Çabuk olmalıyız.
- We got to be quick.
O mücevherleri hemen geri almalıyız English, ve çabuk olmalıyız.
Well, we need to get these jewels back, English, and fast.
Çabuk olmalıyız.
We gotta be quick.
Çabuk olmalıyız.
We must move quickly.
Çabuk olmalıyız!
Move! Move!
Onlar gelmeden önce çabuk olmalıyız.
We should hurry before they come back.
Ama önce seninle ilgilenmeliyiz ve sonra çabuk olmalıyız.
But we must take you in hand first and we'll have to move fast.
- Evet ama uzun bir süre aynı yerde kalmıyor, bu yüzden çabuk olmalıyız.
Yes, but he doesn't stay in one spot for long, so we gotta move now.
Çabuk olmalıyız.!
We must act...
Buradaki herkesi boşalt. Çabuk. Yalnız olmalıyım.
Get rid of all these people, quick - l must be alone
Çabuk olmalıyız.
Not much longer, man, we've gotta move.
Orada bir şey olduğunu bilecekler ama bizi bulmaları birkaç saniye sürer malzemeleri güverteye ışınlayıp çok çabuk toz olmalıyız.
They'll know something's penetrated the shields but, with all the interference it'll take them a few seconds to find us. We'll have to beam the medical supplies aboard and get out fast.
Çabuk, Gadgetmobile, lazeri ateşlemeden önce orada olmalıyız.
Okay!
Çabuk da olmalıyız!
And fast!
Çabuk olmalıyız
We'd better hurry.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]