English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ş ] / Şuradan

Şuradan translate English

3,567 parallel translation
Vinci şuradan çıkaralım.
Get the winch out there.
Şuradan çıkmamız gerek. İyi.
Uh, it should be coming up on the right here.
- Çıkış şuradan.
Oh. - It's that way.
- Evet, şuradan girebilirsin.
Oh. Richard, I'm so sorry.
Şuradan başlıyor...
It goes all the way to...
Şuradan dön.
Turn here.
Hadi, çıkalım şuradan.
Come on, let's get out of here.
Nerede olduğunu ve iyi olduğundan emin olmadığım sürece şuradan şuraya gitmem.
I can't leave here until I know where he is, and if he's okay.
Atlantic City'den gelen şeyler tam şuradan, okyanusun kıyısından geliyor.
What used to come up from Atlantic City comes right through here, straight in off the ocean.
- Git şuradan.
- Evergreen. - Get out of town.
İlk önce şuradan bir çıkalım.
Let's get you out of here first.
Şuradan mı?
Right here? Mm-hmm.
Eskiden LSD çekip şuradan körfezden gelen gemileri seyrederdim.
I used to drop acid right over there and watch the ships come in from the bay.
Telefonum olmadan şuradan şuraya adımımı atmam.
I ain't leaving here without my phone.
çekil şuradan...
Get outta the...
Tamam, şuradan başlayın.
Okay, start over there.
Buradan ve şuradan kesmeye başlayacağım.
Now I'm gonna start with some incisions here... and here.
Ve siz ikiniz de şuradan!
And you two go over that way.
Sen şuradan git, biz şuradan gidelim.
Go that way, we'll go this way.
O zaman ben şuradan bir but alayım?
Then can I have a drumstick?
Çekilin şuradan!
Out of the way!
- Şuradan.
Oh, it's that way.
Sen şimdi kalk da şuradan bir Ankaralı Turgut aç bakayım.
Now get up and find me Turgut from Ankara. Come on.
Adam gibi in şuradan aşağı!
Come down properly.
Şuradan dön.
Turn right up here.
Onlar kafalarının tepesine vurup, "sadece şuradan gideceksin" diyene kadar, avare avere dolanıp dururlar.
They'll drive around aimlessly before you have to tap them on the head and say, "I'll just walk from here."
Çık git şuradan!
Quit saying that!
Şuradan bir çıkayım, herkes kovulacak.
When I get out of here, everyone's fired.
Çık şuradan.
Move!
Sanırım bankaya şuradan geçiliyor.
I assume the bank's through there?
Çekil şuradan.
Get out of my way.
Çekil şuradan!
Out of my way!
Çekil şuradan.
Move over.
Kaybol şuradan!
Get lost!
Git şuradan.
Get lost.
Defolsana şuradan!
Just go!
Şuradan kesildi ve bütün kanı boşaltıldı.
He was cut here and his blood was drained out.
Çekil şuradan. Na... Nasıl birini yakalamaya çalışıyorsun ki buraya geldik?
Move out of the way. kind of strong bastard are you trying to catch so that you came to a place like this?
Çıkın şuradan!
Get out right away!
Şuradan biraz bant alıp hortumun üzerine yapıştır.
Grab a piece of that tape and put it over that hose.
Şuradan geçiyordum.
I was driving nearby.
Neden yardımcına şuradan telefonumu getirmesini söylemiyorsun?
Why don't you ask your sidekick to bring my mobile phone in here?
Yani şuradan yukarı pek erkeksi değilimdir de.
It's only that, well, from here up, I'm not exactly boyish, so...
Gidelim şuradan.
They eat it up.
Çık şuradan.
Get out of here.
Şuradan döndüm.
I got turned around.
Çekil şuradan.
Get off me.
Ben şuradan gideceğim.
Ah... so I'm that way.
Sen de Asbjorn'la şuradan başla.
I'll just talk to the foster family first.
- Dur. Şuradan sağa dön.
Make a... make a left right there.
- Çekil şuradan.
Move it move it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]