Ölürdü translate English
383 parallel translation
Eğer birinin ölmesini isteseydi o ölürdü.
If she wished someone dead, he died.
Seni yer ve zehirlenip ölürdü.
He could eat you and die of poisoning!
Hasta oksijen yerine karbon dioksit almış olsaydı oksijen yetersizliğinden ölürdü.
Well, the patient would be getting carbon dioxide instead of oxygen. He'd die of, well, lack of oxygen.
Eğer dünya altından yapılmış bile olsaydı...... muhtemelen insanlar bir avuç pislik için ölürdü.
If the earth was made of gold, I guess men would die for a handful of dirt.
Ben öleceğim için o da ölürdü.
For when I die, he dies too.
Bir adam hiç ev bulmadan açlıktan ölürdü.
Well, a man could starve before he ever found a house.
YaşIı olmasaydı o da burada ölürdü!
He would die here if he were not old!
George'un karşısında silahına dokunamadan ölürdü.
WHY IF HE WAS TO DRAW ON GEORGE, HE'D BE DEAD BEFORE HE TOUCHED HIS GUN!
Bu Melisande... o kadar güzel, saçları o kadar uzun ve kıvırcıktı ki... kral ne zaman baksa... yere yuvarlanır ve ölürdü.
That Melisande... she was so beautiful, and her hair was so long and curly... why, every time he looked at her... he just fell right down and died.
Yemeğini bitirip Abilene'in bu yakasındaki herkesi ziyaret edinceye kadar bütün sürü ihtiyarlayıp ölürdü.
By the time he finished eating'and visitin'with everyone this side of Abilene, them cows would be dead of old age.
İki haftalık bir sürede okyanus balıkla tıkanır, yeterli su kalmaz ve bütün balıklar ölürdü.
Why, in two weeks time the ocean would be so choked with fish there wouldn't be enough water left, and all fish would die.
O haliyle bir mil bile yürüyemeden ölürdü.
Shape he's in, he'll be dead'fore he even walks a mile.
- Suratını görseydi bir kez daha ölürdü. - Hayır!
That face would put her back in her grave!
Bir zamanlar, efsaneydi, hatta bazıları onun için ölürdü.
Once upon a time, legend has it, some men even died for it.
Öyle bir tarzım olasaydı... tüm adamların çoktan ölürdü
If I did that all your men would be dead by now
Bir zamanlar beyni dağıldı mı insan ölürdü ve iş orada biterdi.
Time has been that when the brains were out, a man would die and there an end.
Koca filarmoni orkestrasını getirsek bile yine de ölürdü.
He'd still have gone. I'm going upstairs.
Eğer ben de kolera olsam ailem açlıktan ölürdü.
For if I caught cholera, my family would die of hunger.
Çöl gibi görünmeyen bu tehlikeli çölde, bir başkası birkaç gün içinde susuzluktan ölürdü ama o, aylar boyunca mütemadiyen hayatta kalabilir.
Anyone else would die of thirst in a few days in this treacherous desert that doesn't look like a desert but he can survive for months on end.
Borowiecki olmasaydı onun üzerine hafifçe basardık, hemencecik ölürdü.
If it wasn't Borowiecki... we could step on him lightly and he'd quickly die.
- Öyle olsaydı ölürdü.
- If that were true, she'd be dead.
Bak, bir yetişkinin başına gelseydi orada ölürdü. Çocuklar çok sağlam.
I mean, whereas an adult would have been laid out for good... kids are as solid as rock.
- Antibiyotikler olmasaydı ölürdü.
Well, without the antibiotics, he would've died.
Doğru yapılırsa kötü ruh ağzından çıkıp uçar, öylece ölürdü.
If all is done right, the evil spirit flies out of his mouth and he's dead.
Elbette ; yoksa tohumlar ölürdü.
Of course, so the seeds won't die.
