Üstüne bastın translate English
471 parallel translation
Sezar'ın hakkı Sezar'a bebeğim, neredeyse tam üstüne bastın.
I got to hand it to you, baby, you almost hit the nail right on the head.
Tam üstüne bastın dostum.
You said it, mate.
Tam üstüne bastın.
You said it.
Tam üstüne bastın, on puan.
Chalk up one for your side.
- Tam üstüne bastın.
- You're on. - Debts?
Tam üstüne bastın.
You hit it right on the nose.
- Tam üstüne bastınız.
- You said it.
Tam üstüne bastın Clever.
Ah, you said it that time, Clever.
- Tam üstüne bastın.
- You hit it right on the head.
Sanırım tam üstüne bastınız, Bay Holmes.
I believe you hit it, Mr. Holmes.
Tam üstüne bastın.
It falls right.
Tam üstüne bastın evlat.
You're right on your toes, kid.
Tam üstüne bastın.
Precisely.
Tam üstüne bastın... kafanı karıştırır, başını ağrıtırlar.
There you have it... it makes you confused and gives you a headache.
Şeyden önce miydi, sonra mıydı bilemem-... cinayetten mi? - Tam üstüne bastınız.
I can't say if it was before o-o-or after... the crime?
Tam üstüne bastın.
You got a point.
Tam üstüne bastınız.
Well, as a matter of fact I am.
- Tam üstüne bastın.
- Τhat's just it.
Tam üstüne bastınız, Bayan Simpson.
Exactly, Miss Simpson. Well said.
Tam üstüne bastın.
That's the very word.
- Tam üstüne bastın.
- That's exactly what it is.
Tam üstüne bastın!
You hit it right on the snout!
- Tam üstüne bastın.
- That's just it.
Tam üstüne bastınız!
My point!
Pirinçlerin üstüne bastın.
You stepped on the rice.
- Tam üstüne bastınız.
- You're right.
Tam üstüne bastın.
You hit it right on the head.
Tam üstüne bastın!
Exactly, Freddie!
- Tam üstüne bastın dostum.
- You said it all, pal.
- Tam üstüne bastın.
- You're on to it.
- Tam üstüne bastın, o tabelada. Gördüğün gibi ortadan ikiye bölünmüş.
- That sign... must've gotten a few strays.
- Tam üstüne bastın.
Oh, no.
Tam üstüne bastın.
Now ya know me.
Evet, Dawn, tam üstüne bastın.
Yes, Dawn, exactly.
- Karateye gitmediğini mi düşünüyorsun? - Tam üstüne bastın.
- You think he doesn't go to karate?
Sanırım tam üstüne bastın.
I think you hit it right on the head.
Tam üstüne bastın.
Now you're talking.
İşte bu kez tam üstüne bastın.
Look! You really put your foot into it this time.
Tam üstüne bastın.
Right on the button.
Tam üstüne bastın çünkü karım,... işte yalan söyledim ve yalan söylemeyi beceremediğim için.
Yes, because my wife... I lied. And because I'm not a good liar...
Tam üstüne bastın!
That's exactly it!
- Tam üstüne bastınız.
- That's the one.
Tam üstüne bastın.
You put your finger on it.
Tam üstüne bastın.
That's exactly what it is.
Tam da üstüne bastın, Doktor Watson.
Doctor Watson.
- Yılanın üstüne mi bastın?
- Did you step on the rattler?
Ne halt etmeye onu ayağının üstüne bastırttın?
Why the devil didn't you keep her off her feet?
Tam yaramın üstüne parmak bastı, bütünleşemeyişim.
He put his finger right on my problem - my lack of integrity.
Tam üstüne bastın.
Glory!
- Tam üstüne bastın dostum.
I should bally well say so, old fruit.
Tıpkı üstüne bastığınızda tahtanın yaptığı gibi.
Just like the wood you stepped upon
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19