Çekinme translate English
1,209 parallel translation
Herhangi bir sorun olursa, çekinme sor.
If you have any questions, just ask.
Başka fikirlerin de olursa, benimle paylaşmaktan çekinme.
If you have any other ideas, don't hesitate to run them by me.
- Hiç çekinme.
- Be my guest.
- Bana ihtiyaç duyarsan, çekinme.
Pull it if you need me.
- Çekinme.
Go ahead.
Yardıma ihtiyaç duyarsan, lütfen beni aramaktan çekinme.
If you need any help, please feel free to call on me.
Çekinme.
Go ahead.
Çekinme.
Go ahead
Haydi çekinme hayatım.
We are going, just relax.
- Bunu göstermek için. Çekinme, bak.
Go ahead, take it.
Hiç çekinme.
It's all right.
Yo, yo, çekinme.
That's all right.
O L.A'da bir çekinme görür. Adam yapılmış.
He sees a shrink in LA.
Benden çekinme.
Fear not my government.
Çekinme, Lenny. Burası senin katın.
Don't be shy, Lenny.
Ve bunu kullanmaktan çekinme.
And don't be shy about using this.
Kızın suyunu çıkarmaktan çekinme, Kaptan Tristan!
Mind you don't wear that wench out, Captain Tristan!
Hayır ama kendininkileri açmaya çekinme.
Nope, but feel free to turn on yours.
Homer, senin için yapabileceğim bir şey varsa lütfen sormaktan çekinme.
Now, Homer, if there's anything else I can do for you... please don't hesitate to ask.
Yönetime şikayet etmekten lütfen çekinme.
Please feel free to submit a complaint to the management.
Dize getirmek için birine ihtiyaç duyarsan beni çağırmaktan çekinme.
If you need anyone to beat him into submission, don't hesitate to call me.
Çekinme.
Do not get flustered.
Kemanını satmak istiyorsan, çekinme.
Come back if you want to sell the violin.
Çekinme.
Go on.
- Bu dolu mu? - Evet, çekinme.
- Is this thing loaded?
- Çekinme. Yağmur olur, kar olur...
- It may be raining, snowing.
Fikrini söylemekten çekinme.
Don't be afraid to step up.
Soracak soru olursa çekinme.
Please, feel free to ask any questions you might have.
Bana sormak istediğin herhangi bir şey olursa çekinme.
So if there's anything you wanna know, it's okay to ask me.
Ne yapacaksan yap, çekinme Sonny.
Do what you have to do, Sonny.
Çekinme Emma.
Don't be shy, Emma.
- Çekinme.
- Go ahead.
Çekinme.
Don't be shy.
Hiç çekinme!
Be my guest!
Çekinme.
Don't hesitate.
Çekinme.
Be my guest.
- Çekinme.
- Be my guest.
- Çekinme!
- Don't be shy.
Oh, şey, çekinme, elbette... Elbette detaylı raporlarıma bakmayı birini hariç tutmamışsam..
Oh, well, feel free to, of course... except I was never one to keep extensive records.
Demek istediğim... Voyager'da ki hayata uyum sağlama konusunda yardıma ihtiyacın olursa, yardım istemekten sakın çekinme.
That... if there's any way that I can help you adjust to your life here on Voyager, please ask me.
Bir derece çekinme ve saygı.
With some degree of dignity and restraint.
Şey, başka bir şey varsa... - Çekinme.
Well, if there is anything else, don't hesitate.
Sormaktan çekinme.
Just feel free to ask.
Hayır demekten çekinme, ama eğer vaktin varsa giriş yazısını sen yazmaya ne dersin?
Feel free to say no, but if you had the time... how would you feel about writing the introduction?
Çekinme evlat.
Go ahead, kid.
Almaktan çekinme.
Don't be afraid of it. Take it.
Çekinme aç hadi.
Go ahead and open it.
- Çekinme.
- You'll be fine.
hiç çekinme biz hazırız
Have no fear We're all right
.. ve bir yanlışım olursa, ben uyarmaya sakın çekinme.
And if I slip up, you- - you let me know.
Yardıma ihtiyacın varsa çekinme.
If I can be of any help, feel free to ask.