Onu öldürmek isteseydim, şimdiye kadar çoktan ölürdü ondan sizi öldürmesini isteyen aslında bendim!
If I want to kill him, I wouldn't be here It's me who has asked him to kill you
Suyu bile zehirlemiş Yarasayı kurtarmak istiyecek kişi, mutlaka ölürdü
He's helped us to cross the water lf anyone tried to rescue the Bat.
Eskiden nehire atarlardı, bütün balıklar ölürdü.
They used to throw it in the river, but all the fish died.
İnsanlar açlıktan ölürdü.
Guys were dying of malnutrition.
Dendiğine göre ona meydan okuyan ölürdü.
They said whoever challenged him would die.
Aktarmak için eğer çocuklar olmasaydı, Talmud da insanlar yaşlandığında ölürdü.
Without children to pass it on to, the learning, the studying, the Talmud dies with old men when they die.
Stiller ölürdü herhalde.
Stiller would wither and die...
Bebek doğursaydı, ölürdü.
If she had a baby, it'd kill her.
Sabahları grubumuzdan bizi dışarı çağırdıklarında, en azında dört ya da beşimiz ölürdü.
In the morning, when they had an Appell to go out from the barracks, from our group, I would say at least four or five were dead.
Demek istediğim, başka biri olsaydı, çoktan ölürdü.
I mean, any normal man would have just turned up his toes and died.
Ne yazık ki pezevenk hayatta değil... çünkü bunu duysa kahrından ölürdü.
It's a pity that son of a bitch isn't alive... because it would kill him to hear that.
Bebek ölürdü.
It died.
Orta doğunun bütün fanatiklerini sorguya çekseydim.. nüfusun yarısı ölürdü.
If I tried every fanatic in the Middle East, half the population would die.
Mahkum bitkin düşer.. ve ölürdü.
Death came by exhaustion.
Pandu'nun, çocukları olmasını ne kadar derinden arzuladığını biliyorlardı, ve biliyorlardı ki eşlerinden herhangi biriyle aşk yapacak olursa ölürdü.
They knew how deeply Pandu longed for children, and they knew also that if he ever made love to one of his wives he would die.
- Tetiği çekseydim Sybok ölürdü.
- Then Sybok would be dead.
Eğer o olmasaydı herkes... 48'deki büyük kar fırtınasında ölürdü
If it weren't for him, all the settlers would have died... in the great blizzard of'48.
Sudan sebeplerle birbirlerine girerler, ne oluyor demeden içlerinden biri ölürdü.
Guys would get into arguments over nothing. Before you knew it, one was dead.
Neyse ki kurşun fazla zarar vermemiş. Yoksa ölürdü.
Luckily he had a lighter in his breast pocket or he'd be dead.
İçeriye girseydi 2 yaşındaki, 4 yaşındaki ve 6 yaşındaki kızım ölürdü.
Had it gone inside, my 2-year-old, my 4-year-old and my 6-year-old daughter would have- -
Ama mucize eseri yumurtlasaydın, yumurtadan bir çocuğun çıksaydı ve onu emzirmeye çalışsaydın, çocuk açlıktan ölürdü.
And even if by some miracle you actually laid an egg and then hatched a child and tried to breast-feed it, the kid would starve to death.
İnsanlar ölürdü.
People did.
Kendi yaşam destek sistemine bağlayıp kendi kanınla beslemeseydin beyni oksijen eksikliğinden ölürdü.
Well, the reason he lived was because of you. If you hadn't bypassed your own life support system, feeding your blood into his arteries, his brain would have died of oxygen starvation.
Suçlunun kim olduğunu bilseydim ölürdü. Zaten görseydin Cha Hee Joo'nu ölümünden yakalarını kurtaramazlardı.
I guess if you had seen their faces...
Eğer gerçek büyüklüğümde olsaydım, düldülün burada korkudan ölürdü. Otur, Bessie.
79, gold.
İnsanlardan fazlası ölürdü.
More than people would die then.