Çılgınsın translate English
435 parallel translation
Sen çılgınsın.
You're kind of crazy.
Sen çılgınsın.
You're crazy.
- Ah, siz İngilizler ne çılgınsınız.
- They've got to take them back. - Oh, a mad race, the English.
Çok kibirlisin, Yüzbaşım. Çok çılgınsın, Yüzbaşım.
You are very conceited, Captain.
Sen çok çılgınsın ve çılgınlıklar uzun sürmez.
You're such a crazy boy and I didn't think the craze would last.
Çılgınsın, Keyes, kadın trende bile değildi.
She wasn't even on the train.
- Çılgınsın sen.
- You're crazy.
Eğer burada bekleyeceğimi,... çalıştıklarımı yıkmanı seyredeceğimi sanıyorsan,... demek ki çok çılgınsın.
If you expect me to sit around and watch you tear down everything I built up you're crazier that I think.
- Çılgınsın sen!
- You're crazy!
- Sen çılgınsın
- You're crazy.
çılgınsın!
You're mad!
- Sen çılgınsın.
- You're crazy.
– Hiç kimseyle. – Sen çılgınsın!
– Nobody. – You are crazy!
Sen çılgınsın!
You're crazy!
- Bu akşam çok çılgınsın.
- This evening you're very peculiar.
Sen de benim kadar çılgınsın.
You are as crazy as I am.
Aşkım, sen çılgınsın.
Sweetheart, you're crazy.
çılgınsın.
Crazy.
Siz hepiniz çılgınsınız!
You people, you're all crazy!
Siz hepiniz çılgınsınız.
You guys are all mad as a hatter.
Sen çılgınsın, Sergey.
You are crazy, Serguei.
- Sen çılgınsın.
- Oh, you're mad.
Sen bir çılgınsın!
You're crazy!
Çılgınsın. Çılgın bu.
- You are crazy!
Çılgınsın.
Crazy.
- Sen çılgınsın, eyer içeri girseydi?
You're mad! What if he'd come in?
- Hayır, çılgınsın!
No, you're mad!
Sen hakikaten çılgınsın.
You're really crazy.
Sezonun en önemli zamanında ayrılacak kadar çılgınsın. You're crazy to leave at the height of the season
You're crazy to leave in mid-season.
- Ne çılgınsın.
- How crazy!
Sen gözü dönmüş bir çılgınsın.
You're stark raving mad.
Sen bir çılgınsın, değil mi?
You're a freak, aren't you?
Çılgınsın, ağlıyor musun?
You're crying, aren't you?
Çılgınsın!
You're crazy
"Siz çılgınsınız." demiş.
He said, "Nuts."
- Sen çılgınsın. Kışın ortasında sörf yapıyorsun.
- You're crazy, surfing in the middle of winter.
Hala çılgınsın.
You're still crazy.
Sen çılgınsın.
You're crazy!
Siz çılgınsınız. " O ismi olmadan da aynı mükemmelikte.
" He has the same perfection without name.
Nate, eğer maçı kazanmayı düşünüyorsan sen de onun kadar çılgınsın.
Nate, if you're thinking about winning the game, you're as crazy as he is.
- Sen de çılgınsın.
- You're crazy.
Çılgınsın!
You're mad!
Sen çılgınsın!
You're mad!
- Çılgınsınız!
- You're crazy!
- Sen de benim kadar çılgınsın.
- You're as crazy as I am.
Joey, sen gerçekten çılgınsın.
Joe, what are you doing?
Çılgınsın.
You're crazy.
Ölüm de öylesine yakın. Sen çılgınsın...
"You loonies..." "try to understand"
Sen çılgınsın Harry.
You're crazy, Harry.
Siz insanlar çılgınsınız!
You people are crazy!
Sen çılgınsın, Erhard.
You are crazy, Erhard.