Ölürsün translate English
3,064 parallel translation
Yarın onun aleyhinde tanıklı edersen ölürsün.
You testify against him tomorrow, you're dead.
Kaybedersen ölürsün.
Winning, met life, defeat, death.
- Ölürsün.
- And you're dead.
- Ölürsün.
- You're gone. - You're dead.
Hareket edersen, ölürsün.
You make a move, and you'll be dead before the cuffs clear the bar.
Eğer o ölürse sen de ölürsün.
He dies. So do you.
Umarım bu gece sahnede ölürsün.
I hope you die out there tonight.
Bana 10 sene önce ölürsün dediler.
Doctors- - said I'd be dead ten years ago.
Ona bir şey yaptığını öğrenirsem yemin ederim ölürsün.
If I find out you did anything to him, I swear you're gonna die.
Ona bir adim bile yaklasamadan önce ölürsün.
You'd be dead before you got within spitting distance of her.
Ses çıkarırsan ölürsün..
Make a noise, you die.
Ya seni aldığım yere gidersin 24 saat içinde ölürsün veya onu ihbar edersin.
You either go back there and I'll give you 24 hours and you'll be fucking dead, do you hear me?
Ölürsün.
You will be.
Kaybedersen, ölürsün.
Lose, you die.
Beş ay içinde ölürsün.
You'll be dead in five months.
Seni görürlerse, ölürsün. Git.
If they see you here you are dead... go!
Umarım ölürsün.
I hope you die.
Ölürsün.
You're dead.
Ya adamın parayı zamanında dükkâna getirir... -... ya da ölürsün.
Either your man gets the money to the store on time, or you get dead.
Hey, böyle ölürsün.
Hey, you will die like this.
Sen bir yan karaktersindir ve filmin ilk 5. dakikasında ölürsün.
You're a side character and you die in the first five minutes of the movie.
Uzak dur, yoksa sen de ölürsün.
You stay away too... Or you will die!
Sonun da muhtemelen ya hapishanede biter ya da ölürsün.
You'll just wind up in jail or dead.
Ölürsün ve her şey biter, bu kadar.
You die and that's it.
Konuşursan, ölürsün, duydun mu?
You talk, you die, you hear me?
Çünkü bir şey söylemezsen, kan kaybından ölürsün sonra söyleyeceklerini plastik bir madalyondan öğrenirler.
No, I'm gonna tell him because if you don't say anything, then you... you bleed out and die and then read about it in a plastic locket.
- Tanrım, inansan ölürsün değil mi?
- My God, can't you just believe me?
Sakın ha salakça bir şey yapma, yoksa ölürsün.
Don't do anything stupid, or you're gonna die.
Konuşur yada hareket edersen ölürsün tamam mı?
Speak or move again, and you're dead, all right?
Kendini tanıtmadı sen onun adını söyle yoksa ölürsün!
So you tell me his name or you die.
Damien! Söyle ona, yoksa ölürsün.
Tell him or you're dead.
Yanında kalırsam ölürsün.
If I stay with you, you will die.
- Muhtemelen hapishanede ölürsün.
You'll probably die in prison. Oh.
Ya o silahı bırakırsın ya da ölürsün.
Drop it or die! Right here, right now!
Aslında, Adobe Acrobat'ın son güncellemesini yapmayı boşverdiğimden eğer rüyada ölürsen gerçekte de ölürsün.
Oh, uh, actually, because I neglected to install the latest Adobe Acrobat update, if you die in the dream, you die in real life.
Sen de ölürsün.
You're dead.
Veya ölürsün.
or you be dead.
Ona bir daha dokunursan ölürsün.
You touch her a-fucking-gain, you're dead.
Ya beslenirsin ya da ölürsün.
You feed or you die.
Onları evcilleştirmek zorundasın. Yoksa ölürsün.
You have to tame them or you will die.
- Kan kaybından ölürsün.
You'll bleed to death.
Gerçekten dolu bir mide için ölürsün.
You'd really die for a full stomach
Eğer böyle yapmaya devam edersen bir gün ölürsün.
If you continue like this someday you will die.
Annem ölürsün diyor.
My mom says I'll die.
- Ölürsün diyor.
She says I'll die.
Yani neyden ölürsün, kalp krizi?
So you die of what, a heart attack?
Ya da denerken ölürsün.
Or die trying.
Hicks'i kaybedersem azar işitirim ama Mitchell'ı kaybedersen acı içinde ölürsün.
Well, if I lose Hicks, I get yelled at. If you lose Mitchell, I'm guessing you get a painful death.
- Ya da sen ölürsün onlar kazanır.
Or you die and they win.
Hayır! Bu odadan dışarı çıkarsan, ölürsün.
No! ( muffled screaming ) ( duct tape tearing )
Ölürsün filan.
You know, in case you die.