Şaga translate English
8,025 parallel translation
Sanki kare desenli zemin boyunca resmin içine doğru yürüyüp yukarıya, sağa döndükten sonra ışıklı kapıya doğru yürünebilir gibi.
You could almost walk into that painting, you could walk across that chequered floor, up the stairs, turn right and out through that illuminated doorway.
Zuma Plajı'ndaki destan devam ederken, Walter O'Brien İç Güvenlikten bir sözleşmeli çalışan toprağın altına giriyor ve bu girişime sadece ve sadece riskli bir çaba denebilir. Owen!
As this saga at Zuma Beach continues to unfold, Walter O'Brien, a freelance contractor with Homeland Security, is heading down into the earth in what can only be described as a very risky endeavor.
Her zaman sağa sola salınarak başlarım.
Always start with a side-to-side sway.
Başını sağa çevir.
Turn your head to the right.
İster sağa dönsün ister sola.
Whether it turns right.. or left...
Biraz sağa.
Bit of right.
Çokça sağa.
Quite a lot of right!
- Sağa mı yani?
~ Do you mean right?
- Tam sağa, pardon.
Full right, sorry.
Şimdi sağa geç. Sağa geç.
Now floor it to the right, floor it to the right.
Üçümüz ise bu üzgün hikayemizi Butch Cassidy ve Sundance Kid'in kendilerininkini bitirdiği şekilde sonlandırmaya karar verdik.
'Us three, meanwhile, had decided to conclude this whole sorry saga in'the same way that Butch Cassidy and the Sundance Kid had ended theirs.'
Sağa çek!
Pull over!
Sağa dön. sağa, sağa.
Take a right. Right right right.
Şimdi sağa!
- Everybody, down! Right now!
Sağa!
Right!
Hayır, sağa!
No, right!
CASE, dön! Sağa dön!
Bank right!
- Sağa dön.
- Uh, take a right.
- Yaklaşıyor, sağa dön!
- He's catching up! Turn right!
Sağa çekiyorum ben.
I'll pull over right now.
- Sağa!
- Right!
- Buradan sağa. - Öyle mi?
- Yeah, take a right here.
Sağa döndürmeliyiz!
We have to set her up right!
Sağa bakın.
Eyes right.
Ben yeterli bedenimi döndü Onun ağırlığı onu getir izin, o zaman ben sağa Broadway indi.
I turned my body just enough to let his weight bring him in, then I came right down Broadway.
Sola kır, sağa gidiyorum!
Break left, I'm going right!
Sağa.
To the right.
Sonra kafamı gözüne yaklaştırdım gözünün maskem üzerinde sağa sola gittiğini, gözlerime baktığını hatırlıyorum ve ona yardım ettiğimi anladığını farkettim.
And I put my head right next to her eye, and I just remember her eye moving back and forth between my mask, looking at both my eyes... and realized that she knew I was trying to help her.
Sağa dönelim.
Let's take a right.
Sağa dön.
Make a right.
İlk sola, hemen sağa.
First left, then immediate right.
Sen öğrenmek için sağa yer geldiniz.
You've come to the right place to find out.
Anderson'dan sağa dönecekmiş gibi görünüyor.
Looks like he's gonna take a right on Anderson.
Yukarıdan aşağıya, soldan sağa.
From top to bottom. Left to right.
Yukarı aşağı gider ya da sağa sola.
He moves up and down or side to side.
Mao Tse-Tung'a vardığınızda sağa dönün.
When you get to Mao Tse-Tung, turn right.
Ama hafif sağa.
But only half.
- Hafif sağa. - Evet.
Only half.
Buradan sağa dön.
Take a right here.
Bir, iki. Sağa.
To the right.
Sağa doğru!
Break right!
Sola dönüp dümdüz gidiyorsunuz Lexington'dan sola, Broadwick'ten ilk sağa St Anne bahçesinden ikinci sola, solunda kalan ara sokağa sapacaksınız sağınızda karşınıza çıkacak.
Oh, you take a left, go straight ahead, left into Lexington, first right onto Broadwick, second left, up St Anne's Court, through the alley on your left and it's on your right.
Önce sola 45 sonra sağa.
Left 45, then right.
Birazcık daha sola ya da birazcık daha sağa düşseydi,..... birileri zarar görebilirdi.
A little to the left, a little to the right, somebody could have gotten hurt.
Sola girersen buraya gelirsin. Sağa dön, havalandırma sistemlerine.
Left takes you back here, so go right, right into their main ventilation system.
Evet, bir tane daha sağa döneceğiz.
Yeah, just another right.
Biraz sağa.
To the right a bit.
Büyük Ayı'dan sağa dönün.
Turn right at the Big Dipper.
- Hayır, hayır. Sağa, sağa.
To the right, to the right.
Evet, buradan sağa dön.
Yeah, turn right here.
Herkes kutba gitmek için Oloukin'in sağa doğru gittiğini düşünüyor ama sola gitti!
People think that in order to go to the Pole, Oloukine - went right there, but he went left!