200 translate Spanish
13,637 parallel translation
- Anladım. Tamam 200 diyelim?
Eh, así que... ¿ $ 200?
- Annesi de 200 bin Dolar verdi.
Y luego me dio 200.000 dólares.
Sylvester gelir de ücret 200 milyon daha artarsa ne olcak?
¿ Qué pasa si Sylvester aparece y el precio del equipo aumenta otros 200 millones?
200 bin dolar nakit toplaman ne kadar sürer? - Neden?
¿ Con qué rapidez puedes reunir 200.000 dólares en efectivo?
Neden olmasın. 200 dolar.
Claro. 200 pavos.
Biletini ısmarlayabilirim ama 200 dolar tutacağını sanmıyorum.
Bueno, podría comprarte la entrada, pero no creo que cueste 200.
Hayır, 200 benim için.
No, los 200 son para mí.
Bana 200 papele mal olacak.
Va a costarme 200 pavos.
Sonra oraya gittiğimde gördüm ki 200 kişiydik.
Cuando llegue ahí, había unas 200 personas.
7 veya 8 sene Scientology'de olmalısın ve birkaç yüz bin dolar harcamalısın ki en sonunda galaktik lider Xenu'yla ilgili özgeçmişi öğrenebilesin.
Necesitas estar en la Cienciología por siete u ocho años y dar unos 200.000 dólares para finalmente poder aprender la historia de Xenu, el gobernante galáctico.
Gelirler bu yıl % 200 artmıştı.
Los ingresos habían subido un 200 por cien este año.
Amazon yağmur ormanlarındaki bir kabile... Ten Mohs'un 200.000 dolarlık kara elması çaldığı iddiasıyla dava edilmiş.
Ten Mohs estaba siendo demandado por un diamante negro de 200.000 dólares que una tribu de la selva amazónica dice que robó.
200 yıl arafta kalmak güçlerimi çok zayıflattı ama, giderek iyileşiyorum.
Doscientos años en el purgatorio han minado profundamente mis habilidades, pero, poco a poco, voy estando más fuerte.
Oracıkta 200 bin dolar var.
200.000 dólares.
Bu toprakların 500 kilometre karesini jeolojik araştırma için kiraladık.
Hemos alquilado 200 millas cuadradas de esta tierra para la prospección geológica.
Colts'a karşı 200 metre koştuğunuz maçı hâlâ hatırlarım.
Todavía recuerdo el partido en el que corriste 182 metros contra los Colts.
3.1 milyon dolar, 3.2 milyon.
3,1 millones de dólares. 3.200.000 dólares.
Tamam, burası tünelin girişi. Buradan 180 metre ilerde.
De acuerdo, esta es la boca del túnel... son unos 200 metros desde aquí.
Danışmanlık 200 dolar, Ve yarım ons'da içinde.
La consulta cuesta 200 dólares y eso incluye media onza.
Yarımlık için 200 mü?
Uh, ¿ 200 por medio saco?
Achilles laboratuvarları vurduğunda en yakın kara 200 mil mesafedeydi.
Aquiles fue de 200 millas de la costa cuando se lanzó en los laboratorios.
- 200 yıl arafta kalmak güçlerimi biraz zayıflattı.
- 200 años en el purgatorio han debilitado bastante mis habilidades
Benden 200 yıldır inandığım ve uğruna savaştığım her şeyden vazgeçmemi istiyorsun.
Me estás pidiendo que renuncie a todo en lo que he creído, luchado, durante 200 años.
- Hem de 200 dolarlık bir iş. Ne olacak bu?
Una comisión de 200 dólares. ¿ Qué va a ser?
- 200 dolar için fena değil sanırım.
No está mal por 200 dólares, verdad?
Benden habersiz çantamın içine küçük kan şişeleri koymuş çantam patladı ve 200 yıldan eski bir koltuğun her yeri kan oldu.
Me guardó varias muestras de sangre en mi bolso sin yo saberlo, y mi bolso explotó y se desangró por encima de una silla de 200 años.
Steven'ı aldım. 200-270 metre olması lazımdı.
Así que estoy teniendo Steven. Debe haber sido cerca de 300 yardas de la carretera, 200 yardas.
Sağa döndü ve küçük bir dolambaç vardı neredeyse 180m yokuş.
Gira a la derecha y hay una pequeña rotonda cerca de 200 yardas cuesta arriba.
Saatte 320 km, bu kadar hızlı olmak çok tehlikeli birşey.
200 millas por hora, y al momento tan rápido, es peligroso.
Bu yüzden az olsa da 200 yen yeter.
Así que podría ser menos, 200 yenes me parece bien.
- 1200 yen tuttu.
- Serán 1.200 yenes. - Sí.
- 100, 200... 400.
100, 200, 400.
En azından birkaç bin değerindekiler.
Al menos plantas por valor de unos 200.000 dólares.
200 milyon Amerikalı, öyle mi?
200 millones de americanos, ¿ cierto?
Neredeyse 200 yıldır ölüsün.
Llevas muerto casi 200 años.
200'e şarj edin.
Carga a 200.
% 200 kapasiteye ulaşıyor.
Está funcionando al 200 % de su capacidad.
Bu özel. Körfez havası 5000 metrede, 2 terselme katmanı var.
Golfo de aire a 5.200 metros, dos capas de inversión.
Dinozorlar 200 milyon yıl boyunca dünyada hüküm sürdüler.
Los dinosaurios dominaron el mundo por 200 millones de años.
Aramıza yüzlerce insan koyabileceğimize eminim.
Es una gran fiesta. Estoy seguro de que podemos poner a unas 200 personas entre nosotros.
Zekâ puanı 200 ama duygusal zekâsı o kadar yüksek değil.
200 de coeficiente intelectual. Coeficiente emocional, no muy alto.
Bu yazıcı kullanılmış olabilir. Birkaç bin dolara alınabilecek bir alet.
Sí, esta impresora podría hacerlo... y puede comprarse por 200 dólares.
Cardinals'a 200 dolar oynamak istiyorum.
Necesito poner 200 dólares para los Cardinals.
Etrafı 200 kişiyle çevrelenmiş bir grubun işini görebilmek için 7 adam çağırıyor olmamız, işte ben buna eğlence derim.
Sólo se necesita 7 personas para acabar con un grupo que está rodeado por 200, Hermoso!
Sekizgen kubbe, Neo-Palladian döneminden kalma ana giriş en azından
Increíble. Un domo octagonal, una cámara central neopalladiana, diseñada al menos hace 200 años.
Ben bu adami iki yüz seneden fazladir taniyorum.
He conocido al tío desde hace 200 años.
Bir başka kamyonet daha, Başkent'e doğru MD 200 gişesinden geçti.
Otra camioneta pasó por el peaje en la MD 200 hacia DC.
San Antonio ve Houston arası sadece 320 kilometre.
San Antonio y Houston están solamente separados por 200 kilómetros.
Maksimum hız 200 mph civarında olmak zorunda... ki öyle.
Velocidad máxima alrededor de 322 km / h... Lo cumple.
Emma'nın komodinindeki 200 doları ve pahalı mücevher dolu kutuyu bırakmış.
En el caso de Emma, ignoró los 200 dólares en efectivo del vestidor y una caja con joyas caras.
200 bin dolar.
Toma los 200.000.