Ölümü translate English
8,478 parallel translation
Her şey bir kurguymuş... yakılmış resim, Susie'nin ölümü.
Well, then, everything has been staged... the burning of the painting, Susie's death.
O zamana kadar, Foley'nin ölümü nefsi müdafaadan olmuştur.
Until then, Foley's death is self-defense.
Gerçekten zeki ve cesursun ve kalbinin doğruluğu kesin bir ölümü önleyecek.
Only the most brave, clever, and true of heart shall avoid certain death.
Ya da, Moloch'un ölümü ile araftan kaçan başka biri.
Or Another tormented soul Released from purgatory after moloch's death.
Moloch'un ölümü ile araftan kaçmış olmalı, şimdi de dünyamıza gelmiş.
Moloch's death must have freed him from purgatory, And now he is in our world.
Solomon Kent nereye giderse, terör ve ölümü de beraberinde götürür.
And wherever solomon kent goes, Terror and death are sure to follow.
Kardeşinin ölümü, düşük yapması.
Shes been through a lot.
Tek istediği yıllar önce çalıştığım bir dava ile ilgiliydi. Sarhoş bir sürücü başka bir arabaya çarpıp şoförü öldürüyor. Yanındakinin ise olay yerinde beyin ölümü gerçekleşiyor.
All she wanted was to know was about some case that I worked on years ago... drunk driver T-boned another car, killing the driver, and the passenger was declared brain-dead on the scene.
Efsaneye göre, sadece Yin ve Yang arasında bulunurmuş ve yaşam ve ölümü birbirine bağlarmış.
According to the legend, it only exists at the limbo of Yin and Yang, and connect the living and the dead.
Ding, Ekinoks çiçeğinin yaşam ve ölümü birbirine bağladığını söylerdi.
Ding said that The Equinox flower's able to connect the living and the dead.
Amiloid yayılması, yaygın hücre ölümü.
Amyloid plaques, rampant cell death.
Eğer benim ve bu üç adamın ölümü sizlere savaşılacak gerçek düşmanı hatırlatacaksa... Pekala.
And if it takes my own death and the death of these three brave men next to me to get you back to fighting the real enemy instead of your own people, well, then...
Ölümü çok seveceksin Nicky.
Oh, you're gonna love death, Nicky.
Bay Jackson'a göre Shana onunla konuştuktan hemen sonra eski erkek arkadaşının ölümü hakkında onunla yüzleşmek Elliot'ın evine gitmiş.
According to Mr. Jackson, right after Shana spoke to him, she went to confront Elliot about his role in her former boyfriend's death.
Bir telefon çağrısı benden, ve sevgilinin ölümü kızkardeşinin elinde.
One phone call from me, and your beloved dies at the hands of your sister.
Oğlunun ölümü yüzünden bana olan tükenmez nefretin...
And with your vendetta against me for the death of your son
Cruella'nın ölümü sadece bunu doğruladı.
Cruella's death only confirmed that.
- Cruella'nın ölümü bir kazaydı.
- Cruella was an accident.
Ama Hook ölmüştü, ve sonra onu hayata geri döndürdüm... Hook'un ölümü asla gerçek olmadı.
But hook was dead, and then I brought him back to life... hook's death was never real.
Bütün bunlar bittiğinde, ölümü öyle kolay kabul etmemi mi umuyorsun?
And after all this is over, You expect me to accept death so easily?
Cehennemi ve ölümü dünyaya getirdin!
You bring hell and death to earth!
Mona Vanderwaal ölümü durumunda özel işleriyle ilgilenmem için, beni işe almıştı.
Mona Vanderwaal retained me to handle her affairs in the event of her demise.
Ve bununla birlikte Ryan Thames Nehri'ne girdi ve ölümü kabul etti.
And with that, Ryan walked into the River Thames and accepted death.
Drill'in ölümü... - Ne?
Drill's death...
- Bazıları arkadaşımdı. - Yani onun ölümü intikam için mi?
Some of them were my friends.
Güzel Tanrım, bir şeyler yapmazsam aptallığı onun ölümü olacak.
Good Lord, if I don't do something, his stupidity will kill him.
Gitmene izin verirsem, onların ölümü manasız olacak.
If I let you go, their deaths are meaningless.
Onun ölümü ile alakalı hiçbir şey yapmadım.
I didn't have anything to do with his death.
Babasının ölümü, Amerikan karşıtı hislere sebep olmuş.
So the death of his father causes anti-American feelings.
Onun ölümü gibi mesela!
Like, say, his death!
Olay yerini incelerken Ervin Bogdani'nin ölümü aydınlanmaya başladı.
While examining the crime scene, the circumstances of Ervin Bogdani's death became clear.
Ölümü kaza olmadığı müddetçe.
Unless... his death wasn't an accident.
John'un ölümü hakkında.
About John's death.
Peki ya General Shepherd'ın ölümü?
About General Shepherd's death.
Her canlı eninde sonunda ölümü tadacaktır.
Every living thing, sooner or later, becomes extinct.
Bir Romalının ölümü için adalet aramanız pek tabii hakkınız ama tapınakta üç tane Yahudi'yi öldürmek...
It is of course your right to pursue justice for a Roman death, but the killing of three Jews at the temple is not...
Hepsi Shay'in ölümü hakkında.
All about Shay's death.
Bayan Taylor, Sasha'nın ölümü sırasında neredeydiniz?
Ms. Taylor, where were you at the time of sasha's murder?
Bak, eğer ölümü kontrol edebilecek biri varsa o da sensin.
Hey, look. If anyone can control death... It's you.
Kalbini sökeceğiz, ve isteği çocuğun ölümü olacak.
Break his heart and his will by killing this boy.
Ama sen ölümü bana tercih ettin.
And you chose death over me.
Binbaşı'nın altında çalışmanızın nedeni bu ölümü yaşamak isteyişiniz olabilir mi?
Do you work for Major as a'part because you want to die?
Müvekkilimin, eşinin ölümü davasında suçsuz bulunduğunun farkındasınız, değil mi?
- You're aware that my client was found not guilty of murdering his wife?
Julie'nin ölümü bilgisayar yüzünden oldu.
And then Julie's death-by-computer...
Yani onun ölümü intikam için mi?
So his death is about revenge?
Sen özelsin, Gary ve bu adamın ölümü, senin yeniden doğuşunu simgeliyor.
You are the one, Gary, and this man's death signifies your rebirth.
Kol'un ölümü bunu dogruladi.
Kol's death confirmed it.
Onun ölümü, geleceğimizin anahtarı.
His death is the key to our future.
İşlediği suç kesinlikle ölümü en çok hak edenlerden. 5.
The crime he's committed most certainly merits death.
Pekala, Spencer'ın ölümü bir kazaydı.
All right, Spencer's death was an accident.
- Bekle haklıydın, Jacob'ın ölümü beni değiştirdi...
You were right. Jacob's death changed me.