Çıldırmış translate English
2,097 parallel translation
Onu gördüm. - Kim çıldırmış?
- Who's crazy?
tamam biraz çıldırmış olabilirim.
Okay me a little excited.
Tanrım, çıldırmış olmalıyım...
But I thought I was crazy.
Bütün dünya çıldırmış, artık mücadele etmeyeceğim.
The world is insane, I'm not gonna keep fighting it.
Tehlikeli biçimde çıldırmış bir insan.
A person's name.
- Tamamen çıldırmış, değil mi?
- He's gone mad, has he?
Çıldırmış durumda.
He's mad.
Çıldırmış!
It's gone berserk...
Saatler çıldırmış gibiydi.
The hours were insane.
Çıldırmış olmalısın!
You're insane!
Çıldırmış bile olsa, halen elimdeki en iyi Viper pilotu.
Even screwed up, she's still the best Viper driver I've got.
Çıldırmış.
He's crazy.
Çünkü, eğer bunu yaptıysam, çıldırmış olmalıyım, ve George, bütün haftaya yetecek kadar çılgınlık yaptı.Callie'nin hamile olduğunumu düşünüyorsunuz?
If I did that, I might go crazy. George called dibs on crazy. Think Callie's pregnant?
Koş! O çıldırmış olmalı!
He is mad!
O çıldırmış olmalı!
He is mad!
Çıldırmış gibi bakıyorsun.
You've got a crazy look in your eyes!
Ama biz o çıldırmış, takıntılı ebeveynler gibi olmayacağız.
I miss the boy, too, but we're not gonna be those crazy obsessive parents, all right?
- Seni çıldırmış, takıntılı ebeveyn.
You crazy, obsessive parent.
- Çıldırmış!
- He's gone nuts!
Çıldırmış bu Hoca!
Erbakan must have gone mad.
çıldırmış olmalı
Totally crazy, man!
Çıldırmış!
He's crazy!
Vince ve E çıldırmış gibiler.
Vince and E are, like, freaking out.
Bu herifler çıldırmış.
These guys are crazy.
Sanki çıldırmış gibiydi.
It ´ s like she was possessed
Avni sınav salonunda oturuyorken birden sınav kâğıtlarını yırtıp fırlatmış ve çıldırmışçasına bağırarak okuldan kaçmış.
Avni was sitting in the exam hall... ... when suddenly she tore the exam paper and threw it... ... and she ran away from the school screaming like mad.
Seni serseri.Çıldırmış olmalı.
Hey you jerk. He must be crazy.
Çıldırmış!
She's crazy!
İnternet'teki güvenilir kaynaklarda, çıldırmış insan
According to reliable lnternet sources, the definition of an insane person,
- Ben mi çıldırmışım?
- Crazy am I?
Bunu yapan her kimse çıldırmış veya blöf yapıyor ya da Milan'ı o öldürdü.
And whoever this is could be bluffing or crazy or they could have even killed Milan.
Bu piliç çıldırmış durumda.
That chick is nuts.
Ama Joanne yakalanıp Sharlee'ye Vicodin ve Oxycodone sağlayamayınca Sharlee çıldırmış.
But when Joanne gets busted and stops getting vicodin and oxy for Sharlee, Sharlee freaked, okay?
Çıldırmış filan değilim.
l`m not crazy or anything.
İnsanlar... çıldırmış gibi.
People are just... everyone's crazy.
Zavallı kız çıldırmış olmalı.
Poor girl is crazy as a bedbug.
Tamam, birazcık çıldırmış olabilirim.
Okay, I admit I'm a little bit biased.
Uzman KANG çıldırmış olmalı.
Specialist KANG must be a psycho.
Çıldırmış gibi davranıyorsun.
You're acting all crazy.
Çıldırmış gibiydi.
It was crazy.
- O gerçekten çıldırmış, değil mi?
- He's really out of his mind, right?
Onun yanında, neden çıldırmış gibi davrandın?
Why you let them invade you, as if you were "busy"?
Bana kalırsa, Büyükannem Angie'nin çıldırmış kocasından vazgeçip bebeğini St. Peter's katedralinin merdivenlerine bırakana kadar bekledi.
The way I see it, he waited until Grandma Angie gave in to her enraged father and abandoned her baby on the steps of St. Peter's Cathedral.
Çıldırmış mı o?
Is he crazy?
Kimin bir kaç boş çanta için hayatını riske atarak Mouse'a yardım edebilecek kadar çıldırmış olabileceğini bir sürü defa sordum kendime.
I spent a lot of time asking myself who would've been crazy enough to work with Mouse, risk their whole life for a few dime bags.
Azalea, çıldırmış durumda.
It's Azalea, she's gone crazy.
- Adam çıldırmış, ben güzel davrandım.
- He's crazy, I do nice.
Çocuklar, kadın çıldırmış!
Guys, she's crazy!
Bu adam çıldırmış!
He's a total psycho!
Çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu.
She sounded shocked.
Polisler çıldırmış olmalı.
These constables are mad.