Şans getirir translate English
580 parallel translation
Şans getirir.
It's lucky.
- Haydi evet de, şans getirir.
Say yes now, just for luck.
Belki o küçük duş bize bol şans getirir.
Maybe that little shower will bring us oodles of luck.
Kötü şans getirir.
It's bad luck.
Kötü şans getirir. Çabuk dua et.
Say a prayer, quickly.
Bir şeyi şampanyayla başlatmak her zaman şans getirir.
It's always good luck to launch something with champagne.
Umarım sana şans getirir.
I hope it brings us luck.
İyi şans getirir.
It's good luck.
Geline dokunmak şans getirir, terfim yaklaşıyor da.
It's good luck to touch a bride, and I got a promotion coming up.
Belki de bu kara kedi bize iyi şans getirir, 41. bota.
Maybe this black cat is good luck for us, the 41 boat.
Kim bilir. Belki ikinize de şans getirir.
It might bring luck to you both.
Şanslı kişilerle tanışmak şans getirir.
It's lucky to meet lucky people.
Üçümüzün aynı fotoğrafta olması kötü şans getirir.
It's bad luck with 3 in a picture
Seçmelerden önce iyi şans getirir.
It's good luck before an audition.
Şu an onu ziyaret etmek şans getirir.
It is good luck to visit her now.
Demir raylar ve ses çıkaran kablolar kötü şans getirir demiş.
Told him the iron rails and singing wires was bad medicine.
Bir geyşa gülümsediğinde... sana şans getirir.
When a geisha smiles... It costs you a fortune...
Çünkü size şans getirir.
Because I will bring you luck.
Bersagliera yeterince ağladın, yoksa kötü şans getirir.
Don't cry, it brings bad luck.
Belki eve iyi bir şans getirir.
Might bring some good luck to the house.
Belki tombul adam bana şans getirir.
Maybe the fat man will bring me luck.
Kötü şans getirir.
Bad luck.
Düşmüş orospu iyi şans getirir.
The fallen whore brings better fortune.
Ekselansları, durmak kötü şans getirir.
Excellency, it is bad luck to stop.
Yok, kötü şans getirir.
Nah, it brings bad luck.
Üç kez, iyi şans getirir.
Three times is good luck.
Silah kötü şans getirir Marc.
Guns are bad luck, Marc.
Böyle bir zararlıyla tanışırsan sana kötü şans getirir.
You meet such a pest and it brings you bad luck.
Bir yatakta 13 kız, kötü şans getirir.
1 3 girls in a berth is bad luck.
- Ama biri şans getirir diyor.
- But one says it brings luck.
Küfretme! Küfretmek kötü şans getirir.
Swearing brings bad luck.
Kötü şans getirir.
Brings bad luck
Servet sadece kötü şans getirir.
That wealth brings only misfortune.
- Kötü şans getirir mi dersin?
Will it bring bad luck?
Bu da şans getirir
And that's lucky too
- Kötü şans getirir!
It brings bad luck!
Sen gittiğinden beri çıkarmadı, kötü şans getirir.
She ain't had it off since you left. Henry. That'd be bad luck.
Yiyelim iyi şans getirir.
Have some for good luck.
Bana şans getirir.
It's... a good-luck charm.
Bu da bana şans getirir.
- Like this is for me?
Bu, kötü şans getirir derler.
That would bring bad luck.
Bir pederi vurmak kötü şans getirir.
Bad luck to plug padres.
İyi şans getirir.
That's for good luck.
Meseleyi çözme yönteminiz size daima kötü şans getirir, ekselansları.
Your way of doing things is gonna bring you bad luck, Your Highness.
Batıl inançlar kötü şans getirir ama kartlar çok güzel.
- Neither do I. It's bad luck to be superstitious, but the cards are so pretty.
Ben de bir şey söyleyeceğim. Umarım size bol bol şans getirir.
I want to say this, by the way, I hope it brings you lots and lots of luck.
- İyidir. Şans getirir.
- It's a lucky sign.
- Onlar kötü şans getirir.
Crape myrtle always brings bad luck.
- Bana hep şans getirir.
- Always brings me luck, you know.
Gece boyunca burada beklerken düşündüm de eğer Savaş Kabinesi'ni bir şans vermesi için ikna etsem anlaşmanın tüm şartlarını yerine getirir miydin?
Sitting out here, I've been thinking. If I can persuade the War Cabinet would you do your part of the deal?
Ve bu. Kötü şans bile getirir.
This one... even brings bad luck